GirayBir şekilde buradan çıkmam gerekiyordu. Ama Yekta'ya direkt arkadaşlarımla buluşacağım dersem izin vermezdi. Bu yüzden ben de bir yalan uydurmaya karar vermiştim.
Her yerde onu aramış, en sonunda pistte bulmuştum. Ben içeri girdiğim sırada motor ile pistteydi.
Ve aman tanrım, buraya geldiğimden beri ondan daha hızlı kimseyi görmemiştim.
Siyah kaskının ardındaki siyah gözlerini hayal edebiliyordum. Kısılmışlardı ve konsantre bir şekilde yola bakıyorlardı. Benim olduğum tarafa doğru geldi ve motoru park etti. Kaskı çıkarttığında saçlarını iki yana savurdu.
Hani filmlerdeki o yavaşlatılmış sahneler olur ya, şu an tam bunu yaşıyordum. Yekta hayatım boyunca gördüğüm en çekici insanlardan biriydi. Bunu asla yüzüne söylemeyecek olsam da gerçekten çok iyi görünüyordu.
"Giray?" Dedi yanıma gelip. Havalar ısındığı için kask çok kolay terletiyordur ve onun da saçları terden ıslanmıştı.
"Şey, benim halamı hastaneye kaldırmışlar da. Bu günlük gidip bakabilir miyim ona?" Kaşları çatıldı ve güldü. "Giray burası hapishane değil. Bana sormadan dışarı çıkabilirsin." Dedi gülmeye devam ederken.
"Bunu bildiğim iyi oldu çünkü yalan söyledim. Halam hastanede falan değil sadece biraz nefes almak istiyorum." Dedim bıkkınlıkla. "Nereye gidiyorsun?" Diye sordu havlusu ile boynunu silerken.
"Arkadaşlarım ile marinaya inecektik. Sen de gelmek ister misin?" Diye sordum hevesle. Bir kaç saniye düşündü ve dudaklarını yaladı. "Eğer çok kalabalık değilseniz olabilir." Dediğinde gülümsedim.
"Seninle birlikte dokuz kişi oluyoruz. Ama çabuk alışırsın. Ayrıca seni çevirmeme gerek olmayacak bir ortama giriyorsun. Cenk diye bir arkadaşım var, zamanında o da konuşamıyordu ve hepimiz onun için işaret dilini öğrenmiştik." Kaşları havalandı. Eminim ilk defa bu kadar iyi anlaşacağı bir gruba girecekti.
"Hemen çıkıyor muyuz?" Diye sordu. "Seni bekleyebilirim." Dedim elimi ince hırkamın cebine sokup.
"Hayır, hadi çıkalım." Dedi ve birlikte kapıya doğru yürümeye başladık.Çıktığımızda takım elbiseli bir adam bize bir adet siyah motor getirdi. Birincisi, bu adam kimdi? İkincisi, ikinci motor neredeydi?
"Anthony ikinci motor nerede?" Anthony denen adam öksürdü. "Efendim diğer motorların hepsi şu an kirli." Yekta derin bir nefes aldı ve güvenlik kulübesine girdi. Elinde iki adet kask ile çıktı ve birini bana attı.
Kendi kaskını taktıktan sonra motora bindi ve bana döndü. "Hadi." Dedi arkasını işaret edip. Kafamı onaylamaz bir şekilde iki yana sallayarak arkasına oturdum.
Ama ilerlemiyordu. "İlerlemeydi düşünüyor musun?" Diye sorduğumda bir saniyeliğine gaza bastı ve göğsüm sırtına çarptı. "Sıkı tutun." Dedi ve gaza bastı. Hafif bir şekilde belinden tutunurken eldivenli ellerini ellerimde hissettim.
Bana belini daha sıkı tutturduktan sonra iyice gaza bastı. Asfaltın ayaklarımız altında kaydığını hissederken arkada olmanın ne kadar korkutucu olduğunu fark ettim.
Kafamı omzuna yasladığımda bir kaç saniye için arkasına baktığını hissettim. Fakat ardından sanki yeterince hızlı değilmiş gibi daha da hızlandı.
Yarım saatlik yolu on dakikada gelince nasıl da tutuşuyordu insan...
Motoru park ettiği sırada ellerim titriyordu. "Giray belimi bırakmazsan ikimiz de yere düşeceğiz." Dedi gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLSİZ-Bxb|Yarı Texting|
Teen Fiction|Tamamlandı| "Konuşmak hiç bir zaman arzum olmadı ama sen bende çığlık atma isteği uyandırıyorsun..." Motorcu çetesinin lideri olan ve ciddiliğini bozmayan Yekta, Disiplinden bir haber yaşayan Giray ile tanıştı. Çetenin lideri, sesini kimsenin duyma...