içimden şuan onu gerçekten öpüp öpmediğimi sorgularken yavaşça dudaklarımızı ayırdım ve ağlaması durmuş mu diye bakmak için gözlerimi açtım. Yüzünde şaşırmış gibi bir ifade vardı ama sanki üzgün olduğunu unutmuştu, tam olarak gözlerimin içine bakıyordu yavaşça elini yanağıma koyup "beni niye öptün?" diye sordu ne diyecektim boku yemiştim kaçmam lazımdı ama kaçmam onu daha çok üzecekti, bende cevap vermekten kaçmaya karar verdim "ağlamanı durdurmak için." umarım yanlış anlamaz düşüncesiyle gözlerimi kaçırdım. yukarıya bakıyordum elini yanağımdan çektiğinde irkilerek ona baktım gözleri yine dolmuştu, *bugün niye bu kadar ağlıyor anlamıyorum* "gem neyin var lütfen benimle konuş, seni böyle görmeye dayanamıyorum" dediğimde kafasını omzuma gömüp ağlamaya devam etti. Söylemiyordu, niye ağladığını söylemiyordu. kafasını tutup yüzüme doğru bakmasını sağladım "gem benimle konuşmazsan seni burda bırakıp gideceğim ve bir daha beni görmene izin vermeyeceğim!" sinirlenmiştim, belkide o bu durumdayken sinirlenmem doğru değildi ama çok kızmıştım "sevgiline mi gideceksin?" sesi kızgın ama bir o kadarda ağlamaklı geliyordu. ne sevgilisi mark mı hay sıçayım o pis moruk her yerden çıkıyor. "gem o benim sevgilim değil" al işte boku yedin fourth şimdi ne olduğumuzu sorarsa ne diyeceksin? boku yedin işte "o zaman aranızdaki ilişki tam olarak ne?" tamda tahmin ettiğim gibi söylemek istemiyordum, kocam olduğunu söylememin onu kuracağını biliyordum ama söylemezsemde eninde sonunda öğrenecekti "kocam, gemiden binince onunla evleneceğim" gem'in nefes alış verişlerinin hızlandığını hissedebiliyordum. Ayağa kalktı gideceğini bildiğim için elini tuttum "gem ama onu seviyor değilim! annem onunla evlenmemi istiyor, sadece kâğıt üstünde olacak bir evlilik önemli bişey değil" bu sözlerime karşılık olarak kaçmasın diye tuttuğum elini elimden ayırdı ve "önemli değil ha? önemli değil?!" dedi niye bu kadar abartıyordu, biz sadece arkadaştık bunu bu kadar takmaması gerekiyordu üstelik sadece bu gemide tanışmıştık "gem niye böyle yapıyorsun anlamıyorum?" dediğimde gözlerini açıp "ÇÜNKÜ SENİ SEVİYORUM" diye bağırdı "AĞH KAHRETSİN" deyip cevaplamama bile izin vermeden gitti. o da beni seviyordu. *HAA?! ŞAKA MI GEM BENİ Mİ SEVİYOR? GERÇEKTEN TAM ANLAMIYLA BİR SALAĞIM DEMEK Kİ O YÜZDEN BANA ÖYLE DAVRANIYORDU* aklımdan tam olarak bunlar geçiyordu.
tuvaletten çıkıp odama doğru yürümek istedim ama ayaklarım beni yine geminin üst tarafına götürdü. Gem ordaydı, yine dizlerini karnına çekmiş yüzünü dizlerine gömmüş bir şekilde oturuyordu. yanına geçtiğimde beni fark ettiğinden emin değildim çünkü fark etse kalkıp giderdi büyük ihtimalle, bir süre yan yana durduktan sonra "bende seni seviyorum" deyiverdim. kafasını yavaşça kaldırıp yüzüme baktı ve bir sürede bakmaya devam etti, gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum görmesini istemediğimden kafamı yana çevirdim. gem'in ayağa kalkma seslerini duyabiliyordum, yürüdü yürüdü ve tam önümde durdu çenemi tutup kendi yüzüne doğru çevirdi ve gözlerimdeki yaşları sildi. "niye ağlıyorsun? ağlamak sana hiç yakışmıyor güzel çocuk" dedi *sanada hiç yakışmıyor kırmızı olmuş gözlerin canımı yakıyor, kahve gözlerinin öyle gözükmesini istemiyorum* diye içimden geçirmiştim "kırmızı olmuş gözlerin canımı çok yakıyor, ağlamana dayanamıyorum" dediğimde bana sarılmıştı bile. bana sarılmasıyla mis kokusunu içime çekmeye başladım, kafamı boynuna gömüp "çok güzel kokuyorsun, sana bütün gün böyle sarılabilirim" dediğimde beni yavaşça ittirdi ve yüzünü görebilmemi sağladı "bu gece benimle kalır mısın?" diye sordu annemler yokluğumu fark ederse boku yerdim ama o an istiyordum onun kokusuyla uyumak istiyordum, kafamı salladım ve gem elimi tuttu yavaş adımlarla onun kaldığı odaya doğru yürümeye başladık.
odasına varınca sessiz bir şekilde kapıyı açtık ve içeriye girdik uyuyan iki kişi vardı, biz ses çıkarmadan gem'in yattığı yatağım önüne geldik, elimi halen bırakmıyordu. Gem yavaşça yatağa oturdu, saat sabah ikiyi geçmişti halince ikimizinde uykusu vardı. yanına oturduğumda gem kafasını yastığa koymuştu bile ve yanına yatmam için kolunu bana uzatıyordu. yaklaşıp kafamı koluna koydum ve ona sarıldım *bir insan nasıl bu kadar güzel kokabilirdi?* kokusu çok huzur vericiydi belki sadece benim için öyleydi bilmiyorum ama çok hoşuma gidiyordu. "çocuk gibisin, çok tatlısın" diye fısıldadı, GEMMM UTANIYORUM. yüzümün kızardığını göremezdi çünkü oda karanlıktı ama ben yinede panikleyip yüzümü göğsüne gömdüm. "konuşarak uyuyalım mı hem birbirimizi daha çok tanımış oluruz" diye sordum fısıldayarak konuşuyorduk çünkü odada uyuyan iki kişi vardı gem'de fısıldayarak "olur, ne merak ediyorsan sor" dedi bende hiç beklemeyerek "niye burdasın?" diye sordum "aslında durumumuz pek iyi değil, kumar oynarken arkadaşlarımla para kazandık ve hiç düşünmeden gemiye atladık. annem ve babamla konuşmayı uzun süre önce bıraktım ondan pek umurlarında değilim" dediğinde şaşırmıştım woahhh beklediğimden acıklı bir hikayesi vardı "seni ilk gördüğümde bad boy falan sanmıştım" kafasını bana çevirdi ve " bad boylardan mı hoşlanıyorsun? öyleyse bad boy olabilirim" pis pis sırıtıyordu, hissedebiliyordum. "nerden çıkardın ki, daha önce kimseden hoşlanmadım sadece senden hoşlanıyorum" yine söyledim işte ona onu sevdiğimi bir günde üçüncüyü söylüyordum. uzun bir sessizlikten sonra gem kolunu kafamın altından çekip yüzünü göğsüme koydu ve yüzüme bakmaya başladı, tabi bende yüzünü daha net görebilmek için elimi başımın altına koymuştum. " o zaman benim olur musun?" bu çocuk gerçekten delirmiş ve ben yüzümdeki gülümsemeyi saklayamıyordum "ne?" derken bile gülümsüyordum. " güzel çocuk seni ilk gördüğüm, ilk çarpıştığımız andan beri seviyorum ve çok ciddiyim bu gemiden birlikte inelim, benim olmak ister misin? evet biliyorum kocan var ama olsun altından kalkarız olur mu?"
selam arkolar👋👋 yarın fizik sınavım var nolur bana şans dileyinn😫😫