9. Bölüm -İsteme-

12.3K 742 56
                                    

Telaşlı seslerin birbirine karıştığı mutfakta en köşede oturmuş gelip geçenlere öylesine bakıyordum. Ablamgil ise ocağın başında kahve yetiştirmeye çalışıyorlardı.

Koca kazanda kahve pişiriyorlardı ve sıcak sıcak servis için aceleci davranıyorlardı. Bir takım kadında masanın üzerinde yanına koymalık tatlıları düzenleniyordu.

En son 48. tabakta bırakmıştım saymayı. Aşiret olmakta zor işti laf arası daha birçok kişinin çağrılmadığını isteme merasiminin sade tutulacağı geçmişti. Bu nasıl sadelikti anlamamıştım.

Kapıdan içeriye Ozan girdiğinde gülümsedim bana doğru yönelirken kadının elindeki tepsiden iki baklava çalıp birini ağzına atarken birini bana uzatmıştı. Alıp ağzıma attığımda kadın ters ters baktı.

"Yukarıda ortam çok gergin. Resmen babamın yanında oturan adamın diş gıcırtısı bile duyuluyor." bu dediğine kendimi tutamadan gülerken bana baktı.

"Sıkıldım ben birşeyler yapalım. Tek yaşıtım sensin yani değilsinde öyle sayalım." tebessümle karşılık verdim ama konuşmadım.

"İnstagramın falan var mı?"

"Var da bi dakka ablamdan telefon alayım."  Yerimden kalkıp koca kazanı karıştıran ablama yaklaştım. Beni fark edip kenara çektiğinde arkamdan tabakla geçen kadını son anda fark etmiştim.

"Telefonunu alabilir miyim?"

"Al ama şarzını bitirme almayı unutmuşum. Yarın alacağım." kafamı sallarken uzattığı telefonu alıp geri yerime geçtim.

Kendi hesabım zatem ablamda açıktı direkt girdiğimde hesabımı Ozan'a söyleyerek takipleşmeye başladık.

"Telefonun yok mu?"

"Gelmeden önce kırıldı. Daha almadık."  anladım dercesine kafasını salladığında mutfağa koşuşturan çocuklardan biri girdi.

"Ozan ağam, Baba haber saldı dedi ki 'hayırsız abin gelip otursun bu evin erkeği' dedi.

Çocuğun tatlı tatlı konuşmasına gülerken çoktan çıkıp gitmiş Ozan'da ayaklanarak üzerini düzeltmişti.

"Sende benimle geliyorsun bu kadar kadının içinde laf ederler sana ayıp ayıp." kendince ürettiği yalan gibi gelsede doğruydu bir sürü kadın vardı ve ben onu gördükten sonra ablamla bir buraya dalmıştım.

Telefonu cebime koyup merdivenlere ulaştığımızda nefeslerim keskinleşti. O değildir umarım diye geçiriyordum içimden.

Mutfağa geçtikten hemen sonra ise ablamın telefonunundan ona yazdığımda profilde benim ve ablamın fotoğrafının ekli olmasıydı. Bunuda şimdi fark etmem büyük bir aptallıktı.

Merdivenleri ağır ağır çıkarken Rabbime yalvarıyordum ne olur o olmasındı. Yoksa babamdan kaçayım derken burada toparağa gömülecektim.

Büyük kapıdan içeri girdiğimizde tüm adamların yerde sırasıyla oturduğunu börmemle gerildim. O da burdaydı. En başta Ozan'ın babasıyla arasında dört kişi vardı.

Kapıdan girmemle çatık kaşlarıyla dalmış gibi halının desenine bakan adamın bakışları beninbuldu. Yutkunduğumda Ozan'la birlikte Mehmet Ağa'nın yanına iletliyorduk.

Ozan tek erkek çocuktu. Onun haricinde 8 kardeşi vardı ve sekizide kızdı. Bunlardan biriside ablası Dilan'dı.

Ozan kurulduğunda birz yer açarak benimde oturmamı sağladı. Keskin bakışları üzerimde hissederken yutkunmaya başladım. Kaç kere üst üste yutkundum bilmiyordum ama artık zorlanıyordum.

MARDİNLİ AĞA  -GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin