Su'dan:
Kafeye girdiğimde gözlerim Emre'yi arıyordu. En sonunda merdivenlerden Emre'yi görünce yanına gittim.
"Çok geç kaldım mı?"diye sordum.
"Hayır ben geleli çok olmadı." Dedi.
"Peki çantanı nereye koydun?" Diye sordum bu sefer. İşaret parmağı ile yukarıyı gösterdi. "Çıkalım." Diyip merdivenleri çıkmaya başladı. Geldiğimiz yer (Emre buldu burayı)Yukarı çıkıp Emre'nin yerleştiği masaya geçip eşyalarımı koydum.
''Karşıma değil yanıma otur daha kolay olur ders anlatması.'' Dedi. Çantamdan matematik kitabımı ,defterimi ve kalemlerimi çıkarıp Emre'nin yanında ki sandalyeye oturdum. Yüzünde tebessümle beni izleyen Emre'ye döndüm. ''Eee başlamıyor muyuz hocam?'' dedim. ''Başlayalım ama kahve içmek ister misin?'' diye sordum. Bu dediği sanki kalbimi ağrıtmıştı çünkü biz Emreyle 4 senedir arkadaşız ve beim kafeine alerjim olduğunu herkes bilir. Demek ki Emre bilmiyormuş. Kafamı iki yana salıyıp ''Hayır ben soğuk çay istiyorum.'' Dedim. Ellini kaldırıp az ilerimizdeki garsonu çağırdı. ''Buyurun ne istersiniz?'' diye sordu garson çocuk. ''Sütlü kahve ve soğuk çay karpuzlu.'' Dedi Emre. Başka bir isteğimiz olup olmadığını sorduktan sonra istediklerimizi getirmek için gitti Emre'de bana dönüp. ''Eee ne çalışıyoruz?'' diye sordu. ''Fonksiyonlar ve polinomlar asla anlamıyorum.'' Dedim gerçekten asla anlamıyordum defalarca farklı insanlar çalıştırmıştı ama yok girmiyordu beynime. ''Sana bir kez anlatıcım her şeyi anılacaksın güven bana.'' Deyince. ''Güvenmesem burada senle değil Onurla oturuyor olurdum.'' Dedim anında sinirlendiği belli olmuştu. ''Anma şunun adını.'' Dediğinde konu kapatma kararı aldım hoşlanmadığı belliydi. ''Hadi başla anlatmaya hocam.'' Dediğimle beraber deftere bir şeyler yazmaya başladı ''Bak şimdi fonksiyonlar...''
...
Arkaya doğru gerindim Emreyle bütün konuyu tekrar etmiştik ve ben DEHB'si olan birine göre çok uzun zaman dayanmıştım bile. ''İstersen biraz mola verelim.'' Diyen Emre'ye baktım. Kafamı salladım. ''Aç mısın?'' diye sordu bu sefer.
''Hayır buraya gelmeden yemiştim ama sen açsan kendine bir şeyler iste.'' Kafasını olumsuz anlamda salladı. ''Yok senin için dedim ben de tokum.'' Dedi ''Peki.'' Sohbet bitmişti ne konuşabilirdik ki. Arkadaş olduğumuzdan beri ergenler gibi (zaten ergeniz de neyse) kavga etmek dışında bir şey yapmıyorduk. O yüzden şuan konuşacak konu bulmamız çok normaldi. Elime telefonumu alıp instayı açtım. Hikaye kısmına girip masanın bir fotoğrafını çekip hikayeme koydum. ''Ne yapıyorsun?'' demesiyle ona döndüm. ''Hikaye attım.'' Dediğimle telefonunu alıp sosyal medya hesabına girip hikayeme baktı. Oradan çıkıp kameraya girdi. Telefonu bana döndürmesiyle kaşlarım çatıldı .''Poz ver.'' Demesiyle ellimi kameraya doğru götürdüm ''Çekme çirkinim.'' Elimi tutup indirdi ''Yok hep güzelsin sen.'' Dedi dediğiyle beraber aklıma bir şey takıldı o hala fotoğrafımı çekiyordu. ''Çirkin olsam beni sever miydim?'' dedim. Anında kaşlarını çatıp telefonu indirdi. ''Ne demek o?'' dedi çok ciddiydi ve galiba onu bu kadar ciddi gördüğüm ilk andı. ''Ne duyduysan o şimdiye kadar insanlar beni hep güzelim diye sevdi peki sen de onlardan mısın yoksa ben çirkin yada kilolu olsam da beni sever miydin?'' bu dediklerim boğazımın düğümlenmesine sebep olmuştu ama bunlar gerçeklerdi erkekler beni güzel olduğum için severdi hep. ''Bak Su bu bahsettiğin insanlar kim bilmiyorum ama seni sevmemin bir sebebi yok ben seni sen olduğun için seviyorum ha güzel bir kızsın benim güzellik algıma hep uydun ama sen kilolu da olsaydın kumral yada esmer de olsaydın yada ne bilim dişlerin çarpıkta olsaydı sen bana güzel gelirdin çünkü ben seni seviyorum ve benim güzellik algım sen olacaksın. Kilo alırsan kilolu bir kadın severim saçını boyatırsan favori rengim o olur anladın mı güzelim?'' dedikleriyle büyülenmiş gibi Emre'ye bakıyordum çünkü sözleri beni büyülemişti. Şimdiye kadar beni güzel görsün diye uğraşmıştım ama anlaşılan Emre bunları pek umursamıyordu. ''Anladım.'' Dediğimle elini yüzüme getirip baş parmağıyla elmacık kemiğimi okşadı. Yüzümü eline yatırdım. ''Derse devam edelim iki test çözelim hm?'' Kafamı sallayıp kafamı kaldırıp derse dönüp testlerimi açtım çözmeye başladık.
Aradan geçen ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama yaklaşık olarak 10 test çözmüştük ve beynim resmen eriyordu. Ve Emre son test son test deyip yeni test çıkarıyordu. Bir tane daha sayfa açmasıyla başımı omzuna yaslayıp konuşmaya başladım. ''Bence dersi burada bitirelim gelirken park görmüştüm oraya gidip dolaşalım biraz ne dersin?'' dedim sonlara doğru sol ellinin üstünü okşamaya başlamıştım. Bu bile beni heyecanlandırmaya yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAN KEDİSi
ChickLitAramızdaki bu kadar mesafe ve toplum bize engel mi olucaktı? Ben sevmiştim ve kimsenin aramıza girmesine izin vermicektim. Eşcinsel kurgudur eğer bu tür şeyler hoşunuza gitmiyorsa okumayın. Bütün karakterler ve olaylar kurmacadan ibarettir.