F: "Kimse.. kimse Seyran'a el kaldıramaz, canını yakamaz."
Ferit'in bu hareketi Seyran'ın hoşuna gitmiş olsada az önce babasının ona şiddet uyguladığını imâ edip yüzüne vurduğunu unutmamıştı. Üstelik bunu ilk kez yapmıyordu.
K:" Yav sen ne diyin ha ne diyin!? Ben onun babasıyım, babası! İster sever ister döverim!"
Ferit, Kazım'ın, Seyran'a şiddet uyguladığını zaten farkındaydı ama gözleri ile görünce işin ciddiyetini kavramış ve Seyran için endişelenmişti. İnsan şahit olmadığı birşeyin ciddiyetini kavramakta zorluk çekermiş. Ferit de şahit olmadan önce bunu kavrayamıyordu. Az evvel söylediği laflardan ve daha önce söylemiş olduğu "Senin anladığın dil bu!" Lafından dolayı pişman olmaya başlamıştı bile.
F: "Yok öyle ister sevip ister dövmek! Benim karım o. Kılına zarar verirsen dünyayı başına yıkarım!"
K: "Karın haaa? Karın! Bak Seyran kimin yanında? Neredeeee? Haa!? Koca evinden kaçıp baba evine sığındı oğlum baba evine! Şimdi karşıma geçip esip gürlüyon ama bu kız niye baba evine sığındı? Sen ne ettin oğlum ne ettinde Seyran kaçıp buraya geldi? De bi?"
Ferit ne diyeceğini bilemedi. Demek Seyran babasına anlatmamıştı. Seyran'a doğru bakınca Seyran da ona doğru bakıp gözleri ile babasını işaret etti. Bu 'Buyur anlat bakalım' anlamına geliyordu imâlı bir hareketti. Ferit, eğer anlatırsa herşeyin biteceğini, Kazım'ın bir daha Seyran'ı ona göstermeyeceğini düşünüyordu.
F: "Önemli birşey yok her karı koca arasında geçen önemsiz meseleler."
Bu cevap karşısında Seyran alttan alta sırıttı. Sinirleri bozulmuştu.
K: "Yav oğlum meseleyi iyice anlatsana! Sana göre önemsiz amma belli ki benim kızıma göre önemli."
F: "Şimdi mi babalık yapasın tuttu! Baba mısın sen bee!? Kızıymış! Daha demin nerdeyse Seyran'ı dövecektin ne konuşuyorsun sen!" Diye son ses bağırdı. Sesi otoparkta yankılandı.
Ferit'in bu lafı Kazım için bardağı taşıran son damla oldu ve hızlıca Ferit'e tokat attı. Ferit tokatın etkisi ile yere düştü Seyran şaşkınlıkla elleri ile ağzını kapattı ve şaşkın gözlerle bir babasına bir Ferit'e baktı. Ferit duraksadı ardından yerden kalktı. Seyran'a doğru dolu gözleri ile döndü. Seyran'ın yanında olmasını istiyordu aynı zamanda onu burda Kazım'a mahkum etmeyide hiç istemiyordu. Bu yüzden gururunu hiçe sayıp Seyran'a elini uzattı.
F: "Bu tokada rağmen sana elimi uzatıyorum. Lütfen. Hadi tut evimize dönelim."
Ferit'in "evimiz' dediği yerde şuan pelin vardı. Seyran, Ferit'in haline her ne kadar üzülsede bunu yapamazdı. 'Yeni mi aklına geldi bizim evimiz olduğu' diye geçirdi içinden Seyran. Ferit'in bu tokatı yemesi Seyran'ın içine gerçekten çok otursada dolu gözleri ile "Hayır" anlamında başını iki yana salladı
S: "Ferit lütfen git."
F: "Seyran.."
K: "Yav git diyo işte duymuyon mu!?"
Ferit Kazım'ı duymamazlıktan gelip Seyran'a umut dolu gözler ile baktı uzattığı eli geri çekmemişti.
S: "Ferit gelmicem git dedim git!"
F: "Seyran.. Nolur haydi gel gidelim burdan."
S: "Gelmicem Ferit gelmiyorum bitti gitti diyorum hadi!"
Ferit, Seyran'ın gelmeyeceğini anladı uzattığı eli yavaşca indirip Seyran'ın görmemesi için arkasını dönüp göz yaşlarını sildi.
K: "Birde ağlıyi yav birde ağlıyi! Sen ne ettiysen onu etmeden önce düşüneceğdin bunları!"
![](https://img.wattpad.com/cover/344756909-288-k332769.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını
FanfictionBu hikaye dizinin 19. bölümünden sonrası içindir. gerçek Yalı çapkını izleyicileri bilir ki 16-19 arası hepimiz için bir yaradır. bende bu hikayeyi 19'dan sonrası için yazmak istedim. SeyFer'in ve Seyran'ın olması gereken hikâyesini ilmek ilmek yaza...