Selam arkadaşlar yeni bölümle karşınızdayım.
İlk öncelikle geçen gün yaşadığımız durumdan bahsedeceğim.
Yazar ile konuştuk aramızda halletik.
Kendiside gerekli açıklamayı yaptı zaten.
Bu aralar müsait değilim şuanda bile dışarda bölümü yazıyorum.
Bölüm kısa olabilir o yüzden.
İyi okumalar diliyorum.
...
Zümra Demir'den
Sabah gözümü açtığımda Ege'nin suratını gördüm.
Bir süre onu izledim ve yanağına öpücük kondurdum.
Daha sonra Rüzgâr'a döndüm ve önünde yanağına öpücük kondurdum.
Onları uyandırmayaya dikkat ederek yataktan kalktım ve banyoya girdim.
Elimi yüzümü falan yıkayıp çıktım.
Rüzgâr'ın dolabını açtım ve kıyafet aramaya başladım.
Birkaç kıyafet alıp banyoya girdim.
Terlemiştim ve banyo yapmam lazımdı.
Yaralarıma ne kadar dikkat etsemde yinede acıyordu.
Banyodaki işimi bitirdim ve kurulanıp giyindim.
Kendi kendime pansuman yapmaya çalışıyordum ama çok zordu.
Ses çıkarmamaya çalışıyordum ama bu imkansızdı.
"Zümra aç kapıyı ben yapayım pansumanını."Kapıyı tıklayarak konuştu Rüzgâr.
Yaralarını gördükçe kötü oluyordu bu yüzden görmesini istemiyordum.
"Hallediyorum ben."diye seslendim."dedim.
Bok hallediyorsun.
Sen sus.
"Hadi güzelim yarım atletini giy gel ben yaparım tek başına yapamazsın."dedi tekrar.
Gerçekten tek başıma yapmak çok zordu.
İlk üç gün yaralara pansuman yapılmadığı için yaralarım daha kötü olmuştu.
"Hadi güzelim."dedi Rüzgâr tekrar.
"Tamam bekle."dedim ve yarım atletimi üstüme geçirdim.
Banyonun kitli kapısını açtığınmda Ege ve Rüzgâr karşımdaydı.
Ege içerden pansuman malzemelerini aldı ve birlikte yatağa oturduk.
Rüzgar malzemelerle pansuman yaptı ve birlikte kahvaltı için aşağı indik.
Aşağı indiğimizde İdris masada oturuyor yemek yiyordu.
Her zamanki klasik yerlerimize geçtik.
Önümdeki tabağa birşeyler koymaya başladım.
İdris'in ağzını açtırmıyordum.
Yaralarım daha yeni iyileşiyordu.
Çok derin oldukları için uzun sürüyordu.
Tabagimdakileri yerken içeri polisler girdi.
Bir dakika polis?!
İdris hemen ayağa kalktı.
