---Giray
Ellerim gazı sıkı sıkı tutarken silah sesini bekledim. Duyduğum gibi bükülen bileğim ile hızlandım, hızlandım ve hızlandım. Aslan benimle iddiaya girmişti. Ona yerini göstermezsem egom ezik kalırdı.
Hemen arkamdan geliyordu ama önüme geçmesi an meselesiydi. Zaten bir kaç saniye sonra bana el hareketi çekip önüme geçti.
Fakat dönüşte kenara yakın olan ben olacaktım, o yüzden önüne geçebilirdim. Arkadaşlarımızın tezahüratları gelmeye devam ederken sırıtttım ve adanın en yakın kenarından döndüm. Öndeydim.
Bitiş çizgisinin yakınlarında Yekta ile göz göze geldik. Her seferinde rekorumu geçme umudu ile çok hızlı bitirdiğimi biliyordu. Ve bu çok tehlikeli olduğu için onu çok sinir ediyordu.
Yine her zamanki gibi son saniyede hızlanıp Aslan'a fark attım. Dönerek durdum ve bu hızımı yavaşlattı
Kaza bela olmadan motordan indiğim için derin bir nefes alan Yekta beni güldürmüştü.
Kaskımı çıkartıp inek yalamış dönen saçlarımı karıştırdım. O sırada Aslan da yanıma gelip motoru kapattı ve kaskı çıkarttı. "Sen ne tür bir manyaksın oğlum bildiğin hayatın üzerine oynuyorsun." Dedi hayrete düşmüş gözleri ile.
Kaskı motorun üzerine bıraktım ve yanına ilerledim. "Bu işler böyle yapılır aslan parçası." Diyip, onu sinir etmek adına yanağından makas aldım.
Ben Yekta'nın yanına adımladığım sırada arkamdan mırıldanarak küfür ediyordu. Yekta'yla gözlerimiz buluştuğunda ellerini kaldırdı. "Yine çok iyiydin ama rekor'u geçemedin." Yumruklarımı sıktım.
Çığlık atmak istiyordum!
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım rastgele bir günde kırdığım rekoru geçemiyordum! "Kendini bu kadar hırpalama Giray. On iki nokta üç gayet iyi bir sayı." Dedi gururla gülümseyip.
Ama benim moralim bozuluyordu işte. "Ama bende senin gibi olmak istiyorum. Geçen gün on nokta bir yaptın Yekta. Sürekli kendini geliştirip tamamlama süreni kısaltıyorsun. Ama ben çivi gibi çakıldım kaldım." Dedim suratım düşerken.
Etrafımıza baktı ve herkesin kendi işi ile ilgilendiğini fark edince beni elimden tutup arkaya sürükledi.
Ağlayacak gibi olmuştum resmen.
Evet, adım ikinci sıradaydı ve bu bir çok kişinin haya bile edemeyeceği bir sıraydı. Ama ben daha fazlasını istiyordum. Aç gözlülük gibi geliyordu ama hayır, bu kadar antrenman ve çalışmanın sonrasında daha iyiye gidememek beni kanser ediyordu.
Zaten son günlerde nedeninin bilmediğim bir şekilde halsiz ve yorgundum.
Ayrıca her şeyde çok çabuk kırılıp sürekli ağlıyordum. Kendimi gerizekalı gibi hissetmeye başlamıştım.
Arka tarafa sürekli geldiğimizden, buraya sandalyeler koymuştuk.
Onlara oturmak taşa oturmaktan daha rahat oluyordu.
Sandalyemin altından tutup beni kendine yakınlaştırdı. Yüzüne bile bakmıyor, sadece konuşma yetkisini elinden almamak için ellerine bakıyordum.
"Kendine çok yüklenmeye başladın. Ayrıca son zamanlarda ben şirket işleri ile uğraşırken, ki o zaman senin dinlenmen gereken saatler arasında, birileri bana ekstra antrenman yaptığını söyledi." Dediğinde bakışlarımı yüzüne çıkarttım.
Sinirliden çok endişeli görünüyordu. "Bir diğer sorun ise son zamnalarda geç yatıp geç kalkıyorsun. Bu da fiziksel olarak fark etmesen bile psikolojini etkiliyor. O yüzden zaten bu kadar hassaslaştın. Geçen gün bardak kırdığın için ağladın Giray. Aptal bir bardak." Dedi kaşlarını havalandırıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLSİZ-Bxb|Yarı Texting|
Novela Juvenil|Tamamlandı| "Konuşmak hiç bir zaman arzum olmadı ama sen bende çığlık atma isteği uyandırıyorsun..." Motorcu çetesinin lideri olan ve ciddiliğini bozmayan Yekta, Disiplinden bir haber yaşayan Giray ile tanıştı. Çetenin lideri, sesini kimsenin duyma...