6.Bölüm: Yetimhane

254 233 0
                                    


Yeni bölüm geldi wattyler. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Beni de bi takip ederseniz sevinirim. İyi okumalar^^

×××

Araba son derece renkli bir binanın önünde durdu. Kadın ve ardından ben arabadan indik. Kadın binaya doğru birkaç adım atınca bende onu takip ettim.

Bir kaç çocuk yanımıza koştu. Çok tatlı bir kız "Merhaba ben Duru. Senin adın ne?" diye sordu. "Esila." dedim. "Saçların çok güzelmiş, adın da öyle." dedi. "Senin de ismin çok güzelmiş." dedim ve burnumu çektim. Sonra yüzümü incelemeye başladı. Yüzünü asıp "Sen ağladın mı? Gözlerin kızarmış." dedi. Bu kadar dikkatli olmasına şaşırdım. "Evet ne kadar da dikkatlisin böyle." dedim. Bana bakıp gülümsedi. Tam ağzını açmıştı ki arkadan başka bir kız "Duru" diye seslenince oraya gitti.

Kadın "Gel sana kalacağın yeri göstereyim" dedi. Ardından yürümeye başladı. Bende onu takip ettim. Birlikte binadan içeri girdik. Birkaç kat çıktıktan sonra büyük bir kapı gördüm. Kadın ilerleyip kapıyı açtı. "Senin gibi liseli gençler burada kalıyor. İçeri girip incele. Sana boş yatağı gösterirler." dedi. Başımla onaylayıp içeri girdim.

İçeride üç kız ve dört erkek vardı.

"Esila sürpriz. Erkeklerden biri Doğukan."

İçses lütfen yanlış görüyor olayım.

"Malesef Esila."

Bir kız yanıma geldi. Doğukan'a "Bu o fotoğraftaki kız değil mi?" dedi. Doğukan başını kaldırdığı gibi benimle göz göze geldi. Hemen yanıma gelip bana sarıldı. Havada kalan ellerimi Doğukan'ın beline doladım. Bir sarılmaya ihtiycım vardı. Buraya geldiğimizde durdurduğum göz yaşlarım ve hıçkırıklarım Doğukan'a sarılınca yeniden başladı.

"Şşş tamam geçti. Ben yanındayım. Enis birşeyler anlatmıştı ama istersen birde sen anlat." Geri çekilip yüzüne baktım. Hıçkırıklarımı dindirmeye çalışarak "Geçemez annem artık gitti. Şu an anlatabilecek bir durumda değilim. Uzanmak ve düşünmek istiyorum. Neresi boş?" dedim. Gözlerimi sildikçek yeniden yeniden akıyordu. En sonunda pes edip silmeyi bıraktım.

Yanıma başka bir kız geldi. Elini omzuma atıp beni bir yatağa getirdi. Yatağa oturdum o da yanıma oturdu. Elini uzatıp "Ben Büşra. Seni en iyi ben anlayabilirim. Sen gelmeden önce Doğukan bir şeyler anlattı. Benzer hikayelerimiz var. Şimdi dinlen daha sonra konuşuruz bende sana kendimi anlatırım." dedi. Elini sıkıp "Esila. Memnun oldum." dedim. "Memnun oldum." dedi. Elini uzatıp göz yaşlarımı sildi. Daha sonra yanımdan ayrıldı.

Yatağa uzandım. Battaniyeyi yüzüme kadar çektim. Ağladığımı görmelerini istemiyordum. Battaniyeye sarıldım ve hıçkıra hıçkıra aglayarak uyumaya çalıştım.

✨️👑✨️

Omuzumda bir el hissetmemle irkilerek uyandım. Gelen Büşra'ydı. Çekingen bir ses tonuyla "Uyandırdığım için üzgünüm. Akşam yemeği vakti geldi. Yemekhaneye gidiyoruz. Birlikte inelim istedik. Gelir misin?" Sanırım bu kıza kendimi çok yakın hissediyordum. Gülümsemeye çalışarak "Tabi ki gelirim. Beni düşündüğünüz için çok teşekkürler." dedim.

Ayağa kalktım. Herkesin beni beklediğini görünce ufak bir şaşkınlıkla birlikte utandığımı hissettim. Yanlarına gittiğimde buraya ilk geldiğimde yanıma gelen kız yeniden yanıma geldi. Diğerlerine dönüp "Siz inin. Biz Esila'yla geleceğiz. Ufak bir işimiz var." dedi. Sorgulayan gözlerle ona baktığımda bana gülümsedi. Diğerleri odadan çıkarken ben ona bakmaya devam ediyordum.

Kendi dolabı olduğunu düşündüğüm bir dolaba doğru ilerledi. Dolaptan bir tarak ve fondöten çıkarıp bana uzattı. "Güzelsin ama gözlerin ağlamaktan şişmiş ve saçların dağılmış. Biraz toparlanmalısın. Bu arada ben Banu." dedi. Tebessüm ederek ona baktım ve elindekileri aldım. Önce saçımı taradım, daha sonra fondöteni yüzüme uyguladım.

"Ee anlatmayacak mısın?" diye sordu. Daha sonra "Vaz geçtim. Biz yeni gelenlerle oyun oynarız. Sırayla kendimiz anlatırız. Geleneği bozmayalım. Yemekten sonrasını iple çekiyorum." diyip ayağa kalktı. Elini uzatıp ayağa kalkmama yardım ettikten sonra teşekkür ederek kapıya doğru ilerlemeye başladım. O da peşimden geldi.

Birlikte alt kata indik. Biraz yürüdükten sonra "Yemekhane" tabelasını görüp kapıdan içeri girdik. Birkaç masa ötede bizim koğuştakileri gördüm. Sanırım o masa bizim koğuş masamız olmalıydı. Oraya doğru ilerledik. Yemekler çoktan dağıtılmıştı. Masaya oturup yemeğimi yemeye başladım.

"Oyun yemekten sonra öyle değil mi? Yoksa sen onunla konuştun mu Banu?" diye söze girdi gözlüklü ve yakışıklı bir çocuk. "Normalde soracaktım ama sırf senin dırdırını çekmemek için vazgeçtim Bora." dedi Banu.

"Demek çocuğun ismi Bora'ymış. Karizmatik de. Bi düşün Esila."

Kapa çeneni iç ses. Benim Enis'im var. Bana yeter de artar.

"Tanışma faslını her ne kadar bazılarımız gerçekleştirmiş olsada. Kalanlar oyun esnasında gerçekleştirsin." dedi bir kız. Herkes başıyla onaylayınca hepimiz yeniden yemeğe döndük. Bir kişi hariç; Doğukan rahatsız edici bakışlarını üzerimden bir türlü çekmiyordu.

Yemeği bitirmemize yakın beni buraya getiren kadın masamıza geldi. Bora denen çocuk "Gülşah abla birşey mi oldu?" diye sorunca kadının isminin Gülşah olduğunu öğrendim. Kadın önce Bora'ya dönüp kafasını olumsuz anlamda aslladı. Daha sonra bana dönüp yüzümü dikkatlice inceledi ve konuşmaya başladı "Evinden eşyalarını almak için yarın saat 12.30 da hazır ol. Seni servisle evine götüreceğiz. Eşyalarını topladıktan sonra geri buraya geleceksin." dedi. Başımı salladım. Büşra merakla "Normalde yanında bir kişi ile gidilmiyor muydu?" diye sordu. Kadın "Zaten yanında biri gidiyor. İsmi Enis'ti sanırım." dedi.

Başımı yemeğime çevirip hafifçe tebessüm ettim. Beni yalnız bırakmayacaktı. Doğukan bana bu sefer üzgün gözlerle bakıyordu ama buna aldırış etmedim. Biraz daha yemek yiyip ayaklandım. Büşra bana "Nereye?" diye sordu. "Koğuşa." diyip. Yemekhaneden çıktım.

Koğuşa girdim ve telefonumu aramaya başladım. Eylül'ün mesajlarına cevap verip Enis'i aradım.

-Demek öğrendin yarın birlikte olacağımızı.
-Ögrendim, teşekkürler.
-Ne için?
-Beni yalnız bırakmadığın için.
-Seni yalnız bırakmak gibi bir lüksüm yok. Seni bırakmak ruhuma bir ihanet.

Sessizce kıkırdadım. Cevap vermeyince bir süre sonra konuşmaya başladı.

-Nasılsın? Koğuştakilerle tanıştın mı?
-İyi olmaya çalışıyorum. Kötü bir haberim var...
-Ne oldu? İyi misin?
-Benlik birşey değil. Ancak senin canını sıkacak bir durum.
-Spoiler vermek yerine direkt durumu anlatsan?
-Tamam. Koğuştakilerden biri Doğukan.

Cevap vermedi ama derin nefes alış verişlerini duyabiliyordum. Bir süre sonra konuşmaya başladı.

-Ondan uzak dur!
-Tamam. Benim hayatımda sadece sen varsın merak etme.

Biraz daha sohbet ettikten sonra aramayı kapattım. Sosyal medyada gezinirken birden kapı açıldı.

"Oyun başlasın!"

×××

Bölüm nasıldı?

Gelecek bölümlerde görüşmek üzere.

Kıvırcık Prenses (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin