Yeni bölüm geldiii.
Oy vermeyi ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyinnn.❤️
İyi okumalar diliyorummm.:))🍂🌑
Güne başlamalıydı.Gözlerini aralamak istiyordu fakat şiş olduğunu biliyordu.Yavaş yavaş kaldırdı.Zorlanıyordu.
Gün çoktan doğmuştu.
Kalktı.Üstündeki geceliklerini çıkarıp önceki giydiği kıyafetlerini üstüne geçirdi ve odadan çıktı.
Jack uyanıktı hatta bilgisayar çantasını ve sırt çantasını kapının önüne koymuş mutfakta sandviç hazırlıyordu.
"Saat kaç?"
Sese doğru arkadasını döndü. "Günaydın. Daha erken. Sen hazır mısın?"
"Ah evet, çantamı alıp geliyorum."
Odadan çantasını hızlıca aldı. Az kalsın telefonunu unutacaktı. Telefonunu eline aldı ve Jack'in yanına geldi. "Çıkabiliriz."
Jack;Elena'ya karton bir poşet uzattı. "Al bunu,yolda yersin."
Elena yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi ve Jack'e baktı. "Teşekkür ederim."
"Afiyet olsun." Ve güldü. "Şimdi çıkabiliriz." Diye ekledi. Elena tam yürüyecekken Jack konuştu. "Helikopter kiraladım."
"Ne? Saçmalıyorsun!" Elena bir anda durdu. "Sen onu sürmeyi biliyor musun ki?"
Jack kahkaha attı. "Sence?"
"Evet, haklısın. Şaşırmamalı."
Jack tekrar güldü ve otelden çıktılar.
~
Taksi ile;helikopteri almaya gittiler.Şehir dışı seyahatlere izin almışlardı.Ufak bir kimlik kontrolünden sonra helikopteri alabilirlerdi.Tabiki Elena bu kontrollerin helikopter için olduğunu bilmiyordu.
"Jack o helikopter de ne? Sen şaka yapmıyor muydun?!"
Jack güldü. "Hayır. Yapmıyordum."
"Bu çok saçma geliyor.Hem nereye park edeceğiz bunu,sen şaka yapıyorsun değil mi?"
"Marsilya'da boş alan bulmak kadar kolay bir şey olamaz."
"Hayır,araba ile gidelim." Diye reddetti.
Jack;Elena'ya döndü. "Bunu kabul etmiştin Elena?"
"Şaka olduğunu sanmıştım ben, bu çok saçma.bGeri bırakalım."
Jack ofladı ve anahtarı götürmek için binaya girdi. Elena için çok saçma gelmişti.Araba ile gitmek en mantıklı karardı. Jack bu sefer araba anahtarını eline almış ve galeriye doğru gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI SİS
Action~Kanlı Sis "Adaletin Kadını"~ "Senden nefret etmeme engel ol." dedim sırıtarak. Sesli bir şekilde güldü, yüzüme bakmadan elindeki silahıyla oynamaya devam etti. "Neden?" Çok küçük bir tebessümle suratına baktım. "Çünkü seni öldürürüm. Nefret ettiğim...