Sevgilisinin gözlerinin önünde geçirdiği kaza sonucu öldüğünü sanan Chan ve kaza sonucunda hafızasını kaybedip 2 yıldır başka bir ülkede yaşayan Seungmin.
Kader, onları o kaza yerinde iki yıl sonra tekrardan bir araya getirmişti. Gerisi onlara kalm...
bölüm sonuna kadar tek bir yorum yapmayıp sonra yb gelsin demeyin lütfen
yorum yoksa bölüm yok artık.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~•~•~•~
Hyunjin'in kullandığı hızlı giden arabada bir sağa bir sola savruluyordu Jisung. Hyunjin'e gelen acil telefon ile bir anda gitmeye kalkınca yalnız göndermemek için Chan ve Jisung onunla birlikte gidiyordu.
"Hyunjin kırmızı ışık."
Yanında oturan Chan'ın uyarısını duymazdan gelerek hiç hızını kesmeden kırmızı ışıkta geçip gitmişti Hyunjin.
"Oğlum yavaş git."
Hyunjin şuanda Chan'ı dinlemiyordu. Bir an önce atölyeye gitmeliydi.
"Hyunjin midem bulanıyor. Sakin olur musun biraz."
Dikiz aynasından Jisung'a baktı Hyunjin. Hızı düşerken iç çekti. "Olamam Jisung. Bir an önce yetişmeliyim."
Tekrardan gözlerini yola dikip hızını arttırırken kısa sürede varmışlardı atölyeye. Arabayı stop bile etmeden arabadan fırlayıp atölyenin kapısına dayanmış adamın yakasına yapıştı. "Ne işin var lan burada?"
Diğerleri de yanlarına geldiğinde sarhoş olduğu her halinden belli olan adam bayık bakışlarıyla hepsine teker teker baktı. "Bu ne kalabalık?"
Dişlerini sıktı Hyunjin. Yakasından tuttuğu adamı tekrar sarstığında bağırmıştı orta yaşlarda ki adam. "Bırak! Oğlumu görmeye geldim ben."
"Hyung!"
Atölyenin kapısı açıldığında hepsinin gözleri oraya dönmüştü. Jeongin'in ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözleri ile göz göze gelen Hyunjin sarstığı adamın yakalarını bırakarak sıkıca sarıldı Jeongin'e.
"Tamam balım, buradayım ben. Ağlama."
Jeongin'e teselli veren Hyunjindeydi gözleri Jisung'un. Aralarındaki ilişkinin ne olduğunu merak etmişti. Şuanda kıskanmaması gerekiyordu belki de çünkü Hyunjin'in 'balım' diye hitap ettiği çocuk belli ki şuan kötü bir zamandaydı. Fakat Jisung yine de içinde alevlenen kıskançlık tohumlarına engel olamıyordu.
Jisung sarılan ikiliye o kadar dalmıştı ki dibine giren adamı fark edemedi bile. "Ne güzel kokuyorsun böyle."
"Lan!" Chan hızlı bir hareketle adamı iterek Jisung'un önüne geçtiğinde Chan'ın kuvvetli itişine maruz kalan adam yere düşmüştü. Hyunjin de Jeonginden ayrılarak ne olduğuna baktığında burnundan soluyan Chan ve arkasında duran kaşları çatık Jisung'a baktı.
