-final-

2.5K 145 45
                                    


:D

———

Giray

"Ya ağlama artık abi bak bir bildiği vardır." Dedi Soner bıkkınlıkla.

Dört gün olmuştu Yekta gideli. Dört gündür ne mesajlarıma cevap veriyor, ne de aramalarımı açıyordu.

"Ya hayır ben inanmıyorum ya!" Dedim ve haykırarak ağlamaya devam ettim. Sabahları sürekli uyuyor, kimseyle konuşmuyordum. Geceleri de yüksek sesle ağlayıp kimseyi uyutmuyordum.

Bir insan ne kadar bencil olabilirse o kadar bencildim yani.

Saat gece bir olduğu için çoğunluk uyumuştu. Gizem, Soner ve Dilan ise beni yalnız bırakmak istememiş yanımda kalmışlardı.

Tam her şey güzelken neden böyle olmak zorundaydı ki?

Kapı çaldığında kimse kalkmadı. Herkes oldukça bitkindi.

"Ya ben burada ölüyorum, siz götünüzü kaldırıp bir kapı açmayın." Yarım saat önce sipariş ettiğim hamburgerin geldiğini düşünerek kapıya ilerledim.

Asabi bir şekilde kapıyı açtım ve vestiyerdeki çantamdan kartımı çıkarttım. "Ne kadar tuttu-"

gece gece evime kadar yol aldığı için sinirli duran kuryeyi beklerken gördüğüm yüz karşısında donup kaldım.

Yüzünde bir gülümseme ve elinde beyaz menekşeler ile duruyordu.

Herkes arkama toplanmıştı ama kimseden bir ses çıkmıyordu. Resmen kapının önü cenaze evi kadar sessizdi şu an.

"Güzelim." Dedi Yekta. Sessizliği bozan Yekta'nın sesi olmuştu.

Yekta konuşmuştu.

Yektanın bir sesi vardı.

Yekta konuşuyordu!

Göz yaşlarım akmaya başlarken koşarak boynuna sarıldım. Ayaklarım yerden kesilirken o da beni sıkıca tuttu.

Kafasındaki şapkayı tutup kenara fırlattım ve az önce konuştuğu dudaklarına kısa br öpücük kondurdum.

"Sesin var." Diye fısıldadım elim yanağını okşarken. Hala şoku anlatamamıştım ve mutluluktan ağlıyordum.

"Seni çok seviyorum. Bunu söylemek için ne kadar uzun süre bekledim tahmin bile edemezsin. Seni seviyorum. Seni şu dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum." Dedi ve kokumu derince içine çekti.

Ayrıldığımızda çiçekleri işaret edip konuştum.

"Unutmamışsın." Dedim gülümseyip. "İşte senin kadar güzel değil ama bulduk bir şeyler." Dedi her zamanki çapkınlığı ile.

"Bir kez daha güzelim desene." Dedim şımarmış bir şekilde. Çok hoşuma gitmişti ama sesi. Ne çok kalın ne çok ince. Tam Yekta'ya uygun bir sesti.

"Güzelim, güzel sevgilim, benim güzel bebeğim." Dedi ve dudaklarını alnıma bastırdı.

"Hay amına koyayım bize sıra ne zaman gelecek ya!" Diye bağırdı Dilan alay ile. Herkes gülerken bende göz yaşlarımı silip güldüm.

Daha önce Cenk'İn sesini geri alışında yanındaydım. Ama kendi canımdan çok sevdiğin insanın sesini duymak çok başka olmuştu.

Salona geçip oturduğumuzda hemen Yekta'ya döndüm. "Ne zaman ameliyat oldun?" Diye sordum heyecanla.

Elimin üzerini baş parmağı ile okşarken cevap verdi, "Banyoya diye çıkıp ameliyathaneye gittim. Doktor üç gün gibi kısa bir süre sesimi dinlendirmem gerektiğini söyledi ameliyattan sonra. Bende onu bekledim mecburen." Kafamı anladım manasında salladım.

DİLSİZ-Bxb|Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin