evlere şenlik yeni bölümümüz var🥳🥳
söz veriyorum yorum yapıp oy vericem
ahanda söz verdin
ver banaaaa
5 mayıs 2023
Sikik mayıs. Gitmişti, Kim Taehyung hapishaneden de benden de gitmişti. Tam bir ay dört gün oluyordu. Başlarda kabullenememiştim, gerçek gibi gelmiyordu. Artık saçlarım da hissedemediğim eller zamanla bunu kabullendirmişti. Aslında her şey ondan önce nasılsa öyle olmuştu, devam ediyorduk. Yoongi ve Jimin buradaydı ama çok ortalıkta görünmezlerdi. Bazı akşamlar bizim koğuşa gelirler, sabaha kadar sohbet ederdik. Ben Kim Taehyung'ı sormazdım, onlarda anlatmazdı. Merak etmediğimden değildi, duyacaklarımdan korktuğumdandı. Onun hiç bir şey olmamış gibi kaldığı yerden devam etmesine kaldıramazdım. Belki aramızda olanları adlandırmamıştık ama bu olanları yok etmiyordu.
Saçlarımı okşamıştı, öpmüştü. Kim Taehyung bana kendini açmıştı, birbirimize yaralarımızı anlatmıştık. Şimdi hiç bir şey olmamış gibi yapamazdım. O gün beraber uyumuştuk son kez, daha doğrusu uyumaya çalışmıştık. İkimizde uyanıktık ama konuşmuyorduk. Sabaha kadar öylece kalmıştık, nasıl olsa bir daha göremeyecektik birbirimizi. Sabah zorla da olsa yataktan kalkmış, her şey normalmiş gibi kahvaltı yapmıştık. Kahvaltıdan sonra tekrar koğuşa çıkmıştık, o eşyalarını topluyordu bende onu izliyordum. Öğlen yemeğinden sonra gitmişti, öylece boşluk kalmıştı geriye.
Özlemiştim, yanımda olmasa bile varlığını bilmek güvende hissettiriyordu. Eskiden yani. Tüm gün dışarda oturuyordum, havalar ısınmaya başlamıştı. Üşümüyordum, gerçi üşüsem de fark etmezdi. Baekhyunun ısrarları ile yemeği yiyor tekrar soluğu dışarda alıyordum, içerde kaldığım her an nefesim kesiliyordu. Geçerdi herhalde, her zaman böyle olamazdım ya. Unutmazdım ama alışırdım, alışmam lazımdı. Yoksa kendi kendimin sonu olurdum. Güzel jungkook, ruhu küçük jungook, masum jungkook. Bana çok güzel sesleniyordu, artık duymayacak olmak canımı yakıyordu. Son kez saçlarımı okşadı, sevdi. O da gitti annem gibi, okşayıp öpüp gitti. Annem her sabah işe gitmeden yanıma gelir saçlarımı okşar, öperdi. Öldüğü günde yapmıştı, son olduğunu bilmeden. Ama taehyung farklıydı, biliyorduk, son kez olduğunu biliyorduk. Annemin öldüğü günden sonra sonra kimseye saçlarıma dokundurtmamıştım, annemin hissini unutmamak için. Ama taehyung da işe yaramamıştı bu, kendimi sürekli onun elleri altında sevilirken buluyordum ve buna karşı çıkamıyordum, karşı çıkmak istemiyordum. Gideceğini bilsem yine izin verir miydim diye düşündüm ve tanrı yukarda o ellerle yok olacağımı bilesem yine izin verirdim.
Ne yediğim yemekten bir şey anlıyordum, ne dinlediğimden. Taehyung gitmeden önce gardiyanlarla konuşmuş, her yemekten sonra muzlu süt veriyorlardı. Ama onu içecek hevesim bile yoktu, yatağımın yanında koca bir yığın olmuştu. Saat ikiye geliyordu, ve ben Taehyung'ın kucağına oturduğum bankta öylece duvarlara bakışıyordum. "Senin o küçük cazgırdan uzak durmaman lazım anlaşılan, baksana onsuz nasıl somurtuyorsun." Yanıma oturan Yoongi'ye bakmış, kısaca gülümsemiştim. Baekhyun'a asla cazgır demeyi bırakmayacaktı, gerçi Baek de alışmış gibiydi. Aslında Baekhyun sürekli gülemem için uğraşıyordu tabi hyung da, onlarında canını sıkmamak için iyimişim gibi davranıyordum. Ama öyle olmadığımı biliyorlardı, artık Taehyung ve beni sorgulamak yerine bana yardımcı olmaya çalışıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prison diaries |taekook|
Fiksi Penggemar"+çok kez teşekkür ettim tanrıya, seni bana verdiği için -ama taehyung sen tanrıya inanmazsın ki +seni benden almaması için inandım" § jungkook üvey annesini korumaya çalışırken babasının katili olmuş, yaklaşık iki yıldır bulunduğu hapishane düzenin...