...
Farkında değildim, ne yaptığımın farkında değildim. Onu oradan çıkarırken ne düşünüyordum ya da revire getirirken ne düşünüyordum bilmiyordum. Boş yataklardan birinde oturuyor, bense ona sırtımı dönmüş önümde ki pansuman malzemeleri ile uğraşıyordum. Bir tepki bekliyordum iyi ya da kötü fakat hiç bir şey yoktu, ortamda duyulan tek şey nefes seslerimizdi. Bir şey olmayacağına güvenerek derin bir nefes almış kim taehyungın yanına oturdum. Ondan korktuğumu düşünmesin diye uzağa oturmamıştım, vücudumu ona çevirmiştim dizlerimiz arasında sadece bir kaç santim vardı. Gözlerini kapatmış, kollarını ayırdığı bacakları üstüne koymuş, ellerini sallandırıyordu. Tanrıyla sevişmek , düşünme, düşünme, düşünme. Aklıma gelenleri unutmaya çalışıyordum. Elime aldığım pamuk ile yüzüne bakmış, ilgisini çekmek için öksürmüştüm. İşe yarayan öksürüğüm ile gözlerini açmış kafasını çevirmeden efendim dercesine bakıyordu, evet ne var değil efendim diyordu. " Ah şey pansuman gerek yüzüne" kendimi tebrik ediyordum, kekelemeden konuştuğum için. Cevap vermek yerine vücudunu bana çevirmiş, direkt olarak gözlerimin içine bakıyordu. Sakin ol kook sakin, bakışlarını görmezden gelmeye daha çok çalışıyordum, ilk olarak sol gözünün altındaki dövmeyi kirleten kanı temizledim, şimdi güzel duruyordu işte. Sırasıyla alnını, şakaklarını burnunu temizlemiştim, çok fazla kan yoktu ama her yerine dağılmıştı. Yoongi denen adam gerçekten düşmana vurur gibi vurmuştu. Kanlar sadece çenesinde ve dudaklarında kalmıştı, küçük bir benin olduğu dolgun koyu dudakları. Ve kan, evet kan amacından şaşma kook. Değiştirdiğim temizi pamuk ile çenesi silmiş kenara diğerlerinin yanına atmıştım. Yeni bir tane daha alarak dudaklarını ve çevresini temizleyecektim ama kan iyice kuruduğundan temizleyemiyordum. Oflayarak kaçıncı olduğunu bilmediğim pamuğu sinirle atmıştım. Hem kanlar kuruduğundan hem taehyung kafasını gevşek tutmasından temizlemek için yeteri kadar baskı yapamıyordum. Hiç yardımcı olmuyordu ben ne kadar sinirleniyorsam onunda bir o kadar hoşuna gidiyordu. Bunu o gizlemeye çalıştığı sırıtmasından anlıyordum, beceremiyordu pek.
Bu sefer elime aldığım pamuğu su ile hafif ıslatmış, diğer elimi de kaldırarak çenesine getirmiştim, dokunmadan izin için gözlerine bakıyordum. Saniyesinde gözlerini kapatarak çenesini elime getirmişti. Hızlanan nefeslerimle çenesini kavramış kanı temizlemeye başladım. Ellerim titriyor, tenim yanıyordu. Kenarlarını ve sus çizgisini temizledikten sonra sıra dudaklarına gelmişti. Koyu dolgun dudakları. Elime aldığım yeni pamukla üst dudağını temizlerken konuşması hiç iyi şeyler hissettirmiyordu. özellikle konuştukça elime değen alt dudağı. "Neden buradasın?" konuşamıyordum dilim tutulmuş, kelimeleri unutmuştum. "Zor bir soru sorduğumu düşünmüyorum?" zor soru değildi, konuşabilseydim. Öylece yüzüne bakıyordum, konuşmazsam bu böyle giderdi. "Pansumana ihtiyacın var?" daha çok teyit etmek ister gibi konuşmuştum, ama birden beklemediğim küçük gülüş ne dediğimi düşündürttü. Güzel gülüyormuş. "Onu sormadım, neden hapishanedesin onu sordum" rezil miyim? Evet, salak mıyım? Kesinlikle, heyecanlı mıyım? Deli gibi. Aklıma gelenlerle her ne kadar yüzüm düşse de belli etmeye gerek yoktu. Bilmesinde bir sakınca var mıydı? Yoktu, gerçi istese her yerden her şekilden öğrenebilirdi. "Babam. Babamı öldürdüm" dediğime inanmamış gibiydi. "Eşi ile kavga ediyorlardı, bayan han babamın ikinci eşiydi. Kavga çok ilerlemişti, babam zaten sürekli tartışırdı ama alkollü olduğu için olurdu. Bu sefer içmemişti bile, başta sadece bağırışlardan ibaretti sonra bayan hana tokat atması ile ayağa kalkmıştım. Aslında bir daha yapmayacağını düşünüyordum tamamen o anki sinirine vermiştim ama mutfağa giderek bir bıçak almıştı. Bayan han korkusundan yanıma gelmişti, babamda sürekli ona bağırıyordu. Sakinleştirmeye çalışıyordum. bu sefer beni işaret ederek 'sana yardım edebileceğini mi sanıyorsun? Annesi ellerim altında can çekişirken bile yardım edemedi." Beynimden vurulmuşa dönmüştüm çünkü ben annemi sokakta hırsızın tekinin saldırısı yüzünden öldü sanıyordum, sadece ben değil hakimler polisler.' Zor konuşmuştum şu ana kadar, siktiğimin herifi ona olan nefretim asla bitmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prison diaries |taekook|
Fanfiction"+çok kez teşekkür ettim tanrıya, seni bana verdiği için -ama taehyung sen tanrıya inanmazsın ki +seni benden almaması için inandım" § jungkook üvey annesini korumaya çalışırken babasının katili olmuş, yaklaşık iki yıldır bulunduğu hapishane düzenin...