13.bölüm~sana yalvarıyorum fourth

88 12 15
                                    

kahve gözleriyle bana bakıyordu, üşüdüğü belliydi, titriyordu. çenesinin titrediğini gördüm, yanına yaklaşmam zordu çünkü su seviyesi gittikçe yükseliyordu ve yürümek zorlaşıyordu. gem'e bakarak "sevgilim! üşüdüğünü biliyorum ama bana doğru yaklaşırsan seni burdan çıkaracağım" deyiverdim, çok üşümüş olmalıydı çünkü saçlarına kadar ıslaktı o moruk ona ne yapmıştı ki? bunu o pis bunağa ödetecektim! gem bana doğru gelirken titriyordu, bende olabildiğimce hızlı yanına gitmeye çalışıyordum. elini tutup gem'i kendime doğru çektiğimde buz gibiydi. başını omzuma koymuştu, çok hızlı nefes aldığını fark edince elimi alnına doğru götürdüm ve o yanıyordu. yavaşça elimi yanaklarında gezdirdim ve ne yapabilirim diye düşünerek "gem beni duyuyor musun?" diye sordum. cevap vermiyordu, benden ağır olduğu için onu kucağımada alamazdım, paniklemiştim ne yapacağımı bilmiyordum ki "bebeğim ben sana ağırlık olmamaya çalışacağım, yavaşça yukarıya çıkmayı deneyelim" gem'in güçsüzce söylediği bu sözlerden sonra yürümeye başladık. bir kolunu omzuma atmıştı, yürürken gem gözlerini açmıyordu sadece bana ağırlık yapmayıp yardımcı oluyordu. durumu iyi değilken bile beni düşünüyordu, yukarıya çıktığımızda onu odaya götürdüm ve kıyafetlerini değiştirdim. neyse ki odası halen su basmamıştı, gem'in üstüne bir yorgan geçirip yine kolunu omzuma geçirdim ve herkesin olduğu tarafa doğru yürümeye başladık...

kalabalıktan durduğumuzda gem'in daha fazla ayakta duramadığını hissettim ve bana yaslanmasına izin verdim, "sevgilim iyi misin? seni yalnız bıraktığım için özür dilerim ama sen merak etme olur mu o pis moruk bunun bedelini ödeyecek!" bu sözlerime karşılık gem, kafasını omzumdan kaldırmayarak elini yanağıma koydu ve "senin suçun değil güzelim ve lütfen bişey yapma, bu halde seni merak etmek istemiyorum" sesi çok cılız çıkıyordu. cevap vermedim çünkü o pis moruğu gördüğüm yerde gebertecektim! etrafıma bakarken winny ve satang'ı gördüm, o kadar kalabalıktı ki bizi görmeleri imkansızdı. elimi gem'in yanağını koyup "sevgilim çok az daha yürüyebilir misin? en azından belki satang'da ilaç vardır yanlarına gidelim"  gem onaylarmış gibi kafasını sallayınca bütün gücümüzle yanlarına doğru yürüdük.

winny bizi görünce satang'ı kolundan çekip yanımıza doğru geldiler, winny bana yardım edebilmek için gem'in diğer kolunu omzuna attı ve "SHIA! nolmuş lan burda? gem iyi misin?" diye sordu. "orası uzun hikaye, satang? yanında ilaç var mi? gem yanıyor!" dediğimde başını sallayıp küçük çantasından ilaç çıkarıp gem'e uzattı, neyse ki çantasında su da vardı ve gem'e ilacı içirebildik. kafası halen boynumdaydı, insanlar panik içindeydi, bağırıp çağırıyorlardı. satang kulağıma doğru eğilip "sağ köşede duran yaşlı bir kadın ve adam bize bakıyor! tanıyor musun fourth?" diye sordu "neredeler?" dediğimde kafasıyla işaret etmişti. baktığımda pis moruk ve bunamış annem bize bakıyordu, çok sinirlenmiştim ama gem'e bişey yapmayacağıma söz verdiğim için kendimi tutuyordum. moruğun bize doğru yürüdüğünü görünce kendimi tutamayacağını anlamıştım. yanımıza gelip "ooo pısırık kedi kurtulmuşsun! şu orospu sevgilin olmasa orda ölürdünde yine iyi günündesin" diyerek kıkırdıyordu ve satang hiç beklenmedik bir hareket yapıp moruğun yüzüne yumruğu geçirdi. "sen kim benim arkadaşlarıma pısırık deyip, orospuluk basmak kim götü boklu herif!" diye bağırdı, winny ve ben gözlerimize inanamayıp birbirimize bakmıştık ki o sırada mark ayağa kalkıyordu. "laflarına dikkat et velet!" deyip satang'ın üstüne yürüdü, winny gem'in kolunu bırakıp moruğu ittirdi ve "sevgilime bulaşma canını yakarım!" deyip pisliği uyarmıştı, mark kavga etme taraftarı gibi duruyordu ki gemideki görevliler sırası olmadığını gemide yeterince bot olmadığı için botlara binebilenlerin binmesi gerektiğini söylüyordu. gem halen iyi değildi ve nedense bilmiyorum ama içimde bu gemide hepimiz ölecekmişiz gibi bir his vardı. yavaşça elimi gem'in alnına koydum ve sıcaklığı azda olsun geçmiş mi diye baktım, sıcaklığı daha iyi gibiydi. yanağını öpüp "sevgilim duydun değil mi? botlara binmemiz gerekiyor?" gözlerini açıp bana baktığında "fourth! bebeğim ben zaten hastayım, her türlü öleceğim! lütfen beni burda bırakıp gidin!" *gem ne diyordu! o saçmalıyordu?!* "gem ne saçmalıyorsun! hadi gel burdan gidiyoruz" deyip onu çektiğimde gelmemek için kendini yere doğru ittiriyordu, sinir olmuştum çünkü inat ediyordu. winny bana bakıp "yeterince bot olmadığını söylediler, hepimiz sığmayacağız bunun için lütfen satang ve fourth inat etmeyip önden gidin! biz bir türlü kurtuluruz bizi merak etmeyin!" hayır bu saçmalıktı, winny de saçmalıyordu, satang ile birbirimize bakıp kafamızı hayır dercesine salladık. satang'ın gözleri dolmuştu ve benimkilerinde dolduğunu hissedebiliyordum, satang winny'e sarılıp "burdan kurtulmanız imkansız, lütfen birlikte binelim winny! seni kaybedersem yaşayamam!" bu sözleri söylerken satang ağlıyordu. kafamı gem'e çevirip ağlamaklı gözlerimle "seni bırakıp hiçbir yere gitmeyeceğim anladın mı!" demiştim, gem bana bakıyordu ve beni elimden tutup kendine doğru çekti, yanına doğru oturmamı sağladığında "bebeğim seni çok seviyorum ama şuanda gerçekten çok acı çekiyorum, beni gerçekten seviyorsan satang'ıda alıp burdan gidersin! sana yalvarıyorum fourth, burda ölemezsin!" ağlıyordu, göz yaşlarını silip devam etti. " sen- sen çok güzelsin bebeğim, eminim senin kadar güzel çocukların olacak. burda ölmene izin veremem, hayır hayır fourth! merak etme ben her zaman seninle" cümlesini bitirmesine izin vermeden onu öptüm çünkü ikimizde ağlıyorduk. bana veda konuşması yapmasını istemiyordum, çünkü ya birlikte yaşayacaktık ya da birlikte ölecektik...

dudaklarımı gem'inkilerden ayırıp yüzüme bakmasını sağladım "gem! beni dinle sevgilim, bana veda konuşmadı yapmana gerek yok tamam mı? bu gemiden birlikte ineceğiz ve senin gibi kahve gözlü çocuklarımız olacak bu yüzden bana veda konuşması yapmayı aklından bile geçirme!"ona sımsıkı sarıldım, dördümüzde botların oraya doğru yürüyorduk. görevli binebilmemiz için onayladığında önden ben ve satang bindik, gem ve winny bota binmiyordu. satang'ın ağladığını gören winny bota bindiğinde bende dolu gözlerimle gem'e bakıyordum ama o geriye doğru gitmişti bile beni bırakacağını anlamıştım ama benim onu bırakma gibi bir planım yoktu...

arkadaşlar biraz gecikmeli bölüm geldi herkesten özür dilerimmm😭😭😭😭

arkadaşlar biraz gecikmeli bölüm geldi herkesten özür dilerimmm😭😭😭😭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bebolarımla herkese happy bayrams🫶🫶🌟🌟

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bebolarımla herkese happy bayrams🫶🫶🌟🌟

hayir olamaz...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin