Jisung daha yeni okul çetesinden çıkmıştı, kendine yeni hobiler kazandırmaya çalışırken müziğe ilgisi olduğunu fark etti. Fakat hiçbir öpretmen ona ders vermiyordu. Birgün yine Jisung müzik kursuna gitmişti öğretmen aramak için... Sonra stajyee olan...
Yb atmazsam beni sikiceksiniz diye korkuyom o yüzden işte size yb!
Göt korkusu napak.
Bugün öğle arasında gizlice telefonu alıp özel numaradan rastgele birilerini aradık. Telefonlatı okul saatleri içinde almak yasak. Ama biz mal olduğumuz için aldık, ehe.
İsteyenler için #31# yazıp yanına da sıradan bi telefon nunarası yazınca aradığınız kişide numaranız görünmüyo. Özel numaradan aramış oluyonuz.
Bu da benden size bi genel kültür olsun 😊
Umarım beğenirsiniz💗
İyi okumalarrr💗 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ (Felix)
Selamm! Ben o herkesin tatlı, çilli bi civciv olarak bildiği Felix. Aslında kim olsuğuma gelirsek, ben aslında sandığınız kadar tatlı değilim.
Yurtdışında okudığum lisedeki çetenin lideriydim. Bunu Kore'deki tanıfıklarımdan hiçbiri bilmez. Orada zaten Koreli öğrencilerle kurduğumuz bi çeteydi. Bütün çete üyeleri şu an Kore'de. İstesek burda da öyle takılabiliriz. Arada bu konuyu konuşutoruz ve sabırım arkadaşlarımın aslında nasıl biri olduğumu görmesi iyi olur.
O yüzden yarın bizinkilerle buluşucam sonra da arkafaşlarımı, abimi ve ablamı çağırıcam. Eninde sonunda zaten öğreniceklerdi, ben sadece bu tarihi geriye çekiyorum.
Bugün zaten abimlerle ve eski arkadaşlarla buluşmuştuk. Bizim klasik tayfa; abim, ablam, Rose unnie, Seungmin, Momo, Chaeyeong, Yuna, Chaeryeong, Hwasa unnie ve Monbyul unnie. Aslında Taehyun da vardı ama onun bugin çete toplanyısı gibi bişeyi varmış.
Biz de toplanıp öyle boş beleş konultuk, dedikodu yaptık falan filan. Sonra da hepimiz evlere dağıldık.
Şimdi de kitap okuyorum, uyicam birazdan. Yarınki çete toplantımızda umarım sorun çıkmaz. Yoksa sıçtık.
Bizim çetedekiler Jungkook hyung, Jimin hyung, Namjoon hyung, Mina, Changbin hyung ve Yeonjun. Mina dışardan çok tatlı ve şirin bi kız gibi duruyodu ama içi tam zıttıydı. Bu konuda bana benziyodu. Bu yanını seviyorum o yüzden.
İkimizin bu saf görünüşü bize çok dövüş vesaire kazandırmıştı. Herkes dış görünüşümüze aldanır, bizi küçümserdi. En sonunda göt olan taraf ise onlar olurdu.
Neyse, şimdi uyicam. Sizlere iyi geceler 🌙⏰💤💤! Yarın görüşürüzzz!!! 💗 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Günaydınn 🌞🌈! Bugün buluşacağımız yer yşne aynı parktı. Parka gitmek için erken kalkmıltım çünkü ablam ve abimin bundan şimdilik haberdar olmalarını istemiyodum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Ölün biraz nihahahahha :))
Üstümü giyindikten sonra hızla mutfaktan ağzıma bir-iki şey atıp evden çıktım.
Parka geldiğimde daha kimse gelmemişti o yüzden hızla en büyük çardağı kaptım. İnsanlar, özellikle de kızlar, bana yicekmiş gibi bakıyodu. Napabilirim, yakışıklı olmak benim suçum değil :).
Yavaş yavaş diğerleri de gelmeye başladı. Yeonjun ve Mina dışındakiler ne kadar hyungum olsa da onların da patronları olduğum için saygı göstermeleri gerekiyordu.
Önce eğilip selam vermiş, sonradan da iki yanıma dizilmişlerdi. Sohbet etmeye başlamıştık.
"Oppa, abin ve ablanı çağırıcak mısın?" Mina haklıydı, artık onları çağırmam lazımdı.
"Haklısın Mina, çağırıyorum şimdi." telefondan abimi aradım önce. Açmadı. Abi ben senin...
Neyse, sonra ablamı aradım. Çok şükür ki o açtı.
"Efendim civciv?" iyi ki hoparlörde değildi telefon. Yoksa yerin dibine girerdim.
"Unnie, abimi de alıp dün buluştuğumuz parka gelir misin?"
"Tamam çillim, geliyoruz şimdi." demiş ve telefonu kapatmıştı unniem.
Ablam ve abim gelene kadar tekrar bi sohbete başlamıştık. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sohbetimiz abimin aramasıyla kesilmişti. Hemen telefonu açıp cevap verdim.
"Alo?"
"Alo Felix, nerdesşn? Geldik biz." abim ve ablamı aramak için atrafıma bakındığımda tam çardağın girişinin karşısında olduklarını gördüm.
"Tam arkazıda!" diye bağırmıştım ki sadece telefondan değil normalden de sesim gitsin.
Gızla arkalarını fönüp bize bakmışlardı. Beni gördüklerindr bir süre şoka girmiş gibi oldukları yerde kalmış, ardından ayıldıklarında yavaş adımlarla çardağa gelip oturmuşlardı.
Boş boş çardağın masasına bakıyolardı, olanları sindirmeye çalışıyolardı sanırım.
"Evet, sanırım bu halime şaşırdınız. Olanları size kısaca açıklıyım. Avustralya'da okuduğum dönem okuldaki Koreli diğer arkadaşlarımla bir çete kurduk. Ben de bu kurduğumuz çetenin lideriyim. Artık bunu öğrenmeniz gerektiğini düşünüyorum."
"Tamam." ablam ve abim aynı anda söylemişti bunu. Az korkmadım değil.
"Ama sen kırılgan bi çocuktun. Çete lideri olmayı bırak çeteye girebilecek kadar sert ve özgüvenli değildin. Nasıl oldu bu?"
"Aslında, sandığınız kadar kırılgan değilim. Bunca zamandır rol yapıyodum." dememle ağızlarını açıp bana bakmışlardı.
"Ama çilli civcivim bu böyle mi söylenir ya!" ablamın dediğiyle kaşlarımı çatıp ona baktım. Çete üyeleri gülmeye başlamıştı.