4

138 5 0
                                    

Murat karşımda otururken telefonu çalmıştı şaşırmıştı fakat bana çaktırmamaya çalışarak açmıştı konuşmalarından babamın aradığını anlamıştım. Bu kadar erken aramasını bekliyordum. Her neyse bu benim işime gelmişti çünkü son derece sıkılmıştım.

Murat hesabı ödedi ve arabaya doğru ağır adımlarla yürümeye başladık gece olduğu için baya  üşümüştüm.

Arabaya bindiğimde bu adamla nasıl ve hangi amaç için evlenecektim aklımda bir sürü soru vardı.

Şu son 2 gün hayatım cehenneme dönmüştü böyle olunca insan kendisine yediremiyordu. Babamın neden böyle olduğunu bir şekilde öğrenmem lazımdı. Anneme sorsam cevaplamazdı o yüzden de üstüne gitmeyecektim. Babam değiştiğinden beri sürekli baba-kız ilişkilerine özeniyordum. Okuldan eve dönerken bir tane baba kızını salıncakta sallıyordu anneleri mutlu bir şekilde onları izliyordu bir süre öylece durdum. Onları izlediğimi farketmişlerdi herhalde beni kötü niyetli sanmış olacaklardı ki sert sert bakmaya başlamışlardı. Bende gözlerimi kaçırıp yoluma devam etmiştim baba sevgisine ne kadar ihtiyacım olduğunu o gün çok iyi anlamıştım. Hayat bazı şeyleri kafama vura vura öğretmişti. En ufak hatamda babamdan dayak yerdim sanki dayak yediğim yetmiyormuş gibi hakaretler işitiyordum. Benim aklımda en çok kalan cümlesi "Sen benim kızım değilsin." Olmuştu. Babam çoğu zaman böyle anlamsız konuşurdu her zamanki halleriydi. Takmıyordum durup düşündüm günlerim boş veya sıradan geçince tuhaf oluyordum acıya alıştığımı düşündüm.

Baba tarafından sevilmeye muhtaç kişinin yarasını hiç kimse iyileştiremezdi.
En kötüsü de şuydu; babamla ilgili herhangi bir şey konuşurken hemen boğazım düğümleniyor ve ağlıyorum en güçsüz ve savunmasız olduğum konu babamdı.

Eskiden sert bir adamdı tabiki ama çok severdi beni okul çıkışlarıma bile gelirdi şuan ise "Ne bok yersen ye." diyordu. Bazı konulara anlam veremiyordum.

Baba sevgisizliği ile büyümüştüm hiçbir zaman seni seviyorum demedi en ufak hatamda bağırır başarımda ise "Kendin için yapıyorsun benim için değil aptal." derdi. Dışarı çıkacağım zaman dediğini bırakmazdı. Ama işine gelince baba olurdu. Keşke içimdekileri yüzüne haykırabilseydim..

Murat gözlerimin dolduğunu ve bu kadar sessiz olmam dikkatini çekmiş olacak ki

"Bir şey mi oldu?" diye sormuştu

Sanki donmuş gibiydim Murat sorusunu tekrarladı ve korkmuş bir biçimde arabayı durdurdu.

Ben bir anda bağırarak ağlamaya başladım bunu beklemiyordu çünkü artık dayanamıyordum kalbim böyle bir yükü kaldırmıyordu.

"Özür dilerim seni kıracak bir şey mi yaptım?" " Neden ağlıyorsun anlat bana." dedi.

Ben ardından "hemen eve gitmek istiyorum çabuk eve götür beni senin yüzünü görmek istemiyorum." alınmıştı ama ağlarken umrumda bile değildi.

Öfkeli çıkan ses tonuyla "Sana yardım etmeye çalışıyorum bu hallerimi çok arayacaksın haberin olsun." demişti

Onun bana nasıl davrandığı veya davranacağı umrumda değildi. İstemediğim evlilik yapıyordum tabikide hoş karşılamayacaktım hiçkimse onun sevmemi beklememeliydi. Kendi ayaklarımın üstünde duracaktım okuyup güçlü bir kadın olacaktım kafaya koymuştum yapmam şarttı.

Murat hızlı bir şekilde eve bıraktı beni yüzüne bile bakmadan arabadan indim koşarak eve girmiştim.

Odama hızlı bir şekilde gitmiştim üstümü değiştirip yorganın altına girdim ve ağlamaya devam etmiştim.

Etrafımda herkes vardı ama sanki hiçkimse yoktu. Annemin elinden hiçbir şey gelmemesi canımı sıkıyordu arkadaşımın bir şey yapamaması canımı acıtıyordu.

Bunları düşünürken annem odaya girmişti.
"Nasılsın güzel kızım?"
"Neden ağlıyorsun papatyam?" demişti

Bende öfkeliydim hemde çok
"Ağlıyorum çünkü bıktım ağlıyorum çünkü babamdan bıktım bu geri kafalılığından, cahilliğinden bıktım usandım artık bende insanım ben ona naptım da bana böyle davranıyor?"

Annem derin bir nefes aldı ve ekledi
"Çok bilmediğin şey var papatyam sana anlatamadığım, anlatırsam benden nefret edeceksin. Babanın bu öfkesi tek sana değil banada çok öfkeli."
"Zamanı geldiğinde öğreneceksin ama öğrendikten sonra lütfen beni yargılama olur mu ben seni dünyalar kadar çok seviyorum güzel kızım benim."

Annem ve babamın tek bildiği sadece benim bilmediğim şeyler dönüyordu bir şeyler oldu ki babam benden nefret ediyor. Bunu nolursa olsun bulmak zorundaydım nasıl bulacağımı bilemiyordum.

Annem sakinleşmem için saçlarımı okşuyordu. İyi gelmişti

"Evlilik yoluna gidiyorsun kızım, biliyorum istemiyorsun bunun farkındayım ama evlendikten sonra bir şekilde okumaya çalış eğer zorlanırsan söyle bana temizlikten kazandığım tüm parayı sana vereceğim. Sen yeter ki oku ben senin için dünyayı karşıma alırım. Evlendikten sonra zaman geçsin boşanırsın."
"Ben babanla mutlu değilim kızım boşanmayı düşünüyorum hele sana yaptıklarından sonra buz gibi oldum o kadar tiksiniyorum ki ondan."
"Ama boşanmayı istediğimi söylersem öldürür beni napacağımı inan ki bilmiyorum."

Annem konuşurken sözü yarım kalmıştı ben uyuyakalmıştım.
Sabah uyandığımda annem yanımda yoktu aşağıdan babamın seslerini duydum.

"Şu kızı çağır bakalım." sözünü duyar duymaz fırlamıştım yataktan yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçaladıktan sonra sonunda aşağı inmiştim tam inerken annem yukarı çıkıyordu

"Kızım tam seni çağıracaktım, baban seni  çağırıyor." dedi bende onun üzerine "tamam geliyorum." demiştim

Sonunda inmiştim babam
"Gel yanıma otur bakalım." yanına gidip dediği gibi oturmuştum.
"1 hafta sonra evleneceksin, evinizi her şeyi kendim ayarladım her şey eksiksiz sadece aile arasında düzenlenecek evlilik çok kimse olmayacak." "Ve evlendikten sonra bir yerde çalışacaksın."

Bunları duyduktan sonra şok olmuştum dondum kaldım şaka gibiydi.
Babam benimle alay mı ediyordu?

Tabiki çalışmak isterdim ama bilmediğim bir yerde asla istemezdim ve benim rızam yoktu zaten.

"Şunu bil ki baba seni asla affetmeyeceğim. Senin gibi bir babam yok senin kanından geldiğime inanmıyorum." demiştim tüm öfkem babamaydı bunu bana yaşatmaya hakkı yoktu.

Babam sanki dediklerimin onun için bir anlamı yok gibi sırıttı.

"Affetme umrumda değilsin evlendikten sonra ne bok yersen ye özgürsün."

İçimden şunları geçirdim gün gelecek yaşandığında kapıma geleceksin o zaman seni asla affetmeyeceğim.

Artık bazı şeyleri akışına bırakmak en doğrusuydu. Ağlamak, bağırmak bir çözüm yolu değildi. Tek yapabildiğim bir  şeyler düşünmekti bunu kesinlikle yapacaktım bugün. Bu cehennemden kesinlikle kurtulacaktım. Eğer kimse beni umursamıyorsa ve yardım edemiyorsa ben kendi işimi kendim çözecektim.

Kurtarıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin