MARDİNLİ AĞA -GAY-

52. Bölüm -Deniz-

~Yorum alayım lütfen ♡♡

~~~~~

"Acıyor."

"Gel öpeyimde geçsin."

"Mahir çocuk mu kandırıyorsun ya." kaşlarımı hafif çatıp dudaklarımı büzerek kurduğum cümleyle aynı anda kolunada vurmuştum.

Gevşek gevşek kendine en çok yakışan gülüşünden bana sunurken tekrar göğsüne sokuldum.

"Aslında acımıyor, hafif bir sızı var daha çok sanki içimde boşluk var ve o boşluğu doldurmak için kıvranıyorum gibi yani sanki orası dolarsa acıda kalmayacak, boşluk hisside."

"Biraz daha doldurmam lazım dersen ön koltuktakileri umursamadan sikeceğim seni." tahrik olmuş sesini kulaklarıma fısıldayarak duyurduğunda arabanın arka koltuğunda onun göğsüne yattığım için dikkatle ablamların görmeyeceği şekilde elimi şortunun üzerine koydum.

Parmaklarımı yavaş yavaş aletinin üzerine çıkarıp bastırdığımda sertçe yutkunup diliyle dudaklarını ıslattı.

"Yapma."

"Neden? Bunu istemiyor musun?" fısıltı şeklinde dudaklarına doğru nefesimi vererek konuşurken elimi yavaş yavaş aşağı yukarı hareket ettirdim.  Şortun üstünden aletini okşuyordum.

"Aslında dün gece korkulacak gibi değildi ve deliğim daha fazlasını istiyordu. Keşke şimdi kimse burda olmasa ve beni domaltıp-"

"Bak gelmezsen konağı basarım!"

Dudaklarına fısıldayarak konuşmamı ablamın sinirli ve yüksek sesi keserken modumun kaçmasıyla geri çekilip iki koltuğun arasına girdim. Bir sağ bir sol yaparak onlara bakmaya başladım.

"Güzelim niye gelmeyeyim, gideceğim anama babama durumu izah edeceğim." Fahri abinin sakinleştirici sesi ablamda gram etki yapmıyordu.

Şortumun lastik kısmında hissettiğim parmaklar ve arkası sıra biraz aşağıya sıyrılmasıyla gözlerimi kocaman açıp anında arkamı dönüp elini ittirmiş ve arabanın diğer köşesine oturmuştum.

Bu hareketim ona komik gelip kıkırdarken ben kolumun biriyle göğüslerimi kapatırken diğer elimle de aletimin üzerini kapatmış kısık gözlerle onu ayıplar gibi bakmıştım.

Bu halime kafasını geriye atıp kahkaha attığında öndekilerle bir bakışma yaşamıştık ama çokta umursamadan önlerine dönmüşlerdi.

Uzanıp kolumdan tutup tekrar bedenimi kendine çekmesiyle göğsüne sokuldum.

Beş dakika daha gittiğimiz yolun ardından park edilen arabadan inip ablamla yan yana ilerlemeye başladık Fahri abi ve Mahir arabanın arkasından sepet ve oturacak sandalye vs. şeyler alırken bende ablamın çekiştirmesinden dolayı yürümek zorunda kalıyordum. Bıraksa Mahir'in elindekilerden alacaktım.

"Neden bu kadar akrasifsin?" ablama yönelttiğim soruyla omuzlarını düşürürken gülümseyerek yüzüme baktı.

"Sorun yok ya sadece Fahri ile uğraşıyorum." söylediği yalana kendi dahi inanmazken gözlerinin içine baktım. Derin bir nefes verip arkasına baktı. Ne kadar yakın olup olmadıklarına bakıyordu.

"Korkuyorum."

"Neyden?"

"Fahri'nin çekip gitmesin, beni daha doğrusu onu bırakmasından." gözlerinin daha belli bile olmamış karnına çevirirken tekrar konuşmaya daha doğrusu içindeki derdi anlatmaya başladı.