Kimsin?

[11]

Gelen yemekleri yemiştik. Asker bey de bana misafir odasını hazırlamak için yanımdan ayrılmıştı. Gerçi neydi asker beyin ismi?

" Odanı hazırladım. Saat erken istersen televiz- " sözünü kesen kapının zil sesiydi. Kaşlarını çatarak kapıyı açmaya giderken bende kıkırdamıştım, tipi çok komik olmuştu!

Kalabalık sesi duyunca stresle pikeme biraz daha sarılırken içeri yedi kişi gitmişti. Beni görenler konuşmayı bırakıp susunca hafifçe gülümsemiştim yani en azından denemiştim.

" Oha çok dadlu buuu " diyerek yanıma kendini atan sarışınla Yutkundum.

" Emre rahat bırak çocuğu " diyen asker beye baktım.

" Çocuk değilim" dedim sızlanarak.

Asker bey yine tabi tabi der gibi kafasını salladı.

" Komutanım kim bu? " Diyen kişiye bakmıştım.

Hepsi yapılı ve uzunlardı.

Ve yakışıklılar....

Onlar kendi aralarında konuşurken ben yorgunluktan yoksa başka bir şeyden mi bilmem esnemiştim.

" Oha aynı kedi! " Diyen Emre'ye baktım.

Taktı bu bana!

" Aşkım sustur şu Emre'yi yoksa ben susturucam " dedi asker bey sinirle.

Aşkım?

Seslendiği kişinin ismi miydi? Yoksa sevgilisi miydi?

Neden ilk olsun istiyordum...

Asker bey yanıma gelip " uykun geldiyse yatırayım seni " dedi.

" Yok sadece birden esnedim " dedim.

" O zaman tanıştırayım; bu sana sataşan Emre, Emre'nin kolunu tutan Aşkım, Eren, Tarık, Gökdeniz,Aykut ve Emir. Hepsi benim askerlerim " dedi gururla.

" Memnun oldum, bende Ayberk " dedim. " Peki sizin isminiz nedir komutan? "

" Murat " dedi.

Gülümseyerek kafamı salladım.

" Komutanım acız biz " diyen Emre'ye baktım. " Ha bu arada Aşkım benim sevgilim. Şimdiden haberin olsun da "

Aşkım Emre'nin kafasına vurunca güldüm.

" Mutluluklar dilerim " dedim gülümseyerek.

" Oğlum ne şanslı adamım! Tanıştığım herkes gay, zorluk çekmiyorum " dedi Emre.

Onun bu haline kıkırdamıştım.

" Bu arada sen askerlik yaptın mı? " Diye sordu Murat komutan.

" Yaşıma gireli birkaç ay oldu. Daha çağrılmadım ki " dedim.

" Yakınlarda asker kaçağı var mı? " Diye sordu Murat komutan.

" Abimler yaptı...babam vardı " dedim mırıldanarak.

" Baban? Neden götürülmemiş ? " Diye sordu merakla.

" Askere alınmamak için ayağının arkasını kesmiş " dedim.

" Oha " dedi herkes.

Komutan birşeyler mırıldanarak mutfağa yöneldi.

" Kesin çay yapacak, ne zaman sinirlense çay yapıyor " dedi Tarık.

" Senlik bir şey yok. " Dedi Aşkım.

" Siktiğimin evinde çay kalmamış biri bana çay alsın! " Diyerek mutfaktan bağıran komutanla diğerleri salondan hızla çıkmıştı.

Onların bu hâline şaşkın bir şekilde baka kalmıştım. Onlar salondan çıkınca Komutan yanıma gelip saçlarımı okşamıştı.

" Sende öyle deli deli şeyler yapma sakın. Askerliğini yap....belki benim oraya alırım seni " dedi.

Kafamı salladım ve başımı okşayan ele kendimi bastırdım. Çok hoşuma gitmişti...