7

9.9K 497 119
                                    

Ahu'dan

Notta yazan yazılar ile kafam karışmıştı. Kimin göndereceğine dair aklıma bir kişi geliyordu. O kişi olamazdı eğer ki benim yerimi öğrense beni direkt yanına almaya kalkardı. Gelen çiçeği bir kenara bırakıp beni kahvaltı masasında bekleyen kişileri daha fazla bekletmemek adına mutfağa doğru yönelmiştim.

Mutfağa girmem ile bakışlar bana dönmüştü. Yiğit beni gördüğü an ellerini birbirine vurup kucağına almam için ayağa kalkmaya çalışmıştı.

" Kızım dikilip durma otur yerine ailecek ilk kahvaltımızı yapalım." Nesrin hanımın heyecanlı ve azarlar gibi konuşması ile kafa sallayıp Yiğit'in yanında ki boş olan sandalyeye oturmuştum.

" Lan Ata şu böreği yemiyorsan bana versene." Aram önündeki böreği ağzına atıp Ata'nın böreğine aç aç bakmaya başlamıştı. Ata ise eline aldığı böreği Aram'ın ağzına götürüyormuş gibi yapıp kendi ağzına götürmüştü. Bu yaptığı hareket ile Maran gülerken Aram Ata'nın kafasına vurup söylenmeye başlamıştı.

"Gören de hiç börek yememişsin sanar. Hoş senin o aç karnın hiç bir zaman doymuyor." Dağkan'ın söylenmesi ile Aram Dağkan'a öpücük atmıştı.

Aram'ın bu hareketi ile gülmemek için dudakları mı ısırdım. Ata daha fazla dayanamayıp gülmeye başlayınca bende kendimi tutamamış gülmeye başlamıştım.
Abilerden en çok Aram ve Maran'ı sevmiştim. İkisi cidden çok kafa dengiydi. Ama diğer abileri hala çözememiştim.

Önümde ki tabağın doldurulması ile ona bakmıştım. Zahit her türlü kahvaltılıktan koymuştu. Ne kadar kabullenmek istemesem de benim ile böyle ilgilenmeleri çok hoşuma gidiyordu.

" Takma sen o zevzekleri hadi kahvaltını yap." Bana doğru eğilerek dudaklarını saçlarıma bastırıp geri çekilmişti. Onun bu hareketin ile kızarırken ben de tabağına krep koymuştum. Tabağına koyduğum krep ile biraz şaşırmıştı. Böyle bir hareket yapmamı beklemediği çok belliydi. Gerçi ben de kendime şaşırıyordum.

" Sen de kahvaltını yap."

Böyle demem ile yüzünde küçük bir tebessüm oluşup kafasını onaylarcasına sallamıştı.

Herkes kahvaltısını yaptıktan sonra işlerine gitmiş Nergis hanım ve Onur kalmıştı. Huzurlu ve mutlu hissediyordum.

" Ahum beraber alışverişe gidelim mi? Daha sonra çocukları parka götürürüz. Hem anne - kız vakit geçirmiş oluruz. Ne dersin?"

Heyecan ve heves ile sorduğu soruya hayır dememek mümkün değildi.

Kafamı onaylar biçimde sallayıp hazırlanmak için odaya doğru gitmiştim. Umarım bu güzel gün hüsran ile bitmezdi...

Yazar'dan

" Karalar nasıl olur da kızlarını bulur?" Sinirle oturduğu yerden kalkarak deponun içinde sinirle geziniyordu.

" Ben yıllarca o ailenin mutlu olmaması için uğraştım. Yetmedi Kara ailesinin işlerini baltaladım. O Zahit'in karısını kendi ellerim ile öldürdüm. Ama siz beceriksizler hiç bir boku doğru düzgün beceremeyip bir kızı bulamadınız. Patron Kara ailesinin kızlarını bulduğunu öğrenirse hepimizi gebertir. O yüzden bugün o işi halledip kızı ve oğlunu ortadan kaldıracak ölüsünü ise diri diri yakacaksınız."

Adamlar patron'un söyledikleri ile hızlıca kafa sallamıştı. Depodan çıkmak için çıkışa doğru tam ilerliyorlardı ki depo havaya uçmuştu.

Ucu kanlı olan
bıçağa bakıp psikopat bir şekilde sırıttı. Kanlı bıçağı burnuna doğru yaklaştırıp kanın tazs kokusunu içine çekmişti. Kanlanmış siyah eldivenlerini çıkarıp yeni bir siyah eldiven takıp kanla kaplı olan eldivenleri poşete koymuştu. Poşete koyduğu eldivenleri polisin görebileceği yere bırakıp yanan depoyu bir şişe benzin dökmüştü.

Benzinin dökülmesi ile yanan ateş daha da harlandı. Eserine son bir kez bakıp ormanın içinde bıraktığı motorun yanına gitmişti.

Ahu'ya zarar veren herkesi öldürmeye yemin etmişti. Tek istediği krizantem çiçeğini yanına alıp herkesten uzak bir şekilde yaşamaktı. Ama bunun için çok büyük bir engel vardı.

Şahmaranoğlu'nu ortadan kaldırmalı ve sonsuza kadar yok etmeliydi. Ahu'ya sahip olmasına bu kadar yakınken bir pürüz çıkmasına izin veremezdi.

O aşık değildi, sadece Ahu'ya kafayı takmış aşık olduğunu sana takıntılı ruh hastasının önde gideniydl.

" Adamlara haber verin Ahu ve annemin peşinden ayrılmasınlar. Bundan sonra Ahu'nun evini sürekli koruyacak ve Ahu'yu izleyeceksiniz. En ufak bir olayda bana haber vereceksiniz."

" Biraz abartmıyor musun abi?"

" Ne abartmasından bahsediyorsun. En başından Ahu'yu sıkı takipe almalıydım. Düşmanların yeni hedefi Ahu bizi bugüne kadar yıkmak için her yol denendi sonuç ise başarısız. Bizi yıkmak için Ahu'yu kullanabilirler. O yüzden bundan sonra Ahu bizim adamlar tarafından takip edilecek ve her gün birimiz Ahu'yu takip edip evin'in önünde nöbet tutacak."

Zahit haklıydı. Bugüne kadar kimse Kara ailesini yıkamamıştı.Ve düşmanlarının Kara ailesini yıkmak için Ahu'yu kullanmaları çok yüksek bir ihtimaldi.

Selam aşklarım

Bölüm nasıldı?

Psikopatı nasıl buldunuz?

Bu arada kitabın gidişatı nasıl? Benim pek içime sinmiyor. Fikrinizi belirtirseniz sevinirim.

Bölüm biraz kısa oldu:(

Aklımda olayları uzatmak vardı ama başlarda olduğumuz için pek o detaylara girmedim. Ama çok kaoslu günler bizi bekliyor.

Umut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin