Hissiz değiliz, merhametsiz hiç değil...
Sadece bu çağa denk gelmenin neticesinde duygularımızı saklar olduk...
Yeni bir insan tanımanın verdiği yükü taşıyacak takatimiz yok...
Sanki; tek bir hakkımız var da bir tek o mutluluğu bekliyormuşuz gibi..
Gerisi yorucu, gerisi üzücü, gerisi fani..----
"-buradayım Gökalp, senin için geldim."
Kurumuş dudaklarım arasından firar eden kelimeler yorgun gözlerine pırıltılar saçtı. Dudakları kıvrıldı, yüzünü yasladığı avuç içime başını dikkatlice çevirerek ufak bir buse kondurdu. Dudaklarının değdiği tenim karıncalanmaya başlamış, uyuşmuştu.
"Ben- ben doktor çağırayım"
Bir bebeğin konuşmayı söktüğü o anki heyacanını barındırıyordum sanki. Yanağına yaslı elimi usulca çektim, birkaç defa hareket ettirdim parmaklarımı. Gerçekten ateş gibiydi avucum, özellikle dudaklarının değdiği yer.
Cevap vermesini beklemedim, yeşil elbisemin yanlarından birer tutam avuç içlerime hapsederek çıktım odadan.
Kalbimin sesinin bu denli yüksek çıkması beni her geçen saniye daha da şaşırtıyordu. İşlevi mi değişmişti bu organın.. önceden yalnızca kan pompalıyor ve bu işlemi de gayet sessiz bir şekilde hallediyordu.
İki yanıma düşen saçlarımı omzumdan geriye attım, elbisenin açıkta bıraktığı tenimi elimle yelleyerek katın sonunda bulunan doktorun odasına doğru adımladım.
Kapıyı tıklattıktan sonra duyduğum 'gir' çağrısıyla hafif araladığım kapıdan içeri sızdım. Lale abla ve Salih abi de buradaydı. Masanın ön kısmındaki karşılıklı sandalyelerde oturan ikili beni gördüklerinde bedenlerini dikleştirip meraklı gözlerini üzerime diktiler.
"Gökalp, uyandı. Kontroller için haber vereyim dedim"
Konuşmamın bitmesini bile beklemeden ayaklanan ikili heyecanla yanıma geldi. Doktor raporlarını toparlarken Lale abla kollarını boynuma sarıp bedenimi kendine çekiverdi. Bir anda yaptığı bu hareket başta bocalatsa da çok geçmeden toparlanıp kollarımı beline sardım.
Benden ayrılıp Salih abinin açtığı kolları arasına girdiğinde beyaz önlüğünü düzelterek yanımıza gelen doktor ile beraber odadan çıktık.
Onlar önde ben arkalarında koridoru acaeleyle adımlayarak odaya girdik. Gökalp bıraktığım gibi yatıyordu. Başka ne yapacaktı adam hareket mi edebiliyor.
Aman, çoktan beridir yoktun dedim ben de artık kurtuldum herhalde.
Lale abla koşarak kardeşinin yanına oturdu, elleri anında alnına dökülen saçlarını bulmuş geriye yatırmıştı. Açılan alnına dudaklarını bastırdıktan sonra dudaklarını esir alan gülümsemesini sundu Gökalp'e. "Günaydın ablam, aklımızı çıkardın yine. Her seferinde bunu nasıl başarıyorsun anlamıyorum vallahi" alay kokan sesiyle söyledikleri odadaki herkesin yüzüne tebessüm kondurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köyden Askeriye'ye
General FictionAskeri kurgudur. Yetişkin içerik de bulunacaktır. Rahatsız olacaklara duyrulur. #1 evlilik #1 köy #1 aşk #1 sevda #1 askeriye #1 askeri #1 şehvet #1 askeryari #1 asker #1 romantizm #1 yetişkin