mileynin de dediği gibi heleluyaaah hadi oy verin yorum verin koca istiom
oy ve yoruum ✨✨✨✨✨
swish wish motherfucker✨
başımın gözümün sadakası olsun
...
"Umarım hanımefendi dememe çok takılmamışsındır" kafamı iki yana sallayarak cevaplamıştım. Gerçekten de takılmamıştı o an sadece kavganın bitmesini umursuyordum zaten. "Şerefsiz min, umarım çok takılmamışsındır" Konuşan chanyeol hyung koğuş da ki herkesi güldürmüştü, yine bir kişi dışında. Herkesten kastım ben, chanyeol hyung, baek, kim taehyung, yoongi ve jimin. Ve evet biz kim taehyungın düşmanları ile aynı koğuşta gülüyorduk.
.
.
.
.
Kafamın arkasında ki soğuk metal bütün vücudumu dondurmuştu. Taehyunga bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Kafamdan yavaşça boynuma inen silahla gözlerimde dolmuştu. Belimde duran silah ile öne ittirmişti, beklemediğim güç ile korkunun da etkisi ile yere düşecekken taehyung kollarımdan tutmuş kendine çekmişti. Arkadan gelen kapanan kapı sesi ile gözümden bir damla yaş düşmesi aynı anda olmuştu. "Sakin ol, ona güveniyorum" gözlerimin içine bakarak arkamda ki kişiye konuşmuştu. Ben nereye düştüm ne oluyor diye düşünmeye fırsattım dahi olmazken arkadan duyduğum ses ile gözlerim kocaman olmuştu. "Nerden çıktı bu şimdi?" Min yoongi. Duyduğum ses ile arkamı dönmüş, karşı karşıya geldiğim gözler geriye gitmeme sebep olmuştu. Çok fazla gidemeden sırtımın buluştuğu sert beden ile ne yapacağımı şaşırmış, bir yoongiye bir taehyunga bakıyordum.
Taehyung sol elini belime atmış yüz yüze gelmemizi sağlamıştı. Sağ eli farkında olmadığım akan göz yaşlarımı siliyordu. "Sakin ol, kimse sana zarar vermeyecek" iyiydim, korksam da kafamda soğuk metali hissettiğim ana göre iyiydim. Bir şey olmayacaktı. "Ne yapalım?" kafası karışmış gibi soruyordu yoongi. Umarım bana bir şey yapmayı düşünmüyordu. Ne olduğunu anlamak için kafamı tekrar taehyunga çevirmiş, bekliyordum. Bir şeyler demesini, anlatmasını ya da en azından beni bırakmalarını. "Uzatmaya gerek yok, en azından yanımızdakilere söyleyelim. chanyeol zaten biliyor, riske atmayalım." Belli ki asıl olaya farklıydı, umarım bundan sonra kimse zarar görmezdi.
.
.
.
.Taehyungın konuşmasından sonra onun koğuşuna çıkmıştık, on dakika sonra ile gelenlerle tamamlanmıştık. Herkes anlatılacakları beklerken baekin kendini tutamayıp yoongiye saydırması sessizliği kesmişti. "Bana bak şerefsiz! Elini götüne sokarım sürahi gibi gezersin! Sen nasıl insansın ha? İhanetini alır götünden sokar sikinden çıkarırım! Utanmadan gelmiş karşılıklı oturuyorsun!" Benim duyarken kızardığım küfürleri, baek yoonginin yüzüne yüzüne bağırıyordu. "Sabır, bula bula bu cazgırı mı buldun park?" Baek duyduğu cazgır lafı ile yerinden kalkmış yoonginin üstüne yürüyecekti ki onu durduran hyungun belinden tutup kucağına oturmasıydı. "Bırak dişleyeyim şunu, bırak da sana park diyen dişlerini eline vereyim!" Az önce bütün gerginlik, korku gibi duyguları yaşadığımdan şu an sadece gülüyordum. Yan tarafımda oturan taehyungsa bana bakıyordu. Koğuşa ilk geldiğimizde bacaklarım tutmadığı için girişin hemen karşısında ki yatağa atmıştım kendimi. Taehyung yanıma oturmuş. Yoongi ise kapının sağında kalan sandalyelerden birini çekmiş sırtını duvara dönmüş, bize dönük oturuyordu. Sonradan gelen baek ve hyung yoonginin karşısına, masanın diğer tarafına oturmuşlardı. Başka sandalye olmadığından jiminde yoonginin kucağına oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prison diaries |taekook|
Fanfiction"+çok kez teşekkür ettim tanrıya, seni bana verdiği için -ama taehyung sen tanrıya inanmazsın ki +seni benden almaması için inandım" § jungkook üvey annesini korumaya çalışırken babasının katili olmuş, yaklaşık iki yıldır bulunduğu hapishane düzenin...