3'avcı ve av

42 8 5
                                    

Bir türlü uyuyamıyordum.

İki saat önce olanlar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Yalvarışlar ve kanlar. Uzun bir süre unutabileceğimi sanmıyordum. Yaklaşık yirmi dakika süren dayağın ardından herkes koğuşlara kapatılmıştı. Ne tesadüf ki? gardiyanlar kavga? bittikten sonra gelmişlerdi. Aslında pek de kavga denilemezdi, kavga karşılıklı olan bir şey bunun aksine. İki saattir böyleydim, olanları düşünüyor ama uyumaya çalışıyordum, beynim iyice sulanmıştı. Baekhyunla önden koğuşa geçmiştik, aradan yirmi dakika sonra chanyeol hyung gelmiş, bir şey sormamıza izin vermeden hemen uyumuştu. Yani ben öyle sanıyordum çünkü bir kaç dakikadır yanında yatan baekhyun ile sessizce tartışıyorlardı. Neyi tartıştıklarını anlamasam da baekhyunun hızlı hızlı konuşmasında ve chanyeol hyungun sürekli sert nefesler vermesinden tartıştıkları belli oluyordu. Kendimi daha fazla tutamayarak sabahtan beri aklım da olan soruyu sordum.

'Hyung kim taehyung kim?' sanırım uyuduğumu düşünmüş olmalılar ki sesimi duyduklarında şaşırmış bir şekilde bakıyorlardı.

'Ah uyandırdık sanırım üzgünüm kook' beni uyandırdıklarını düşündüklerinden chanyeol hyungtan sonra baekhyun da özür dilemişti. Beni uyandırmadıklarını kısaca söyledikten sonra sorumu tekrarlamıştım. Hyung daha fazla uzatmayacağını, kaçamayacağını anlamış olacak ki konuşmanın uzun süreceğini düşünerekten derin bir nefes almış konuşmaya başlamıştı. 'Aslında bunu size nasıl anlatabilirim bilmiyorum, onun da dediği gibi kime göre neye göre? bana göre sırtımı yaslayabileceğim bir duvar, içerdekilere göre uyuşturucu baronu, silah kaçakçısı, bir başkası için kurtarıcı, belki bir başkası için de her şey. Bazıları için de sadece para kaynağı, patron. Demek istediğim onu tam olarak tanımlayamazsınız, herkes için farklıdır. Ama ortak bir şey söylemek gerekirse kesinlikle bizler avız ve o da avcı. Asla istemediği bir şey yapamazsınız, siz farkında olmasanız da her zaman onun emri altındasınızdır, onun istediklerini yaparsınız. İstediği bir şeyi elde etmeme gibi bir şey söz konusu bile değildir. İster ve alır. Bizim aksimize. İnatçı olduğu kadar vicdansızdır. Gözü hiç bir şeyi görmez. Ama yapılan iyiliği de unutmaz kötülüğü unutmadığı gibi.' hyungun biten konuşması ile odayı sessizlik kapladı. Pekala anladığım kadarı ile kötü biriydi? ama kişiye göre, şimdi korkmam mı gerekiyordu? Hyung, baekhyun ve bana baktıktan sonra bir şeyler daha anlatma ihtiyacı hissetmiş gibi tekrar konuşmaya başladı, 'Size zarar gelmez güvenin bana. Benimle bir sıkıntısı olmadığı için sizinle uğraşmayacak.' ' Eğer aranızda bir sorun olursa uğraşır yani?' benim sormak istediğimi baek sormuştu.

'Merak etme bir sorun olmayacak' , 'Nasıl bu kadar eminsin' bu sefer ben sormuştum. 'Eminim çünkü bu bir kaç günlük dostluk ya da ortaklık değil, ne derseniz artık buna. Otuz yaşındayım ama son on yılım o adamla geçti.' Tuhaftı madem bu kadar yakınlar neden onu buradan çıkarmamıştı ya da kendisi nasıl buraya düşmüştü? Bir daha bunları konuşamayacağımızı düşünerekten aklımdakileri sormanın tam sırasıydı.

' İyi de hyung madem bu kadar yakınsınız, madem o bu kadar güçlü seni neden buradan çıkartmadı ya da kendisi nasıl buraya düştü?' Bunları beklermiş gibi hemen konuşmaya başladı,  ' Beni buradan çıkartmadı çünkü ben istemedim, çıkartacaktı aslında. ve kendisi de burada çünkü ufak bir ihanet meselesi, adamlarından biri her şeyi polise kanıtları ile anlatmış.' verdiği cevap ile kafam daha da karışırken ne soracağımı unutmuştum.

Ufak bi sessizlikten sonra bu sefer baekhyun konuşmaya başladı. 'Sen neden istemedin ki? ve nasıl ihanet etmiş olabilir ki anlattığına göre bu adam gerçek kötü ve güçlü hiç mi korkmamış ya da ne bilim bu adam uyuşturucu, silah işinden polisin haberi hiç mi olmamış yani? ihbar edilince yakalanmış?' doğru söylüyordu ne saçma bir işti bu.

'Öncelikle elbette polisin, devletin haberi vardı ama delileri yoktu. Bazen ufak bir delil bile olsa bazı polis ve devlet tarafında yok ediliyordu, onlarında işine gelmiyordu çünkü. Zamanın da iş birliği yapmıştı bazısı, bazısı da hala yapıyor. Ve ihanet eden kişi ise sağ koluydu en yakın adamıydı, asla böyle bir şey yapacağını tahmin etmemişti, kimse yoongiden bunu beklemiyordu.' Sonuçta o da kötü değil miydi? her kötü ihanet ederdi. Baekhyunun yoongi kim sorusu ile tekrar konuşmaya başlamıştı chanyeol hyung. 'kim taehyungın sağ kolu, ortağı, güvendiği tek insan en azından ihanet edene kadar. kim taehyungla tanıştığım da beraberlerdi. yanlış bilmiyorsam onların geçmişi çocukluğa dayanır, hiç bunlar hakkında konuşmadığımız için bilmiyorum çevreden duyduğum bunlar' yani aslında şaşılacak bir durum değildi. sonuçta kötülerdi, her kötü ihanet ederdi.

'Peki ona ne olacak şimdi? kim taehyungı hapse attırmak ne işine yaramış olabilir? Ortağı değil miydi sonuçta' haklıydı baekhyun, sonuçta güçlü olan kim taehyungdı, ne kazanmıştı? 'Her şeyi aldı kim taehyungın üstüne ne varsa, işlerin başına geçti. İnsanlar artık onun için çalışıyor, kısacası gücün yeni sahibi oldu' acaba kim taehyung nasıldı şu an? Tek güvendiği insan tarafından kandırılmıştı her şeyi kaybetmişti. 'Her şeyini kaybettiyse neden insanlar hala korkuyor?' Haklıydı baek, madem artık gücü yoktu korkulabilecek bir şey de yoktu, olmaması lazımdı. 'Sadece malını kaybetti gücünü değil. O hala kim taehyung. Evet para için olanlar artık kim taehyung ile değil ama asıl önemli olanlar güçle ilgilenenler ve onlar hala kim taehyungla. Hala merhametten yoksun ve bir tilki kadar kurnaz. Anlayacağınız her şeye rağmen öldürebilir.' aklıma az önce baekhyunun sorusuna ben istemedim demesi geldi. Neden istememişti ki? 'Hyung az önce seni burdan çıkartmasını ben istemedim dedin neden istemedin?' baekhyuna bakarak gülümsemişti konuşmaya başlamadan önce.

'Beni çıkarmak için işlemleri başlatacağı zaman baekhyun geldi. Bilmiyorum henüz konuşmamıştık bile ama ben gitmekten vazgeçmiştim. İyi ki de vazgeçmişim, kararımdan bir kez bile pişman olmadım.' Ne baekhyunun beklediği bir cevaptı ne de benim. Anlaşılan bu konuyu ona hiç anlatmamıştı. Baekhyun duyduğu cevapla hyungun kucağına çıkıp başını boynuna gömdü, ağlayacaktı. Bu onun ağlama pozisyonuydu. Hyung ağlayacağını anlayınca, bir elini beline diğer elini saçlarına atıp bir yandan okşuyor bir yandan ağlamaması için konuşuyordu. Çok özeniyordum onlara, gerçekten birbirlerini seviyorlardı. İki yıldır hiç bir şey değişmemişti aralarında, hep aynı bakıyorlardı. Birbirleri için yaratılmışlardı.

'Hyung yanlış anlamazsan bir şey daha sormak istiyorum' beni başı ile onaylaması ile tek seferde sormuştum. 'Kim taehyungdan istesen ikinizi çıkarmaz mıydı? Seni zaten çıkaracakmış, istesen baekhyunu da çıkarmaz mıydı?' istemeliydi sonuçta kim isterdi ki aşkını burada yaşamayı? 'Kim taehyung karşılıksız bir şey yapmaz, ama tabi ben isteseydim bir seferlik yapabilirdi. Hatta yapacaktı ama olmadı' neden olmamıştı ki? Bir şey mi istemişti? 'Neden olmadı?' uzatmadan sorduğum soruya kesinlikle bu cevabı beklemiyordum. 'Çıkmak için tekrar konuşmaya başladığımızda küçük bir tavşan buldum, onu burada bırakmak istemedim' Umarım o tavşan ben değilimdir, gerçek bir tavşandan bahsediyordur. Yoksa büyük bir suçluluk duyacaktım. 'Bakma öyle kook, ve suçluluk falan da duyma. Benim tercihimdi, nasıl baekhyun için pişman olmadıysam senin içinde pişman değilim.' Benim yüzümden iki yıldır buradalardı. Aptal jungkook kendi hayatı mahvettiğin yetmezmiş gibi onlarını ki de mahvettin. Chanyeol hyungun kucağından kalkan baek resmen üstüme atlamış, saçlarımı dağıtıyordu. 'Bana bak tavşan aptal aptal düşünme yoksa havucunu keserim' baekhyunun konuşması üçümüzü de güldürürken hyung tekrar konuşmaya başladı. 'Aslına bakarsan bu olaylar olmasaydı senin için bir avukat ile görüşecektim, tabi normal avukatlardan olmadığı için çıkabilirdik beraber, ama anlaşılan bir süre bekleycez' ben chanyeol hyungun benim için avukatla konuşacak olmasına şaşırmaktan konuşamazken konuşmaya başlayan baekhyun olmuştu. 'Peki kim taehyungdan isteseydik yapmaz mıydı?' hiç sanmıyorum. 'Dediğim gibi kim taehyung karşılıksız hiç bir şey yapmaz, jungkook da onun isteyeceği şeyi büyük ihtimal yapamayacaktı. Bende o yüzden kendi imkanlarım ile çıkartmaya çalışacaktım' merakıma yenip düşüp sormuştum, ama gelen cevaplar yanımda oturan baekhyunun gerilmesini anlayacağım kadar sertti. 'Belli olmuyor. en basitinden taşıyıcılık isteyebilirdi. Ya da birini kaçırmanı, öldürmeni ya da onunla sevişmeni' Siktir ne!

Hepsi birbirinden kötüydü ama sevişmek ne demekti? Kaç kişi ile bunu yapmıştı.
Kim bunu kabul ederdi ki?

'Saçmalık! Bu ne böyle boş ver kook, Biz kendimiz hallederiz. Kalmadık ona' Biz kendimiz halledebilir miydik bilmiyorum ama bırak teklif etmeyi aklımdan bile geçirmeyecektim. 'Sevişmek ne demek ya! Saçmalık, oldu olacak nikah bassın beyfendiye bak ya' Sanki kim taehyung benden bunu istemiş gibi beni kollarının arsına alıp saklamaya çalışıyordu. Ben onun bu çabalarına gülerken gülüşümü havada bırakan chanyeol hyungun dedikleri olmuştu.

'Aslına bakarsan nikahına alsa daha sağlıklı olurdu, onun yerine hastaneye yatırılıyorlardı. Akıl hastanesine. Onlarla konuşmaya çalışan herkese tanrıyla seviştiklerini söylüyorlardı'

prison diaries |taekook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin