Anlamsız bakışlarım Mert ile Dilan arasında dolanıyordu. Biz yemek yerken gelmişti. Tanışma merasiminden sonra Mert'in yanına oturmuştu. Koyu bir sohbete dalmışlardı. Mert beni sohbete dahil etmeye çalışsa da Dilan buna çok müsade etmiyordu.
Gözlerimi kıstım. Bu karı beni saf dışı mı bırakmaya çalışıyordu? Ben mi yanlış anlıyordum? Uzun bacaklarını çıtır çıtır kırdığımın kadınına istemsizce bilenmiştim.
"Ee bugün ne yapıyorsunuz?" dedi en sonunda beni de insan yerine koyarak. Mert bana baktı. Gülümsedim. Bu adamın bakışı içimi kıpır kıpır yapıyordu.
"Bugün full Mertle takılıcam." dedim hafifce gülerek. Dilan gözlerini kısarak yalandan güldü. İçten bir gülümseme değildi. Anlamıştım. Uzun zamandır insanlarla çalışmanın artılarından biriydi.
"Aynen, işten sonra Afra ile takılırız." dedi Mertte bana ayak uydurarak.
"Ee yanınız boşsa ben de geleyim?" dedi. Gülen yüzümü Mert'e çevirip bir bakış attım. Mert yüzümü inceledikten sonra kafasını salladı.
"Yok ya Ersin felan gelecek. Kafan sarmaz senin." dedi Dilanın kolunu sıvazlayarak. Bakışlarım temasına inip tekrar yükseldi. Gülümseyerek yutkundum. İçimde harlanan bu duyguyu bastırmaya çalıştım.
"Neden sarmasın ya hem Afra da çok tatlı bir kız. Beni geri çevirmeyecektir." dedi.
"Aslında bu teklifini asla geri çevirmem Dilancım," dedim bastırarak. Elim yavaşça masanın üzerindeki Mert'in eline kaydı. Mert şaşkınlıkla beni izlerken Mert'in elini sıktım. "Ama Mersinden geldim, anlarsın ya zaman geçirmemiz gerekiyor. " dedim. "Anlarsın ya?"
Mert kaçamak bakışlarını elinin üzerindeki ellerime, Dilan'a ve bana atıyordu. Dudaklarını yaladı.
"Aaa baştan öyle desenize," dedi Dilan birden ayaklanarak. "Zaten benim de ezber yapmam lazım. Görüşürüz," dedi alalacele. O çıkar çıkmaz Mert'in ellerinden ellerimi çektim.
"Çok garip bir kadın," dedim arkama yaslanırken. Mert fırsat bilerek masaya yapıştı.
"Gerçekten özel zamanlar mı geçireceğiz?" dedi sevecen bir şekilde. Somurtup göz devirdim.
"Senin molan bitmedi mi?"
"Beni kovmaya çok meraklısın galiba?"
"Bu kadına bu kadar yüz vermeseydin ben böyle yapmazdım."
"Kıskandın mı?"
"Hadi Mert hadi,"
"Gerçekten kıskandın mı?" dedi kahkaha atarak. "Şu tipine bak,"
"Kıskanmadım abicim, ayrıca senin yerine ben rahatsız oldum o ne öyle otuz iki diş sırıtıyor."
"Rahatsız olmak mı?" dedi bana bakarak. "Rahatsız olmuyorum,"
"Belli belli," dedim. "Dilan koluna girince nasıl yüzün seğirdi ama ikonik bir ifaden vardı." dedim gülerek. Gülüşümü izledi.
"Sen işe dönmüyor muydun?" ayağa kalktı. Ellerini bana salladı.
"Akşam ateşli saatlerimiz için ne kadar sabırsızlandığımı tahmin bile edemezsin." dedi. Gülerek gözlerimi devirdim.
"Hadi canım hadi," dedim kışkışlıyarak. Mert gülerek dudaklarını büzüp art arda öpücük atınca gözlerimi büyütüp hızla ayağa kalktım. Mert bunu fırsat bilmiş olacak ki kapıyı hızla açıp gülerek kaçtı benden. Arkasından gülerek kahkaha attım. Küçük bir çocuk gibiydi.
Mert'in setinin bitmesini bekledim karavanında. O sırada makyöz ve stilist ile de tanışma fırsatım olmuştu. Canım sıkılınca sette dolaşmıştım. İnsanlar çok cana yakındı. Birkaçı dışında. Dışarıdan geldiğim o kadar belliydi ki insanlar garip bakışlar atıyordu bana. Üstelemedim. Buradaki tek derdim Mertti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Sigara Kutusu - AfRam
Fanfiction"Hayal ederken bir gece uzaklarımız olmaz." 23.35 "Seni öpen ben olurum dudaklarını yormam." 23.36 Mert? Gerçekten sen misin? ...