Jisung daha yeni okul çetesinden çıkmıştı, kendine yeni hobiler kazandırmaya çalışırken müziğe ilgisi olduğunu fark etti. Fakat hiçbir öpretmen ona ders vermiyordu. Birgün yine Jisung müzik kursuna gitmişti öğretmen aramak için... Sonra stajyee olan...
Bu bölüme okulda başlıyom. Deneme vaaağağğğğrrr. Ve ben burda bölüm yazıyom. Değerimi bilin! Neysem, iyi okumalar aşkolarrr💗 ~~~~~~~~~~~~~~~~ (Jisung)
Sabah telefonumun çalmasıyla uyanmıştım. Telefonu elime alıp ekrana baktığımda gördüğüm "Boş insancık" yazısıyla ilk kendimi sorgulamış sonradan kendime geldiğimde kim olduğunu anlayıp utana sıkıla telefonu açmıştım.
"Selam Jisung, günaydın! Bugünki derse geç kalma lütfen."
"Tabi, geç kalmam. Merak etme."
Diyip telefonu yüzüne kapatmıştım. Belki kabacaydı ama bu pek de umrumda değildi.
Aşağıya inip sadece kahvaltılıkları çıkartıp yemiş, ardından bizim çocuklarla buluşmak için hazırlanmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bunu giyiyo 👆)
Dışarı çıkıp buluşma yerimiz olan Sshp testorantına geldiğimde ileride bana zıplayarak el sallayan bir adet tilki görmüştüm.
Gülerek onun olduğu tarafa doğru ilerlediğimde masadan kalkmış ve koşarak gelip bana satılmıştı.
"Hyuuuuunggg~~~"
"Efendim bebek ekmek." derken gülmeye devam ediyodum.
"Seni çooooook özledim ama ben. Niye arayıp sormuyosun?" dudaklarını büzerek demişti bunu bana.
Jeongin geçen sene girdiği bir okulun bursluluk sınavını kazanıp bizim liseden gitmişti. Onunla 1 yıldır görüşemiyoduk çünkü hepimizin işleri vardı.
Mesela Hyunjin ve benim çetede işlerimiz vardı. Kesinlikle çok önemli işlerdi (!).
Chan, derslerine odaklı biriydi. Sürekli ders çalıştığı için görememiştik. Jeongin de aynıydı.
Jeongin ile beraber masya geçip bu 1 yıl boyunca neler yaprığımızı konuştuk.
Jeongin bir senede okul birinciliğini kazanmıştı. Chan onunla çok gurur duyacak kesin.
Chan, hepimize babamızmış gibi davranıyodu. Azarlanmamız gerekirse o azarlardı hep. Gurur duyulması ferektiğinde de o bizimle gurur duyardı.
Bir süre sonra içeriye elinde tesbihle Hyunjin girdi...Lan elindeki tesbih ne alaka!
Hyunjin'i öyle görünce kendime tutamayıp kahkaha atmaya başladım. Benim gülmemle beraber Jeongin de gülmeye başlamıştı.
Hyunjin ona güldüğümüz anlayınca elindeki tesbihi alıp kafama atmıştı.
"Lan ben senin eski patronunum. Şerroya bak ya!" diyerek kafama gelen tesbihi alıp ben de ona fırlatmıştım. Ama o kıvrak hareketlerle tesbihten kaçmıştı.
Hyunjin pic smile atarak yerdeki tesbihi almış ve yanımıza gelip masya oturmuştu.
Jeongin hala gülmeye devam ederken bu sefer kapıdan içeri Chan girmiş ve direkt olarak (Jeongin'in gülmesi sağolsun) bizi görmüştü.
