21'

127 13 1
                                    

Kiyoomi

Atsumu'dan ayrılacağı için üzgündü ama ağlayacak kadar değildi. Gözleri dolmuştu çünkü Atsumu karşısında ağlıyordu ve ona hiçbir şey yapamıyordu. Otobüs hareket etmeye başladığında Kiyoomi'nin gözleri hala Atsumu'nun üzerindeydi. Atsumu gözden kaybolana kadar ona baktı. Artık görmeyecek kadar uzaklaştığında arkasına yaslanıp sırt çantasından dezenfektan ve Atsumu'yla birlikte kitap datei yaparken bitirmediği kitabı çıkarttı. Ellerini dezenfekte ettikten sonra kitabını okumaya kaldığı yerden devam etti.

Konsantre olmaya çalışsa bile asla odaklanamıyordu Kiyoomi. Aklı sürekli Atsumu'ya kayıyordu. Kitabını kapatıp nefes verdi ve gözlerini kapatıp düşünmeye başladı. Atsumu'nun yanına gittiğinden beri ona çıkma teklifi etmeyi düşünüyordu ama bunun özel olmasını istediği için bir anda sormak istememişti. Bir dahaki hafta Atsumu Tokyo'ya geldiğinde ona çıkma teklifi edecekti ve bunun hakkında düşünmeye başladı.

Düşünürken uyuya kalmıştı ve otobüs yolculuğunun bitmesine az kalmışken uyanmıştı. Biraz dışarıyı izledikten sonra telefonundan saatine baktı. Gece 2 olmak üzereydi ve Atsumu'dan gelen bir kaç mesaj vardı. Uygulamaya girip mesajları okurken Atsumu'nun hala aktif gördüğünü fark etti.

🦊❤️
Omiii

Eve gittinmi

Hala otobüste misin

Acıktım ben uaa

Due
[00:10]

Mısır gevreği yaptım kendime

Uyudun kesin sen yaa

Gidiuom ben
[00:26]

Omi omi💗😚
Yeni uyandım üzgünüm

Şimdi varmak üzereyim Tokyo terminaline

Sen niye hala aktifsin? Uyumuş olman lazımdı bu saate kadar
[01:48]

🦊❤️
Seni merak ettim

Ve sensiz uyku tutmuyoe

Ve açtım

Omi omi 💗😚
Tamam cevap verdim işte şimdi uyu

→Ve sensiz uyku tutmuyoe
O konuda bende zorluk çekicem sanırım

Ama uyu Atsumu hadi

🦊❤️
Ufff oki uyurum

İyi geceler Omi omii
💗💗💗💗💗💗💗💗

Omi omi💗😚
İyi geceler güzelim
❤️❤️
[Görüldü 01:55]

Otobüs tamamen durduğunda sırt çantasını alıp otobüsü terk etti Kiyoomi. Saat gecenin bir yarısı olsa da eve gitmek istemiyordu. Taksiye binip 7/24 açık olan evinin yakınlarındaki bir dükkana gitme kararı aldı. Yaklaşık 40 dakikalık taksi yolculuğundan sonra parasını ödeyip taksiden indi. Önünde durduğu dükkana baktı. Pis bir yer değildi sorun olmazdı. İçeriye girip bir kaç onigiri ve soğuk kahve aldı. Dükkanın en ücra köşesindeki boş sandalyeyi çekip oturdu. Dükkanda onun dışında üç müşteri daha vardı. Biri gece geç saatlere kadar çalışan ve büyük ihtimalle bu yüzden karısıyla sürekli kavga ettiği için burada yemek yiyen bir iş adamı, diğeri de kendi tercihi ile sokakta yaşamayı seçmiş giyimi biraz kötü olan biriydi. Son bir kişi vardı o da üniversite öğrencisiydi. Sarı uzun saçlarını at kuyruğu yapmış pembe ağırlıklı kalemleriyle renk renk notlar almış şimdi de laptopundan bir şeyler araştırıyordu. Bu kişilerin hiçbirini daha önce görmemişti ama yine de sadece onlara bakarak bu tahminleri yapabilmişti. Dış görünüş ve mimiklerin insanların hayatlarını kolayca belli ettiğini anladı Kiyoomi. Acaba bu kişilerin sadece dış görünüşünden yola çıkarak bu kadar kolay ve kesin konuşabilmesi özel bir şey miydi yoksa herkes yapabiliyor muydu? Eğer herkes yapabiliyorsa şuan burada oturanlar Kiyoomi'nin eşcinsel olduğunu ve daha az önce sevgilisinin yanından geldiğini de bilebilirler miydi? Yapabiliyor olmaları lazımdır çünkü Kiyoomi'nin ailesi o daha eşcinsel olduğunu bilmezken bile ona eşcinselsin demişlerdi. Yine aynı şeylere tekrar tekrar dönmek istemediğinden konuyu kapattı hızlıca Kiyoomi. Düşünmesi gereken daha önemli bir şey varsa o da Atsumu'ya çıkma teklifi ederken alacağı kolyeydi.

Bir yandan telefonunda kolye modeli bakarken bir yandan da buzlu kahvesinin dibinde kalan buzlarla oynuyordu Kiyoomi. Saat gece dörde gelirken karşısına tam da istediği gibi bir kolye çıktı. Dikdörtgen sanki iskambil kartı gibi şekli olan çelik bir levha ve üzerinde güneş ve ay şekilde couple kolyeler bulmuştu. Atsumu'nun onun dünyasını aydınlattığını ve onun yanındayken kendini çok mutlu hissettiğini zaten biliyordu. Bı nevi Atsumu onun hayatının güneşiydi bu yüzden o hediye ona çok uygundu. Bir ara bilezik almayı düşünmüştü ama sahaya girince bilekliği çıkartması gerekiyordu. Kolye ona göre daha rahattı çıkartmasına gerek yoktu. Kolye fikrinde kesinleşince
Kolyeyi baktığı butiğin adresini buldu. Evinden fazla uzakta değildi yarın sabah dükkan açılınca gidebilirdi. Saate tekrar baktı Kiyoomi bir an önce sabah olmasını istiyordu. Sabah olsun ki Atsumu'nun kolyesini alabilsin. Sabah olsun ki Atsumu'nun kalplerle dolu günaydın mesajını alabilsin. Ne kadar da aşıktı Atsumu'ya. Nefes aldığı her dakika Atsumu aklının her bir köşesindeydi. Tanışmalarının üzerinden 6 bilemedin 7 ay geçmişti ama delicesine Atsumu'ya aşıktı. Onun her zaman yanında olduğunu bilmeden nasıl yaşardı kim bilir? Atsumu'yla tanışmadan önce yaşadığı pek söylenemezdi zaten bitmiş haldeydi ama şimdi, şimdi Atsumu için bir otobüste 6 saat yol gitmişti ve yine sadece onun için yarın sabah 2 araç değiştirerek küçük minicik bir kolye almaya gidecekti. Aşk ne kadar da iğrenç ama güzel şeydi. Aşkın içinde bulunan kişi için mükemmel ve tozpembe, dışarıdan izleyenler için bir o kadar tiksindirici. Ayrılmadan önce aşkım, canım, cicim ayrıldıktan sonra pislik, şerefsiz, kahpe. Bu kadardı işte. İnsanların birbirini sevip birbirine katlanma seviyesi buydu. Bir zamanlar çok sevdiğin birinden ayrılınca sadece sinirinden bu iğrenç kelimeleri konuşacak kadardı insanların içindeki sevgi. Kiyoomi hiçbir zaman bu tarz bir şey yapmayacağına dair yemin etti kendine. Atsumu'nun da bunu yapacağını düşünmüyordu. Umarım haklı çıkarım dedi kendine ve telefonunda açık olan kolyenin resmine bakıp son bir kez güldü.

kilometers don't matter |Sakuatsu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin