Bırakırsam bir daha bulamam korkusuyla sarıldım Langa'ya. Uzun bir sarılmaydı. Ne zaman tutuşunu gevşeteceğini düşünsem boynuma daha sıkı sarılıyordu. Gözyaşlarım hissettiğim rahatlamanın ve bir anda yüklenen tüm bu duygu selinin ardından yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı bile. Langa'nın da benden pek farkı olmadığını yüzünü gömdüğü omzumun ıslanmasından anlamıştım.
Birbirimize yapışık, öylece sarılırken -ki bu sarılma daha dakikalarca sürebilirdi- bizi kendimize getiren şiddetli bir gök gürültüsüydü. Hazırlıksız yakalanıp sıçradığımda sonunda Langa'yla yüz yüze gelmiştik. Ellerinin ellerimi bulması doğa kanunu gibiydi; önceden yüzlerce kez yapılmış, ezberlenmiş, içgüdüsel bir hareket. Bir adım öteye ben giderek parmaklarımızı birbirine kenetledim.
Bir anda bastıran yağmurla sırılsıklam olmamız arasında çok zaman yoktu. Langa beni evin içine çekmiş ama herhangi bir yere yönlendirmemişti. Holde birbirimize bakarak öylece dikiliyorduk.
"Özür dilerim," dedim daha fazla beklemeden. " Duygularımla hareket ederek seni kırdım. Hiç söylememem gereken şeyler söyledim, öfkeden önümü göremedim. Gerçek şu ki, senin için endişeleniyordum ve bu kadar tasasız görünmen sinirimi bozmuştu. Başarılıydın ve zirvedeydin, herkesin gözü senin üzerindeydi. Kaymak benim için hayatımdaki en önemli şeyken sen benim hayal edemeyeceğim bir yerdeydin. Ulaşılmaz olduğunu düşündüm. Kendi yetersizliğim yüzüme vurdu, kendimi soyutladım. Bunların hiçbiri beni daha iyi hissettirmedi ama fark ettiğimde iş işten geçmişti." Derin bir nefes aldım, tüm bunları Langa'nın karşısında kabul etmek zordu.
"Kendime ve çevremdeki insanlara verdiğim hasarla yüzleşmem kolay olmadı. Bir süre için berbat durumdaydım ve sürekli o gün olanlar hakkında düşündüm ve ikimizin de ne kadar kırıldığını fark ettim. Senden özür dilemem gerektiğini biliyordum çünkü seni kaybetmeyi göze alamazdım. Biliyorum, belki bunlar kulağa deli saçması geliyor ama Langa sana karşı dürüst olmazsam başka ne olabilirim gerçekten bilmiyorum. Bir şeyleri içime atıp sakladıkça geldiğim durumu görüyorum ve bunun tekrar yaşanmasından korkuyorum."
Ellerini tutuşumu sıkılaştırdım, hâlâ belirsiz hissediyordum. Bir türlü yüzüne bakacak özgüveni bulamıyordum, gözlerim etrafı tarayıp duruyordu.
"Sen benim en yakınımsın," dedim her bir söylediğimin kalpten geldiğini bilerek. "Hayatımın on sekiz yılında en mutlu olduğum zaman seninle beraber aptalca şeyler yaparak vakit öldürdüğümüz anlardı. Ya da terk edilmiş sahilde denize girdiğimiz gün. Yeniden tanıştığımız gün ve daha nicesi. Bok gibi bir olay ama insan elindekinin değerini kaybetmeden hiç gerçekten anlayamıyormuş. Sensiz geçirdiğim günler bana senin hayatımda ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Biliyorum hatalar yaptım ve seni kırdım. Bunun için ne kadar özür dilesem az. Ama telafi edebilirim, etmek istiyorum. Seni kıran değil sevindiren kişi olmak istiyorum. Langa, belki de imkansızı istiyorum ama beni affedebilir misin?"
Burnunu çekti. Sessizdi. Bitti, diye düşündüm. Hayatım boyunca bu vicdan azabıyla ve onu kaybettiğim gerçeğinin verdiği acıyla yaşayacağım. Bu düşünce o kadar güçlüydü ki iki el yanaklarıma ulaşıp başımı kaldırana kadar yere bakarak göz yaşı döktüğümün farkında bile değildim. Sonunda yüz yüzeydik. Gözlerim bir an siyaha boyadığı saçlarına gitti, birisi kalbime bir bıçak saplamış gibi hissettim. Zehirli bir bıçak.
"Gerçekten bana bakmaya başlarsan seni affetmeyi düşünebilirim." dedi ağlamaktan kırılmış sesiyle. Haftalar sonra sesini duyduğum ilk seferdi. Ellerimi ellerinin üstüne koyarken göz yaşlarım kendiliğinden tekrar akmaya başladı. Durduramıyordum. Tüm bunlar çok fazlaydı.
"Ben de, özür dilerim. Sadece benim için endişeleniyordun ama ben o kadar havadaydım ki ısrar etmekte haklı olduğun bir uyarıyı ciddiye almadım, sana verdiğim sözü bozdum. Bunun beni nereye getirdiği de açıkça ortada." Başta saçlarından bahsettiğini sansam da gözlerim kollarına kaydığında hırkasının altından gözüken bandajlarla durumun çok farklı olduğunu anladım. Nefesim tekledi, Langa'nın canını yaktığını bilerek Adam'ı tam şu an karşımda görsem boğazlayacağımı düşündüm. Dişlerimi sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
best spider-man, renga
Fanfictionlanga hasegawa'nın reki kyan'ı sinir (âşık) etme maceraları