Kimsin?

[16]

İyi okumalar ✨

Sonunda gezme işi bitmiş bizi serbest bırakmışlardı. Bizde Muhsin Ali,Mert, Kaya ve Yunusla bir banka oturmuş konuşuyorduk.

Hâlâ Murat komutanı göremediğim için etrafa bakınmaya devam ediyordum.

" Birine mi bakıyorsun? " Diye soran Mert'e baktım.

" Sadece bakınıyorum" dediğim de kafasını salladı ve Ali'ye dönüp onu dinlemeye devam etti.

" Oha! Şu adama bakın! " Diyen Kaya ile onun gösterdiği yere baktım.

" Galiba o komutan ve yanındakiler de galiba askerleri" dedi Yunus.

Murat komutanı görünce istemsizce gülümsedim. Murat komutanın etrafa baktığını görünce oturduğum yerde dikleştim.

Sonunda gözlerimiz buluşunca diğerlerine dönüp birşey demiş ve bunun üzerine herkes bizim tarafa bakmıştı.

" Lan bunlar niye buraya bakıyor! " Dedi Kaya.

" Aha valla geliyorlar " dedi Yunus.

" Biz şimdi selam mı vereceğiz lan!? " Dedi Muhsin Ali.

Masadakilerin haline gülümsedim ve ayağa kalktım.

" Beni tanıyorlar " dedim.

" Nerden? " Diye sordu Mert.

" Anlatırım sonra " dedim ve Murat komutanın yanına gittim.

" Yakışmış" diyen Emre ile gülümsedim.

" Tekbir ver! " Diyen Komutanla asker selamı verdim ve " Ayberk Dalgıç Sivas emret komutanım! " Dedim.

" Baya iyi " dedi Eren.

" Geçerli not alır" dedi Gökdeniz.

" Sen hiç diyemiyordun lan! İsminle geldiğin yeri karıştırıyordun " dedi Aykut.

" Sonra komutanlardan ceza alıyordu " dedi Emir.

" En azından ben diyordum birşeyler ama Tarık öcü görmüş çocuk gibi kalıyordu " dedi Gökdeniz.

Onlar konuşmaya devam ederken komutana baktım. Hâlâ bana baktığını görünce gülümsedim ama utanmıştım.

" Odama gel benimle " deyince onu takip etmeye başlamıştım.

" Komutanım izninizle biz kıçımızı devirmeye gidiyoruz " diyen Emreye baktım.

" Gidin ama sen bu gece nöbet tutuyorsun haberin olsun " dedi komutan.

" Ama ya! " Dedi Emre sessizce.

Komutan yürümeye başlayınca ona ayak uydurdum. Onun odasına gelince içeri girmiş ve merakla etrafa bakınmaya başlamıştım.

" Gel otur "

Komutanın gösterdiği yere oturdum.

" Seni postum yapmak istiyorum "

" O ne ki? "

" Benim ayak işlerimi yapacaksın sadece. Diğer eğitim ve temizlikten kurtulmuş olacaksın "

" Yapabilir miyim ki? "

" Seni zorlamam "

" Tamam o zaman "

" Eğer biri sana temizlik gibi şeyler yaptırmaya çalışırsa benim postum olduğunu söyle "

" Peki "

" Şimdi bize iki kahve kap gel "

" Tamam "

Komu odasından hızla çıkıp kahve almaya gittim.

***

Odaya geri gelince belki içeri de biri vardır diye kapıya tıkladım. İçerden gel sesiyle içeri girdim. Odada kimsenin olmadığını görünce rahat bir şekilde komutana kahvesini verdim.

" Sevgilin var mı? " Diye soran komutan ile ona baktım.

Birden pat diye sorulur muydu!?

" Ha-hayır yok " dedim ve kahvemden bir yudum aldım.

" Hım peki hiç sevgilin oldu mu? " Diye sordu bu sefer.

Neden soruyorsunuz komutan bey?

" Yok olmadı" dedim sessizce.

Babam sağolsun herşeyden mahrum kaldım...

" Hım " dedi ve kahvesinden uzun bir yudum aldı.

Kendime cesaret verip " peki sizin var mı veya oldu mu? " Diye sordum.

" Şuan yok ama önceden olmuştu " dedi.

" Neden ayrıldınız? " Diye sordum.

Merak etmiştim bir kere.

" Ben görevdeyken beni aldatmış " dedi.

" Ya " dedim.

" Gözlerin çok güzel" diyen komutanla dudağıma götürdüğüm kahvemle ona baka kalmıştım.

" Te-teşekkür ederim " dedim.

" Sadece gözlerin değil, sana ait herşeyin çok güzel" deyince utandığım için başka yerlere bakmaya başlamıştım. " Ayberk "

" Efendim "

" Güzelliğin kalbime yer edindi "