F: "Yine mi ablan?"
Seyran telefonunu eline aldı ve Gökhan beyin aradığını gördü. Ferit'e birşey demeden telefonu açtı
S: "Buyrun Gökhan bey?"
Ferit, "Gökhan" ismini duyar duymaz dikkat kesildi ve şaşkınlıkla Seyran'a baktı. Seyran, Ferit'in bakışlarını gördü ama umursamadı. Telefonu adamın suratına kapatacak hali yoktu
Gök: "İyi akşamlar Seyran. Ben iyi misin diye merak ettim aklıma takıldı ariyim dedim. İyisin değil mi?"
S: "Evet. Niye iyi olmayacakmışım ki anlayamadım?"
Gök: "Seni bugün şirketten alıp götürdüler, şirkete adamlar geldi falan.. O yüzden merak etmiştim sonuçta alışık olduğumuz şeyler değil bunlar."
S: "Evet sizede biraz ayıp oldu kusura bakmayın söz veriyorum bir daha böyle birşey yaşanmayacak."
Gök: "Yoo ondan değil gerçekten merak ettiğim için aradım ben.. Neyse iyisen sorun yok demektir. Yarın şirkete geliyorsun değil mi?"
S: "Evet yarın geleceğim."
Gök: "Buna sevindim. Tekrardan iyi akşamlar.."
S: "İyi akşamlar."Seyran telefonu kapatır kapatmaz Ferit konuşmaya başladı
F: "Gökhan kim?"
S: "Yeni iş yerindeki patronum."
F: "Ne alaka niye seni arıyor bu saate?"Ferit bu durumdan feci halde kıllanmıştı. Seyran'ın işe girmesinide zaten sırf bu yüzden istemiyordu. Ferit, Seyran'ı altın bir kafese kapatmıştı ve Seyran'ın bu kafesten çıkmasını istemiyordu. Çünkü çıkarsa başka insanları tanıyıp Ferit'den soğuyacak ve belkide onlara yönelecekti Ferit aynen bu şekilde düşünüyordu ve bu yüzden içinde Seyran'a karşı var olan kıskançlık ateşi dahada harlanıyordu.
S: "İyi miyim değil miyim diye merak etmiş."
F: "Neden iyi olmayacaksın ki? Hem onane senin iyi olup olmadığından?"
S: "Off Ferit! Hani dedenin adamları geldi yaa şirkete beni alıp buraya getirdiler o da orda bunu gördü o yüzden merak etmiş işte uzatma."
F: "Bir dakika dedem buraya gelmen için adam mı yolladı? Hemde iş yerine?"
S: "Evet Ferit evet! İş yerindekiler de şaşırmıştır hali ile sonuçta her gün şirketi adamlar basıp çalışanlarını alıp götürmüyorlar."
F: "Bilseydim dedeme söylerdim yaa onun şimdi şirkette Gökhan beyciği ile çok önemli işleri vardır rahatsız etmeyelim derdim tüh görüyor musun bak!?"Ferit'in sesi yükselmeye başlamıştı ve Seyran buna karşılık şaşkınlığını gizleyemedi.
S: "Ne demek istiyorsun sen yaa!? Bi sakin ol önce, sesinin tonuna da dikkat et."
Ferit sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldı
F: "Tamam.. Adı neydi bu adamın?"
S: "Gökhan"
F: "Gökhan ney?"
S: "Gökhan Karahanoğlu. Ne yapacaksın yaa soyadını? İnternetten adamı mı araştıracaksın." Dedi alaycı bir tonlama ile.
F: "Saçmalama istersen Seyran.."O sırada içeriye Latif efendi girdi
L: "Seyran hanım kıyafetlerinizi rezidanstan aldırdık."
Sonrasında içeriye 4 adam ellerindeki bavullar ile girdi bavulları odaya bırakıp çıktılar
L: "İsterseniz Sultan'ı çağıralım siz yorulmayın."
S: "Gerek yok Latif efendi ben hallederim."
L: "Siz nasıl isterseniz."Latif efendi odanın kapısını kapatıp gitti.
S: "Neyse ben şunları bir an önce yerleştireyim."
Seyran bir bavulu eline alıp askılıkların oraya çekti içini açıp askılara dikkatlice geçirmeye başladı.
Ferit ise Seyran'ın işe dalmışlığından faydalanıp eline telefonunu alarak internete Gökhan Karahanoğlu yazıp arattı. Daha fazla duramıyordu merakına yenildi. Bunu yaparken Seyran'ı bir kaç kez gözleri ile kontrol etti. Görsellere girmesi ile adamın bütün fotoğrafları çıkmıştı. Fotoğrafları gördüğünde yutkunmaktan kendini alamadı. Bir fotoğrafını açıp biraz büyüttü. Gördüğü adam hiç hoşuna gitmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını
FanficBu hikaye dizinin 19. bölümünden sonrası içindir. gerçek Yalı çapkını izleyicileri bilir ki 16-19 arası hepimiz için bir yaradır. bende bu hikayeyi 19'dan sonrası için yazmak istedim. SeyFer'in ve Seyran'ın olması gereken hikâyesini ilmek ilmek yaza...