yarın atacaktım ama fırsat bulamayacağım için şimdi atıyorum
okuyan olmasına rağmen o veren yorum yapan bir kaç kişi
bilmiyorum beğenmiyorsanız okumazsınız ama okuyorsunuz
ama ne yorum var ne oy bir süre bölüm atmayı bırakmayı düşünüyorumbelki bu hayalet işi düzelir
lütfen emek verdiğimi hatırlayın
.
..Sessizlik. Taehyung'ın konuşmasından sonra herkes susmuştu. "Umarım sana hanımefendi dememe takılmamışsındır" Kafamı iki yana sallayarak cevaplamıştım. Gerçekten de takılmamıştı o an sadece kavganın bitmesini umursuyordum zaten. "Şerefsiz Min, umarım çok takılmamışsındır" Konuşan Chanyeol hyung koğuş da ki herkesi güldürmüştü, yine bir kişi dışında. Herkesten kastım ben, Chanyeol hyung, Baek, kim taehyung, Yoongi ve Jimin. Ve evet biz güya Kim Taehyung'ın düşmanları ile aynı koğuşta gülüyorduk. Gerçi düşman olmadıklarını az önce öğrenmiştik. Chanyeol hyung hem Yoongi'nin bana sorduğu soruya hem de az önce Baekhyun'a dediğine cevap olarak konuşmuştu.
"Ortama bak amına koyayım, bir seri katil, bir cazgır, bir tavşan , bir Kim Taehyung, Min Yoongi ve bebeğim." Bana tavşan demişti o, acaba hiç aynada kendine bakıyor muydu kedi kılıklı. "Bana bak bu cazgır seni ortadan kaldırır" Baek yine ona cazgır demesine takılmış, saydırmaya başlamıştı. "Şeytan bizi buraya toplayana kadar üç çift ayakkabı eskitmiş, belli ki" O ayakkabıları benim için eskitmediği kesindi. İlerleyen saatle koğuşa girilmesini belli edenler sesler duyulmaya başlanmıştı. Herkes kısaca vedalaştıktan sonra koğuşlara geçilmişti. "Hyung neden söylemedin?" Karşımda Baek'in arkasında yatan Chanyeol hyunga konuşmuştum. Koğuşa geleli belki bir saat oluyordu kimse uyuyamamıştı. "Kook siz bilseniz ne değişecekti ki? Böylesi sizin için daha iyiydi, en azından farkında olmadan bozmazdınız" Yani tamam haklıydı ama ya ben bu adama kötü kötü baktım, ya beni dövseydi. "Hyung ben şimdi bu Yoongi denen adama kötü kötü baktım, ya beni dövseydi?" Gülen hyungla yüzüm düşmüştü, dövebilirdi sonuçta. "Kook sen istediğin kadar kötü kötü bak inan bana kimse bunu anlamıyor. Daha çok sevilesi duruyorsun. Ha diyelim ki gerçekten kötü baktın Yoongi karışmazdı" Hah, papucumun hyungu. Sevilesiymiş, seni Baek sevsin. Karşımda gülen ikiliye dil çıkartmış, sırtımı dönmüştüm. Ha şimdi ha sonra illa ki uyuyacaktım, en azından uyuyana kadar bugünü hayır Kim Taehyung'ı düşünecektim.
Küçük ruh. Bana ruhun küçük diyordu, bana safsın, masumsun diyordu. Bana çocuksun diyordu babasının katili olan bana. Aklıma gelenlerle tekrar gözlerim dolmuştu. Kim taehyung, kendi elleri ile öldürmüştü ruhunu. Kendi sonunu kendi getirmişti. Ne zaafım var diyordu ne açığım, tanrıya inanmıyordu. Belki bir gün inanırdı, belki kim taehyung tanrıya tapardı. Eğer bu mümkünse orada olmak isterdim, Kim Taehyung tanrıya inanırken, yalvarırken, teşekkür ederken orada olmak isterdim
.
.
.
.Uyumuştum, Kim Taehyung'ın tanrıya inanmasını dileyerek uyumuştum. Şimdi ise yine eskisi gibi ben, Baek, hyung ve kim taehyung kahvaltı masasındaydık. Yemek sırasında Yoongi sataşarak sabahlık dozunu almış, eskiden olsa aşırı tepki vereceğim laflara kafa sallayarak geçmiştim. Bir yandan uyuşuk uyuşuk yemeğimi yiyor, bir yandan etraf da gözlerimi gezdiriyordum. Sol çapraz masam da oturan woo seok ile bakışlarımız kesişmiş, sorun çıkmaması adına gözlerimi çevirmiştim. Ama gözlerimi çekmeden hemen önce sırıtan suratı, öpücük atmış, önüne dönmüştü. İbne herif. Onu kabul etmediğimden beri böyleydi arada gelir uğraşır sonra giderdi, sonra yine gelirdi. Laftan anlamıyordu bir türlü. Benim dışım da bu öpücüğü gören yanımda ki Baek'di, "İbneye bak ağzına sıçtığım, o öpücüğü alıp götüne sokarım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prison diaries |taekook|
Fanfiction"+çok kez teşekkür ettim tanrıya, seni bana verdiği için -ama taehyung sen tanrıya inanmazsın ki +seni benden almaması için inandım" § jungkook üvey annesini korumaya çalışırken babasının katili olmuş, yaklaşık iki yıldır bulunduğu hapishane düzenin...