(Medyadaki gemi kaptan haşmetlimizin gemisi. Daha görkemli de düşenebilirsiniz.)
İyi okumalar arkadaşlar. Kısa oldu ama zamanla bölümler uzar. Olaylar yakında başlayacak._______________________
Sabah gözlerimi güneş ışınlarıyla açtım. Oh be! Bir uyumuşum… güzeldi güzel. İyice gerinip yataktan kalktım ve ihtiyaçlarımı karşılamak için lavabonun yolunu tuttum.
İşlerim bitince cep saatime baktım ki işe daha çok varmış. Güne mükemmel başladım, umarım bir bokluk çıkmaz Jungkook. Güç seninle.
Kardeşim daha uyuyordu. Bu yüzden kahvaltı hazırlayarak ona sürpriz yapmaya karar verdim. Sonuçta ben iyi ağabeyim. Evet, evet ben. Saygılar.
O da yoruluyordu. Çevredeki kasabalıların çocuklarına ders veriyordu. Aynı zamanda kendini savunmak isteyen genç kızlara birkaç hareket öğretiyordu. İyi ki öğretmişim diyip kahvaltı hazırlamaya devam ettim yüzümde küçük bir tebessüm eşliğinde.
Her şey tamam olduktan sonra kardeşimi kaldırmış karnımızı doyurmuştuk. Tabii masayı görünce biraz şaşırmıştı. Ve duygulanmıştı “ Abi kafana bir şey düşmedi değil mi?” diyerek de telaş yapmıştı. Ya sanki hiç hazırlamamışım gibi. Nankör kardeş ne olacak. Yani belki uzun zamandır hazırlamıyor olabilirdim ama benim suçum yok, hepsi uyuz patronların suçu. Hıh!
Neyse biraz da bunun yüzünden tartışmış en sonunda ikimiz de işe gitmek üzere evden ayrılmıştık. Kardeşim yukarı doğru çıkarken ben aşağı balık tezgahlarının olduğu yere doğru gidiyordum.
Durun size kasabayı anlatayım. Çok büyük olmayan bir adaydı burası. Arka taraflar ağaçlık, sağ taraf ise bazen buraya yanaşan gemiler için boş ve kumluk bir yerdi. Tabii büyük gemiler için yapılmış iskele de vardı.
Bu ada diğerlerine nazaran iç açıcıydı. Yani korkutucu değildi. Yukarı gittikçe, ağaçlık alana yaklaştıkça, eğim artıyordu. Neyse ki bizim ev ortalardaydı. Evler tahtadandı ve çoğu beyaz tülle kaplıydı. Her ne kadar kumluk olsa da yollar bazı yerler tahtadandı. Boş alanın gerisinde Pazar kurulmaya başlanıyor sol tarafta kalan ağaçlık yere kadar sürüyordu. Balıkçılar aralıklı kurulmuştu kolaylık sağlanması için. Benim çalıştığım yer ortada kalıyordu neyseki, eve yakındı. Çeşitli tüccar tezgahları vardı. Takıcılar, elbise satan yerler, çeşitli sebze ve meyve getirenler, bıçak ve silah satanlar… bu böyle uzayıp giderdi.
Bunları anlatırken ben çoktan çalıştığım yere varmıştım. Patronumun adı… adı şeydi. Neydi ? Ay unuttum. Neyseki bu da kovacak beni, bilmesem de olur. Neyse işte o benden önce gelmiş tezgahı kurmuştu. Sinirli gibi duruyordu sanki.
“ Ben sana demedim mi benden önce gelip açacaksın burayı diye? Neden geç geldin?” evet sinirliymiş.
“ Ama patron dün 8’de gelmem gerektiğini söylemiştin. Ben 5 dakika erken geldim.”
“ Bir de cevap veriyor. Karşılık vermeye devam edersen eğer kovarım seni. Şimdi git arkayı toparla.” demiş bütün hakaretleri ağzıma tıkmıştı. Ne güzel cevap verecektim sana, neden kovarım dedin ki şimdi? Dudak büze büze bir şey demeden dediğini yapmıştım. Sonuçta para lazımdı. Kardeşim için dayanmam gerekiyordu.
Uzun bir günün sonunda kolumu kaldırmaya mecalim kalmamıştı. Patron sağolsun geç kalmamın (!) acısını çıkarttı benden. Günüm güzel başlamış kötü bitmişti. Benim şu şom ağzım olmasa…
Herkes toparlanıp gittikten sonra, uyuz patron acımıştı galiba çünkü tezgahı toplayıp bir şey demeden gitmişti, ben hala oturuyordum. Gözlerim kapanmaya başlamıştı çoktan ancak benim eve yürüyecek kadar enerjim kalmamıştı. Bu yüzden beş dakika diye kapatmıştım gözlerimi.
…
Bağırtılarla yerimden adeta sıçramıştım. Ne oluyordu lan? Hava kararmış ve ben beş dakika diye kapattığım gözlerimi saatler sonra açmıştım. Ne güzel! Kardeşim şimdi benim için endişelenmişti. Bir daha ses gelmiş ancak bu sefer son bulmamıştı. Meraklanmıştım iyice.
Ayağı kalkıp seslerin geldiği tarafa baktım. Siktir! O neydi lan öyle? Heybetli oldukça korkutucu bir korsan gemisi adaya yaklaşıyordu. Bu karanlıkta pek seçemesem de geminin üstünde yazanı görebilmiştim. KİM yazıyordu. Yoksa bu gaddar, merhametsiz diye bilinen Kaptan Kim’in gemisi miydi?
___________________
Umarım beğenmişsizizdir. Yorum yapmayı, oy vermeyi unutmayım lütfen. Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyster Laneti / Taekook
Fanfiction... Acımasız Kaptan Kim Taehyung bir ada tarafından lanetlenir. Laneti bozmanın tek yolu taşlaşmış kalbini yeniden attıracak birisidir. Peki Kaptan Kim bulabilecek miydi onu? Lanet bozulacak mıydı?