gem'in kolları etrafı görmemi engelliyordu, koktuğum için kollarını kafamdan çekmesini istemedim ama bir süre sonra gem kollarını yavaşça çekti. etrafa baktığımda buz parçalarının önümüzde durduğunu gördüm, gemle birbirimize baktık. ikimizinde gözlerinde korkmuş ve bir o kadarda endişelenmiş bir ifade vardı. korktuğum için yavaşça gem'in elini tuttum ve o da benimkini, birbirimize batığımızda gem "ne olup bittiğini öğrenmemiz lazım bebeğim, aşağıya gidelim. korkma tamam mı elini hiç bırakmayacağım" demişti. kafamı tamam dercesine salladığımda gem'le aşağıya doğru iniyorduk, koşuyorduk ve gem arada kafasını arkasına döndürüp iyimiyim diye kontrol ediyordu. koridorda telaşlı bir şekilde sağına soluna doğru bakınan winny ve satang'ı gördük, koşarak yanlarına vardığımızda ikisininde en az bizim kadar telaşlı olduğunu görmüştük. satang benim kolumu tuttu ve "siz iyi misiniz?" deyiverdi gem'le birbirimize bakıp "iyiyiz, iyiyiz de buranın hali ne?" gem'in ağzından çıkan bu cümleye karşılık olarak yanıma bakmıştım ve insanların koşuşturduğunu gördüm. winny korkulu gözlerle bize bakıp "gemi batacak" dedi. "bizde gemi mürettabatından duyduk, buz dağına çarpmışız ve geminin alt tabakası büyük hasar almış!" winny'nin bu sözleri *nasıl yani? gemi batıcak mı? eğer gemi gerçekten batacaksa hepimiz ölecek miyiz?* diye düşünmeme neden oldu. korkudan gem'in elini çok fazla sıktığımı fark etmemiştim ta ki gem elini yanağıma koyup "fourth korkma tamam mı yaşarsak birlikte yaşayacağız eğer olurda ölürsekte birlikte öleceğiz" deyiverdi. gözlerim dolmuştu ve o korkuyla gem'e sarıldım, winny'ninde aynı sözleri satang'a söylediğini duydum ama benim aksime satang " kimseye bişey olmayacak! hemen karamsara bağlamayın, hadi ne yapacağımızı öğrenelim!" demişti.
winny satang'ın elini tutuyordu, gem'de benimkini ve ortak bir toplanma alanı arıyorduk. koridordan geçerken annemlerin telaşla etraflarına bakındıklarını gördüm, pis moruk beni görmüştü ve eliyle anneme konuşarak beni gösteriyordu. annem bana doğru koşuyordu ama bizde koştuğumuz için bana yetişmesi imkansızdı. aklımdan annemi ne kadar sevmesemde burda ölme ihtimalimizin olduğu ve onu son kez görüyor olma ihtimalim geldi, yavaşça gem'in kolunu tutup onu durdurdum bizimle birlikte winny ve satang'da durmuştu. gem bana bakıyordu, gözlerimin dolduğunu hissederek konuştum "gem annemler!" gem anlamıştı. winny ve satang'a "siz gidin telefonum yanımda haberleşiriz, bişey bulursanız bana yazın!" demişti. gem'in bu sözlerine karşılık satang "o iş bizde kaptan, kendinize dikkat edin!" deyiverdi ve yollarına devam ettiler. gem elini yavaşça yanağıma koyup "seni burada bekliyorum bebeğim! acele etme tamam mı?" dedi. "seni seviyorum gem, hemen geleceğim!" dedim ve annemlerin yanına doğru yürüdüm, pis moruk ortalarda gözükmüyordu ve bu benim içimi rahatlatmıştı. annemin yanına gittiğimde hiç düşünmeden ona sarıldım ama o beni ittirip yanağıma tokat atmayı tercih etti. aslında acıtmamıştı ama gem'in bu olayı görmüş olmasından biraz utanmıştım, "fourth sen tam bir orospusun! tanımadığın pis bir erkekle öpüştüğün yetmiyormuş gibi birde kocanı aldatıyorsun!" herkesin içinde bana böyle bağırması zoruma gitmişti aslında kimse önemli değildi ama gem beni bekliyordu. yavaşça ağzımı aralayıp "anne gemi batıyor, umarım kurtulursun" deyip arkamı döndüm ve gem'in yanına doğru yürümeye başladım...
gem'in beni bıraktığı yere gittiğimde gem orda yoktu. aklımdan binbir tane senaryo geçiyordu ama bildiğim tek bişey vardı, o da gem'in asla beni bırakmayacağı... annemin ona bişey yapmış olabileceği aklıma geldi ve sinirli bir şekilde yanına doğru yürüdüm. sinirliydim "anne gem nerde?" diye ona sesimi yükselttim, gülüyordu ona bişey yaptığı çok belliydi. "ay o piç mi? mark ona ne yaptı bilemem valla!" diye gülmeye devam ediyordu. arkamı döndüm ve o pis moruğu bulmaya gittim. onu nereye götürmüş olabilirdi ki? düşünmekten kafayı yeyecektim ki kokuşmuş moruk bir anda karşımda belirdi, moruğu yakasından kavrayıp "PİS MORUK SANA BİR DEFA SORACAĞIM! SEVGİLİM NERDE?ONA NE YAPTIN?" gülüyordu ve gülmesi beni kışkırtmaya yetiyordu. hayatımda kimseye vurmamıştım ama o an sinirle pis moruğun burnuna gelecek şekilde ona bir tane yumruk geçirdim. "tamam tamam velet sakin ol, sevgilin aşağıda onu okyanusun soğuk sularıyla baş başa bıraktım" demişti gülerek. ona bir tane daha yumruk vurup yakasından onu yere doğru fırlattım, koşarak aşağıya indiğimde her tarafım su olduğunu gördüm ama umrumda değildi gem burdaydı ve ben onu yalnız bırakmayacaktım.
merdivenlerden inerken her bastığım basamakta suya doğru batıyordum, yere tam olarak bastığımda su belime geliyordu. su çok soğuktu, yavaş yavaş bütün odaları gezdim ama gem'i bulamamıştım, acaba bu moruk bana yalan mı söyledi diye düşünürken bir odaya bakmadığımı fark ettim, odanın kapısına vardığımda kapının kilitli olduğunu fark ettim. elime gelen ilk şey yangın söndürme aleti olmuştu alıp kapıyı kırarcasına vurdum ta ki kapı kırılana kadar... kapı kırılınca içeriye baktım ve evet kahve gözlüm oradaydı, bana bakıyordu...
arkadaşlar hellooo🤟🤟🤟yeni bölüm geldi wuhuuu😳😳 FOURTH'UN MY ECSTASY RAPI AKLIMDAN ÇIKMIYOR❤️🔥❤️🔥❤️🔥😫😫😫😫