2

136 16 2
                                    

Bölüm 2: Önemli! Önemli! 12 senelik sebze beş parasız!

Ben bir Alfayım ve otuzlu yaşlarımın sonlarında işsiz bir serseriyim.

Eski evime geri döndüğümde neredeyse ters yöne gidiyordum. 

Evdeki toz biraz kalın bir tabaka oluşturmuştu. Küfür ede ede süpürdüm, ne yapayım. 

Kaslarım hala kaskatıydı. Ne de olsa on iki yıldır yatıyordum. Körelmeleri doğaldı.

Evi yaşanabilir hale getirmeyi başarana kadar temizlemek bütün günümü almıştı.

Evde hiçbir şey yoktu. Pirinç eriştelerinin hepsinin tarihi geçmişti. Bazılarının üzerinde yeşil küfler vardı. Burnumu tıkayıp onları dışarı attım ve boş eve bakarak iç geçirdim.

Kazadan önce zaten ailemden geriye kimse kalmamıştı ve şimdi de yalnızdım, hiçbir şeyim de yoktu.

Neden uyanmak zorundaydım? Kendime sordum, boşlukla dolu kalbime. Soru cevapsız kaldı.

Yemek yemedim, nakit param bile yoktu. Telefonum yoktu ve sabit hattım uzun zaman önce çekilmişti.

Ardından, yarım gün aradıktan sonra, nihayet yüz yuan'dan fazla nakit para ve eski kartımı buldum. 

Onları aşağıya taşıdım ve tanıdık olmayan ticari sokaklarda dolaştım.

Biraz buharda pişirilmiş çörek aldım. Tadını beğenmesem de markete sebze ve et almaya gittim. 

Sonunda yolumun üstünde bulunan bankaya gittim. Eşyalarımı bir elime aktardım ve kartımı yuvaya yerleştirip bir dizi sayı girdim.

"Parolanız yanlış. Lütfen tekrar deneyin."

Uzun bir süre bu kelime dizisine baktım. Hayır, benim şifrem kesinlikle buydu. Homurdandım ve tekrar girdim.

"Parolanız yanlış. Lütfen tekrar deneyin."

"717..." Parmağımı çimdikledim ve aniden sakinleştim. Bu sözler yüzüme inen bir tokat gibiydi ve gözlerimin kızarmasına neden olmuştu.

Kafamı kaşıdım ve geri verilen kartı yuvadan çıkardım. Artık girmeye cesaret edemiyorum. 

Şifremin sıfırlanması gerektiğini düşündüm. Ama kafam karışmıştı. 717'yi nerede kullanmıştım?

Banka erken kapatmıştı bu yüzden eve gitmekten başka şansım yoktu.  Aniden yağmur yağmaya başladı ve ben soğuk duşa yakalandım.

"Dışarı çıkarken şemsiye getirmeni söylemiştim ve sen yine hatırlamadın."

Yanımdaki çift de şemsiye taşımıyordu. Sözlerini duydum ve sessizce onlara baktım. Alfa, Omega'nın burnunun ucuna hafifçe vurdu ve adamı kollarının arasına alarak yağmurun çoğunu engelledi.

Kollarındaki Omega gönülsüzce özür diledi, "Özür dilerim, unuttum."

"Sen yok musuun, bütün gün hiçbir şeyi hatırlamıyorsun."

Omega ayak parmaklarının ucunda kendini yükseltti ve Alfaya gizlice bir öpücük kondurdu, "Ama sen buradasın sonuçta, değil mi?"

Yüzüm ıslaktı ve bütün vücudum duştan çıkmış gibiydi. Diğer insanların şefkatini ve sevgi doluluklarını hiçe sayarak bacaklarıma güç verdim ve geri koştum.

Az önce paspasladığım temiz zemin tekrar ıslanıp ve çamurlanmıştı. Eşyaları hızla yerlerine koydum ve banyo havlusuyla banyoya gittim.

Neyse ki, hala sıcak su vardı.

Vücudumu hastanede sadece silmiştim, bu yüzden bu uyandığımdan beri aldığım ilk duştu.

Bedenimi sıcak suyla yıkamak oldukça iyi gelmişti. Biraz dikkatli davrandım yıkanırken. 

Kurulandım ve bornozla vücudumu sardım. Dolaptan saç kurutma makinesini çıkardım.

Sıcak rüzgar kulağımda uğulduyordu. Elim saçlarımın tepesinden geçti. Biraz uzundu ama sertti ve biraz diken diken bir his veriyordu. Hiç yumuşak değildi.

"Pijamamı getirir misin?"

Farkında olmadan seslendim ve uzun süre cevap alamadım. Sıcak rüzgar aynada biriken buğuyu dağıttı ve aynada kaşlarımı çattığımı ve on iki sene boyunca görmediğim bu yüzü gördüm.

"Pijamamı getirir..." Son sözler, hiçbir uyarıda bulunmadan akmaya başlayan gözyaşlarım tarafından kesildi. 

Uyandıktan sonraki on beşinci günde evimin banyosunda ciğerlerim sökülene dek ağladım. Kalbim de ciğerlerimden farklı değildi.

Gözyaşlarım, gözyaşı kanallarımdan durmadan fışkırıyordu. Çok ağladığım için her yerim titriyordu. 

Kollarımı kendime doladım ve kontrolsüzce soğuk ıslak zemine çömeldim.

Hayatımda ilk kez nefessiz kalana dek ağlamıştım, göğsüm ağrıyordu. Ağzımı açtım ama sadece boğulma sesi çıkarabildim. 

Midem yırtık pırtık bir mendil gibiydi ve çığlıklarımla birlikte sımsıkı bükülüyordu. Tuvalet kapağını kaldıracak zamanım olmadı ve karanlıkta tekrar kustum.

Daha önce mideme doldurulmuş tüm tatsız yiyecekler dışarı çıktı ve sonunda saframı tükürdüğümü hissettim.

Bu günlerde kafamda her şey karmakarışıktı; hemşirenin konuşmaları, Shen Junshan'ın böyle görünmesi, kalbimi sızlatan iki çocuk ve bugün gördüğüm sevgi dolu çift.

Neden, neden her şeye sahipken tekrar uyanmak zorunda kaldım??

I am an AlphaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin