51. Bölüm -Yaklaş Ve Otur-

3.7K 231 27
                                    

İçtiğim kahve boğazıma dururken kafamı masadan dahi kaldırmıyordum. Yaşadığım şok sonrası sessiz kalmıştım ablamda sürekli konuşmaya çabalıyordu.

"Burak biraz dolaşalım mı beraber?" ablam bileğimi tutup masaya biraz eğilerek gözlerime bakıp sessiz bir tonda konuştuğunda kafamı iki yana salladım.

"Şimdi sen hamile misin?" ablama sorarken ben kararsız kalmıştım ama o net bir şekilde kafa salladı. Burukça gülümsedim.

"Sen benim annemsin ama." kırgınca kullandığım kelimeyle kırgınca gülümseyip yanıma gelmişti. Bende sandalyeden kalkarken kollarımı ona sarıldım.

Konuşmadan geri çekilirken yerinde geçmişti ve bende yerime oturdum.

"Herkesin var bak çocuğu bizde yapalım." Mahir homurdanarak konuşmasının ardından kafasını denize doğru çevirdiğinde bu seferde ona gülümsedim.

Biraz daha oturup eve geçecekken Mahir son anda karar değiştirip deniz kenarında yürümeye gelmiştik. Yine elimi tutmayıp yanımda yürürken ona ayak uydurdum.

"Biliyor musun? Sen hayatıma geldikten sonra çok şey değişti, hayatım değişti." Mahir'in ani itirafıyla vücudum duraklarken bu dediği nedensizce moralimi bozmuştu.

"Mesela o konaktan başka hayat varmış, bana güzellikler getiren sen varsın yani." önüme geçip kollarımı tuttuğunda tebessüm etmiştim.

"Baksana kimse bir kalıba girmek zorunda değilmiş. Gelip geçenlerin yanında sert durmak zorunda değilim. Hatta az önce güldüm diye kimse ayıplamadı, saygısızca karşılanmadı."

Ona yükledikleri ağalık kalıbından bahsediyordu. Orada ağır başlı olmak zorundaydı her zaman sert durmak zorundaydı. Yıkılmaz bir duvar gibi görünmek zorundaydı.

Bir kaç metre uzağımızdaki çiçekçi kadına büyük adımlarla gidip çiçek alırken ben geride kalmamdan dolayı adımlarımı biraz hızlandırıp sadece onu izliyordum.

Tebessümle yanıma gelip aldığı papatya buketini bana uzattığında tebessüm ederek aldım. Ben bukete sarılırken o bana dolamıştı kollarını. Saçlarıma öpücük kondurup hızlıca etrafına bakındığından güldüm bu haline.

Bileğimden tutup utanarak beni çekiştirirken nazlanarak daha yavaş yürüyordum. Papatyaları burnuma yaklaştırıp koklarken bana dönmüştü ve ona uzaktan öpücük yollamıştım.

Başını iki yana sallayarak mağzaların oraya gidene kadar hoş bir şekilde mayhoşça gülerek yürüyor arada güzel kelimeler kuruyordu.

Büyük bir giyim mağazasına girip kıyafetlere bakarken bende bakıyordum, yarın denize girecektik. Beraber yazlık kıyafetlere bakıp kısa denizde giymek için olan şortlara bakıyordum. Bana ve ona uygun bedenlerde alırken arkamdan geldiğini biliyordum ama döndüğümde yoktu.

Reyonlar arasında gezip gözüken kişilerde onu arıyordum ama yoktu. Mağaza dışına ilerleyip bakacaktım ama son anda arkası dönük şekilde köşedeki iç giyim kısmında olduğunu görmüştüm.

Adımlarımı oraya çevirirken eline aldığı baksırlara bakıp koluna dokundum, anında irkilip bana dönerken rahatlamış gibi geri önüne dönmüştü.

"Bende bize şort aldım." elimdekine bakıp onun için olanı gösterdiğimde kafasını sallayıp önüne dönmüştü. Aldığı bir kaç şeye bende bakıp kendime göre almıştım ki benim aldıklarımı geri yerine koyuyordu.

Aynı şeyi bir kaç kez tekrarlandığında baksırı tekrar aldım ve o tekrar koymuştu.

"Mahir napıyorsun ya." 

MARDİNLİ AĞA  -GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin