0.5

10 4 1
                                    

Sonunda mekana gelebildiğimizde arabayı park edip arabadan indik. Mert yanıma gelip kolunu uzattı. Gülümseyerek koluna girdim. Birlikte mekana girdik.

Daha önce bir kere gelmiştim buraya ve beğenmiştim. Bir tarafta sahne vardı. Hemen yanında da dans edenlerin olduğu bir alan. Diğer tarafta bar ve ayaktakiler için masalar. Başka bir tarafta da oturmak isteyenler için koltuklar. Biz koltukların olduğu yere doğru ilerledik. 

Bizimkiler gelmemişti daha. Ben oturduktan sonra Mert içecek bir şeyler almak için bara gitti. Çok hareketli olmayan ama yine de hareketli sayılabilecek bir şarkı çalıyordu. Çalan şarkıya eşlik edenlerin arasında dans edenler de vardı.

Bir süre sonra Mert elinde iki kokteylle dönmüştü. Birini bana uzatıp yanıma oturdu.

''Alkolsüz değil mi?'' diye sordum. Alkolü seven ve hep kullanan birisi değilim. Geçen niye o kadar coştum ve içtim bilmiyorum. Hatırladığım kadarıyla tadı da çok kötüydü. 

''Sence?'' dedi imalı bir şekilde. Mert de fazla karşıydı içmeme. Gerçi o, içilmesine karşıydı genel olarak. Onun için aklı bu kadar başından alıp götüren bir şeyi içmek mantık dışıydı. Gülerek kokteylimden bir yudum aldım. 

''Ee dışarı dışarı diye ölüyordun. Burada böyle oturmak mıydı ölüp bittiğin?'' dedi dalga geçercesine.

''Kardeşim siz beni anlamıyor musunuz cidden? Çok zor evde durmak.'' Abartma dercesine baktığında ''Tamam abartıyor olabilirim ama dışarıya çıkamayacağını bilerek evde durmak cidden çok zor. Şu an en sıkıcı şey bile çok eğlenceli benim için.'' diye ekledim.

''Tamam tamam bir şey demiyorum. E bana gelseydin? Annen ona izin verirdi bence.'' dediğinde bu neden daha önce aklıma gelmedi diye düşündüm.

''Aslında doğru diyorsun. Sen bize göre daha aklı başında takıldığın için annem benden çok güveniyor sana. Ama hiç aklıma gelmedi.'' dedim. Neyse dercesine kafasını salladı. 

Biz kendi aramızda konuşup şakalaşırken kapıdan giren Yağız'ı gördüm. Hemen ardından gelen diğerlerini de. Sonunda cidden. 

Yanımıza geldiklerinde Yağız önümde durdu.

''Selam gençler.'' deyip kafama uzandığında ben daha ne yapacağını anlamadan Mert beni kendine doğru çekmişti. 

''Dokunma kızın saçına. Ne güzel yapmış.'' dedi Yağız'ı azarlarcasına. Küçüklüğümden beri kafasına estikçe saçlarımı karıştırıyordu ve bu beni deli ediyordu. Mert'ten uzaklaşmadan Yağız'a çıkıştım.

''Ya yeter artık ya! Güzelim saçlarımı rahat bırak! Sonra birbirlerinden ayrılmıyorlar!'' dedim yüksek sesle. Ama ortam yeteri kadar yüksek sesli olduğu için sesim normal konuşuyor gibi duyulmuştu büyük ihtimalle. Yağız sırıta sırıta diğer tarafıma oturduğunda diğerleri de oturmuştu. 

Mert'ten uzaklaşıp saçımı başımı dağılmış gibi düzeltirken Yağız

''Bakın kim geldi?'' dediğinde gelen kişiyi yeni görmüştüm. Özgür gelmişti. Vücuduma anlık bir heyecan sarmıştı. Nereden çıkmıştı ki birden? Ona en son Salı günü yazmıştım. Dün derslerim fazla yoğun olduğu için yazamamıştım. Bugün de burada karşılaşmıştık. 

Hepimizi başıyla selamlayarak karşımdaki tekli koltuğa oturdu. 

Özgür öyle çok bizim grupla takılmazdı. Arada takılırdık ama. Özgür'ün arkadaşları Eren ve Arda da vardı. Bazen onları da çağırırdık gittiğimiz yerlere. Onlar da bizi çağırırdı. Tam olarak bizim gruptan gibi değillerdi ama yine de görüşürdük işte. Özgür'ü bizimle tanıştıran Yağız'dı. Teyzemler Antalya'da yaşıyorlardı. Özgür'ün ailesi de orada ve teyzemlerle komşuydular. Onlar da oradan tanışıyordu zaten. Özgür üniversite için gelmişti İstanbul'a. Her ne kadar bazen bir arada olsak da aman aman bir muhabbetimiz yoktu ne yazık ki. Can ciğer kuzu sarması değildik yani. Ve ben de buna bir el atarak ona anonim olarak yazma kararı almıştım. Aslında bu benim için çok korkunç bir şeydi. Ya ben olduğumu anlarsa ve alay konusu olursam? Ya konuştuğu kişiyi beğenip sonra da onun ben olduğumu öğrendiğinde hayal kırıklığı yaşarsa? Ona yazmadan önce uzunca bir süre düşünmüştüm. En sonunda Nisan'la aldığımız kararla birlikte yazıvermiştim. Ona karşı olan hislerimi bilen tek kişi Nisan'dı şu anlık. Yağız gidip söylemezdi belki ama boş boğazlık yapar korkusuyla ona hiçbir şey söylememiştim. Diğerleri de bilmiyordu işte.

SU PERİSİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin