Sevgilisinin gözlerinin önünde geçirdiği kaza sonucu öldüğünü sanan Chan ve kaza sonucunda hafızasını kaybedip 2 yıldır başka bir ülkede yaşayan Seungmin.
Kader, onları o kaza yerinde iki yıl sonra tekrardan bir araya getirmişti. Gerisi onlara kalm...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~•~•~•~
"Jisung."
Dayanamayıp gelmişti salona Jisung. Hyunjin ile uzun zaman sonra yüz yüze geldiği gibi de hâlâ içinde bitmemiş olan hislerinin acısıyla pişman olmuştu geldiğine.
Geri döndüğü anda kolundan tutulmasıyla sıkıca kapattı gözlerini. Hyunjin de gitmemesi için sıkıca tutmuştu Jisung'un kolunu. "Gitme."
Dişlerini sıkıp derin bir mefes aldıktan sonra kolunu Hyunjin'in sıkı tuşundan kurtarıp yüzünü döndü ona.
Gözlerine baktığında eski neşeyi görememişti Hyunjin'in gözlerinde. Eskisi gibi parlamıyordu.
Yutkundu Jisung ve Hyunjin'in yanından öylece geçip Felix'in yanına gidip oturdu.
"Hyunjin gel sende hadi."
Changbin'in çağırmasıyla Hyunjin de Changbin'in yanına oturmuştu. "Sizi dinliyorum. Seungminle alakalı ne oldu?"
İç çekti Changbin. "Chan bugün onu gördüğünü söyledi. Seungmin'in yaşadığını söyledi."
"Ne?" Kaşları çatılmış duyduğunun gerçekliğini sorguluyordu Hyunjin. En yakın arkadaşının yaşadığını söylüyorlardı.
"Hyunjin şaşırmakta ve inanmamakta haklısın. Bizde ilk duyduğumuzda inanamadık fakat biraz düşününce belki bir ihtimal olabileceğini düşünerek seni çağırdık. Sen bir şey biliyor olabilir misin? Seungmin gerçekten yaşıyor olabilir mi?"
"Felix ben ne bilebilirim? Bende sizinle birlikte aldım ölüm haberini. Her şeyimi kaybettim ben o gün o haberle. Her şeyimi." Jisung'a baktığında göz göze geldikleri an gözlerini yere indirmişti Jisung.
Tekrar Felix'e baktı. "Hangi ihtimalden bahsediyorsun? Nasıl yaşayabilir? Yaşasa bize gelmez mi?"
"Bak Hyunjin ben düşündüm ki... Biz sadece Seungmin'in ailesinden onun ölüm haberini aldık. Bizim yüzümüzden öldüğünü öne sürerek onunla son bir kez olsun vedalaşmamıza izin vermediler. Cenazesini bile burada yapmayacaklarını söyleyerek Kore'den gideceklerini söylediler. Nereye gittiklerini bile söylemediler. Yani biz Seungmin'in öldüğünü sadece duyduk, hiç görmedik."
Duydukları ile o günü tekrardan yaşayan Hyunjin gözleri dolu dolu baktı Felix'e. "Ailesi bizi zaten hiç istememişti. Bize yalan mı söylediler?"
Changbin iç çekerek elini Hyunjin'in omuzuna koyup sıktı. "Dediğim gibi bizi oğullarının yanında hiç istemediler. Özellikle de Chan'ı. Büyük bir ihtimal bizi bir yalana inandırdılar."
