Seyran, babasının dolu gözlerine rağmen temkinli bir şekilde yanına ilerledi.Her ne kadar artık korkmasada canının yanmasını istemiyordu. Kazım koltuğu işaret edip "Gel Seyran otur şöyle." Dedi ardından Suna,Esma ve Hattuca dönüp "Siz gidin benim kızımla konuşcaklarım var" dedi. Seyran, Kazım'ın yanına oturdu.
K: "Seyran.." diyip yutkundu cümleleri toparlamaya çalışıyor gibi bir hali vardı. Seyran meraklı gözler ile babasına baktı
K: "Sen boşanmak istiyo musun?"
Seyran bir an duraksadı. Gerçekten bunu oturup düşünmemişti kalbi ile beyni arasında çatışma yaşıyor ne diyeceğini bilemiyordu. Ayrıca Kazım'ın bu soruyu sormasınada çok şaşırmıştı. Normalde babası ona hiçbir şey sormazdı heleki çıkarı yoksa. Kazım ise normalde bunu sonra sormayı planlıyordu şuan çok başka şeyler söylemek,anlatmak istiyordu ama buna bugünlük cesaret edememişti.
K: "Cevap versene kız! Madem ben senin hayatını mahvetmişim o vakit bu kararıda sana bırakıyorum haa bak ben karişmiyim artık sana, karişmiyim ama eğer verdiğin kararın sonuçları ağır olursa ben sorumlu olmam."
S: "Boşanmak istiyorum."
Cümle aniden ağzından çıkıvermişti oysa hala emin olamıyordu. Kalbi başka birşey aklı başka birşey diyordu.
K: "Madem istediğin bu. Boşanırsınız. Amma Antep'e dönmicez burada kalacağız. Senin bi iş vardı ya ne deniğdi ona? Modellik mi mankenlik mi neyse ne işte yavv ne oldu ona? Hani geçeceğdin kamera karşısına fotoğraflarını çekeceklerdi? Madem artık Korhanlar ile bir bağımız kalmıyo bundan böyle çalışmak zorundasın başka türlü İstanbul da tutunamayız bilesinn."
S: "Merak etme baba ben elimden geleni yaparım."
K: "Yapıcaksın elbet.. yapıcaksın."
**********
Korhanlar ailesinde akşam yemeği vakti gelmişti Ferit dahil herkes masaya oturdu Ferit'in gözleri bir anlığına yanındaki boş sandalyeye kaydı Seyran'ın yokluğunu işte şimdi daha yoğun hissediyordu. Bir an gözleri doldu kimse görmesin diye kafasını eğdi gözünden bir damla yaş dizine düşmüştü. O sırada Halis ağa konuşmaya başladı.
H: "Sen neden ağlıyorsun? Seyran gitti diye mi yoksa yediğin o tokat yüzünden mi?"
Ferit aniden kafasını kaldırdı buna çok şaşırmıştı. Tokatı nerden biliyor diye düşündü. Şaşkınlıkla annesine baktı ama anneside şaşırmışa benziyordu.
H: "Senn nasıl benden böyle birşey saklarsın? Haa!? Nasıl söylemezsin bunu? O adam kim ki benim torunuma tokat atabiliyor!?"
F: "Dede sen nasıl öğrendin bunu?"
H: "Ne önemi var bunun şimdi!? Nasıl o adamdan tokat yiyebilirsin sen? Nasıl oldu bu? Anlat bana hemen!"
F: "Seyran'ı almaya gittiğimde babası gördü Seyran'a vurmaya kalktı bende engel olup kötü şeyler söyledim o da sinirlenip vurdu bana."
Halis ağa birden masaya vurdu bu vuruş ile herkes yerinden sıçradı
H: "Sen ne karışırsın milletin ailevi meselesine çocuk! Sanane!?"
Ferit "Ama karım o benim." Dedi ağlamaklı bir ses ile. Halis ağa ise sesini incelterek "Ama karım o benim." diyerek Ferit'in taklidini yaptı. Ardından sözüne devam etti.
H: "Keşke tutmasaydında dövseydi! Belki aklı başına gelirdi o kızın! Sözümü dinlemeyip bana rağmen arkasını dönüp gitti yinede ona bir şans verdim ben! Büyüklük ettim! Ama bak nerde? Yok. Demekki benide senide umursamıyor. Peki sana ne demeli? Ne diye onun peşinden gidiyorsun? Sen gitmeyecektin! O kendi ayakları ile gelecekti! Hiç mi gurur yok sende çocuk!? Gittiğin yetmezmiş gibi hem o kızı buraya getiremiyorsun hemde dayak yiyorsun! Beceriksiz herif!" Diye adeta gürledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını
FanfictionBu hikaye dizinin 19. bölümünden sonrası içindir. gerçek Yalı çapkını izleyicileri bilir ki 16-19 arası hepimiz için bir yaradır. bende bu hikayeyi 19'dan sonrası için yazmak istedim. SeyFer'in ve Seyran'ın olması gereken hikâyesini ilmek ilmek yaza...