[42]

84 11 15
                                    

Selooooo

İnş güzel bi bölüm yazacam

Şarjım bitiyo ve şu an denizdeyimkee

Hadi bismillah

Umarım beğenirsiniz 💗

İyi okumalar 💖
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
(Jis-ho)

Yine yapıcak bişey bulamamıştık ve Gabu sıkmıştı. Biz boş boş düşünürken birden çardağın içine bi tenis topu girdi.

Geldiği yöne baktığımızda tenis eteği, üstünde dar bi tişört, kafasında tenis şapkası ve elinde tenis raketiyle Chang-mi bize bakıyodu.

Yanında da uzun ve bol bi şortla bol bi tişört giymiş ve terlemiş olan Sang-min vardı.

Chang-mi, Changbin amcamın kızı, Sang-min de Chan amcamın oğluydu. İkisi evliler ve ikisi de spor alanında tanınmış insanlardı.

Hatta Min-ki'yle ilk konuşan ve onunla yakın olan kişi Sang hyungtu.

Anlicanız üzere Chang tenis, Sang da basketbol yönünde ilerlemişlerdi ve ülkenin spor klübünde oynuyolardı.

"Sang hyung!" Min kalkıp hızlıca Sang hyungun yanına gitmişti.

"Naber Min? Açıldın mı diğerlerine biraz." Min başını salladığımda Sang hyung şaşısa da gülümseyip bizebakmıştı.

Eun da kalkıp onların yanına gitmiş ve Min'in yanına gelip elini onun omzuna koymuştu.

Min de elini Eun'un beline koyup kendine çekmişti.

"Oo Min, giç beklemezdim senden böyle şeyler. Basketbola devam ediyo musun?" hepimiz şaşkınlıkla ona bakmıştık, bundan bahsetmemişti.

"Babamla gidiyoruz bazen, oynuyoruz öyle sadece iki kişi. Eğlencesine yani, profesyonel oynamadım hiç."

"Min sen yeteneklisin, seni bi ara bizim antrenmana götüriyim bi oyna bakalım bizle." Min başını sallayınca Chang kollarını açıp bağırdı.

"CHUN!"

"CHANG!" Chun kalkıp hızlıca koşmuş ve Chung unnie'ye sıkıca sarılmıştı.

"Bebeğim sen naptın? Bi ara tenis oynuyodun."

"Arada giyorum ama ben daha çok dövüşe yatkınım."

"Tabi Felix amcamın kızı olunca. Hwang Felix'in çocuğu olmak zor."

"Evet bilemezsin Chung ne zorluklar çekiyorum!" Chung hyung elinin tersini alnına yaslayıp bayılıyomuş gibi yapmıştı.

"Sen Felix amcamın değil Hyunjin amcamın oğlusun, sus bi be!" Chung göz devirip yaslanmıştı.

"La siz evlenmediz hala, ne zaman düğün?"

"Beyfendi teklif etse!" Shin homurdanınca Chung ona kaşlarını çatıp baktı.

"Her saniye beni satıp başka insanlarlasın, bazen beni sevip sevmediğinden şüphe ediyorum, beni kullanıyosun desem tabi bdnim kullanılcak ne özelliğim var!? Bi de gelmiş 'beyfendi teklif etse!' diyosun!" Chung kalkıp çardaktan çıkmış ve uzaklaşmıştı.

"Abi... ABİ!" Chun hızlıca onun peşinden koşarken Shin tam Chun'u takip etmek için kalkmıştı.

"SAKIN GELMEYİ AKLINDAN BİLE GEÇİRME, SENİ ÇOK PİS DOĞRİCAM KANG SHİN-AE!" Chun Shin'e kinle bakıp bağırmış ve koşmaya devam etmişti.

"Ben..." Shin dayanamayıp ağlamaya başlamıştı.

"Ni-nişanı atmaz di-dimi?" korktuğu çok belliydi, onu sevdiğini hepimiz biliyoduk ama Chung'un kırıldığı çok belliydi.

Musica Magister // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin