Bölüm - 10 -

1.2K 113 158
                                    

Mert R.
Bir gün bir sahabe, bir çeşme sormuş

Allalla

Mert R.
He

Kime sormuş bu sahabe, çeşmeyi?

Mert R.
Hikayenin o kısmı ile ilgilenmedim ama kafamda bu kısmı dolanıyor sadece

Gerçekten güzelmiş hikaye beğendim

Mert R.
Benim öyle bir etkim vardır sağol 💅

😑

Mert R.
Bugün pek bir soluksun hayır mı?

Hastayım

Mert R.
Ciddi misin?

İyi misin?

İyiyim de kötüyüm biraz

Mert R.
Kötüsün yani

Ateşim felan vardı Neslişah da İstanbul'da

Mert R.
Düştü mü nasılsın?

İyiyim merak etme

Mert R.
Etmemek elde değil

Konuşabilecek durumda mısın?

Görüntülü arasam?

Ciddi misin?

Mert R.
Ciddiyim

Eğer iyiysen konuşacak kadar

Arayacağım

Görmeden inanmam

İyiyim sanırım

Heyecanla tırnaklarımı kemirmeye başladım. Bunu dedikten hemen sonra odaya koşmuş saçımı başımı toplamış, üzerimi düzeltmiştim. İçeri geri girerek koltuğa oturmuş ve aramasını bekliyordum. Tam tamına dört dakika olmuştu. İçten içe zamanı saydığımı fark ettim. Neden bu kadar heyecan yaptığımı bilmiyordum.

Çalan telefonum ile oturduğum yerde dikleştim ve boğazımı temizleyerek telefonu açtım. Mert'in yakın çehresi görüş alanıma girdi. Kamerayı yakın tutuyordu ve dışarıda olduğunu anlamamam için salak olmak gerekirdi. Kulağındaki kulaklığından sesini iyi algılayabiliyordum. O da beni iyi duyabiliyordu.

"Bakıyorum da iyisin," dedi kinaye ile. "Yemin ederim günlerdir kör gibiydim, gözüm gönlüm açıldı. Her gün yapalım bunu!" dedi zevkle. Gözlerimi devirdim. O bana rağmen gülüyordu.

"Ciddi olamazsın," dedim nefesimi vererek. "Kötüyüm," dedim. Yalandan öksürdüm. Mert gülerek gözlerini kıstı. Bakışları içimde bir yerlerde filizlenmişti. Biraz nazın hiçbir zararı olmayacağını düşündüm.

"Gerçekten kötüsün," dedi dudaklarını büzerek. "Eğer bir günün felan kaldıysa gelebilirim," dedi bakışları etrafta gezindi. Bir yandan yürüyor bir yandan bana laf yetiştiriyordu.

"Neden bir günüm kalsın?" dedim hafifce merakla. Ekrandan bile delici bakışlarının içimi ezdiğini hissediyordum.

"Genelde internetten hastalığına bakınca seni mezara koyar da ondan," dedi kinaye ile. Espirisine güldüm.

"Sen de gelmeye yer arıyorsun," dedim arkama yaslanarak.

"Sevap işleri ile çok ilgiliyim diyelim," dedi kaçamak bir şekilde gülerek. Onu izledim. Buradan ayrılırken kısa olan sakalları belli olmuştu. Üzerini çok göremesem de beyaz bir tişörtü olduğunu yakasından anlamıştım. Dağınık saçları ile farklı bir havası vardı.

"Dışarıda ne yapıyorsun?" dedim ilgi ile. Merak etmiştim. Mert bana gözlerini kısarak baktı ve güldü.

"Merak mı ediyorsun sen beni?" dedi gülerek. Gözlerimi devirdim. "Ay, ay!" dedi heyecanla.

"Mert!" diye yalandan kızdım. Mert gülmeye devam ediyordu. Kızsamda hoşuma gittiği için bende gülüyordum. Bana takılması hiçbir şekilde beni kızdırmıyor, aksine eğlendiriyordu.

"Tamam peki," dedi kabul ederek. Kalabalığı yarıyordu. "Merak etmiyorsun o zaman söylememe gerek yok," dedi flörtöz bir hava ile. Sesli bir nefes aldım.

"Tamam kazandın," dedim kaşlarımı kaldırarak. "Merak ediyorum, hadi söyle bana." dedim ikna etmeye çalışarak. Mert ciddi bir bakış attı ve benim de en az onun kadar ciddi olduğumu gördü.

"Abimler ile maç yaptık, eve dönüyorum." dedi. Yüzümü buruşturup ona baktım.

"Ciddi misin? Yarım saattir bunun için  beni konuşturmaya mı çalışıyordun?" dedim inanamayarak. Bana yandan bir gülüş yollayıp etrafa baktı. Sonra yürümeye devam etti.

"Dudaklarından duymanın verdiği tarifi asla anlayamazsın Afra kuş," dedi nefeslenerek. "Bakıyorum da modundasın, hani hastaydın sen?" dedi. Dilimle dişlerimi yokladım.

"Aslında iyileşir gibi olmuştum," dedim dudaklarımı zoraki açarak. Söylemekten kaçınıyor gibi bir havam vardı. Mert güldü.

"Bana naz mı yaptın yani?" dedi merakla. Tebessüm ettim. O da sıcak bir gülümseme yolladı ekrandan. "Fazla naz aşık usandırır haberin olsun," dedi birden. Gülen yüzümü buruşturup ona baktım.

"Ambiyansı yemesen olmazdı!" dedim yalandan kızarak. Mert bana kesik bir bakış fırlattı.

"Ambiyansı değil de, başka bir şeye talibim." dedi hızla etrafına bakarak. "Ortam pek uygun değil anladın bence sen," dedi göz kırparak. Ona uzun uzun baktıktan sonra cevap verdim.

"Bence engel yemek istersin," dedim gülerek. Mert'in gülen yüzü asıldı.

"Sanal ilişkinin en kötü yanı bu işte." dedi kendi kendine söylenerek. "Hemen engel ile tehdit ediliyorum." dedi. Kaşlarım havalandı.

"Daha önce sanal ilişkin oldu mu da, öyle diyorsun?" dedim merakla. Kafasını salladı.

"Olmadı," dedi. Sonra devam etti. "Ama genelde internette öyle memeler oluyor ya," dedi kendini açıklayarak. "Ona atıfta bulunuyorum," dedi.

"İnternette fazla zaman geçiriyorsun," dedim telefonu diğer elime aldım.

"E ne yapayım, senin yazmanı beklerken zaman ancak öyle geçiyor," dedi göz kırparak. Utanarak bakışlarımı kaçırdım. "Eve giriyorum, sonra konuşuruz olur mu?" dedi ihtiyat ile. Kafamı salladım. Bana el salladı. Bende gülerek ona el salladım. Aramayı sonlandırınca içimde ılık bir şeyler yükselmişti. Mert garip biriydi ve bu hoşuma gidiyordu. Bunun farkına varıyordum. Ve bunun farkına varmak bazı şeyleri anlamama da yardımcı oluyordu.

--------------

Hellllü

Ay bunlar best çiftim ya 🤝❤️

Bölümü nasıl buldunuzzz? ❤️

Bölüm sınırı 70 oy 95 yorum olsun hemen dolduruyorsunuz siz dee 🤪🤪

Bayan Sigara Kutusu - AfRam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin