6

120 7 0
                                    

Alarmımın sesiyle uyanmıştım çünkü bugün büyük bir gündü. Mutlu bir şekilde kalkmıştım. İlk işim yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçalamak oldu.
Her günümün aynı ve sıradanlığından baya sıkılmıştım. Her şeyin iyi olacağını düşünerek takmadım. Bugün sadece kendime odaklanmalıydım.
Aşağı indiğimde her zamanki sessizlik hakimdi. Ben geç uyandığım için kahvaltı çoktan etmişlerdi. Babamın sesini duydum
"Hayat sana güzel Alya hanım hiç uyanmasaydınız?"
İç geçirip "Evlendikten sonra ne yapacaksın acaba." demişti
Babamın her sözü beni sinir etmeye yetiyordu. Umursamadan kahvaltımı hazırlamaya başlamıştım. Birkaç gündür hiçbir şey yememiştim bu duruma özellikle annem çok şaşırmıştı. Annem bilirdi ne zaman strese girsem bir şey yiyemezdim. Ama bugün canım yemek istiyordu ben değerliydim.
Annem "Bu evlilik işine sende iyi bakıyorsun galiba." dedi
Bende "Alakası yok evlensem bile o kadar aşağılık birisini sevmem." demiştim
"Ben sevdiğim adamla evleneceğim elbet bir gün olur." diye kıkırdadım.
Annem "Bugün sende bir şeyler var ama neyse çıkar kokusu."

Sadece bakınmakla yetindim.
Kahvaltımı ettikten sonra babamın evde olmadığını farkettim akşama kadar gelmeyecekti. Bu güzel bir haberdi. Her şeyim rahat olacaktı demekti bu. Bende anneme Bernayı çağıracağımı söyledim izin vermişti. Hep ben ona gidiyordum sonuçta o da bana gelse sıkıntı olmazdı.
Sevinçle Bernayı aradım güzel bir gün olacak gibiydi Berna hemen telefonu açmıştı müsait olduğunu 15 dakikaya geleceğini söyledi.

Daha sonra çok geçmeden gelmişti en az 2 saat oturmuştu Berna sohbet, muhabbet ve eskilerden konu açılmıştı bayadır buluşamıyorduk. İkimiz içinde iyi olmuştu.

Berna ilkokuldayken nasıl tanıştığımızı hatırladığı kadarıyla anlatıyordu. Berna ilkokul arkadaşımdı ve bu zamana kadar her şeyimizi paylaşmıştık. Bu zamanlara kolay gelmemiştik ve tek gerçek arkadaşımdı. Bunları düşünürken gülümsedim. O düşünce ben kaldırıyordum, ben düşünce o beni kaldırıyordu. Çok güzel zamanlardı keşke eskilere dönebilseydik diye içimden geçirdim.
Konu konuyu açarken Bernanın telefonu çalmıştı eve dönmesi gerektiğini ve bana kendime çok dikkat etmem konusunda uyardı. Bende merak etmemesi gerektiğini söyleyerek rahatlatmıştım.

Neredeyse akşama yaklaşıyorduk ve bu beni biraz germişti. Annemden gizlice yaptığım valizi güzel bir yere saklamıştım. Bu evlilikle o kadar uğraşıyorlardı ki beni umursamıyorlardı bile. İstediğim de buydu beni görmemeleri.
Otobüsüm akşam 20.00 da kalkacaktı. Saat şuan 18.00 olmuştu bile. Evden saat 19.00 de çıkmaya karar vermiştim anca giderdim çünkü.
Bu 1 saat boyunca eksik bir şeyim var mı diye düşündüm. Hiçbir şeyim eksik değildi ve bu evdeki son saatlerimi yaşıyordum. Dönüp arkama bile bakmayacaktım. Hiçkimseyi istemiyordum.

Hemen üstüme basit ama üşütmeyecek şeyler giymiştim. Annem mutfakta yemeklerle uğraşıyordu. Onun umrunda değildim. Bu yüzden kaçmam kolay olacaktı. Elimde valizimle yavaşça aşağı indim son derece gergindim ve bu normaldi. Yıllar boyunca annem ve babamdan gizli hiçbir şey yapmamıştım. Ama bu yaptığım şey geleceğim için büyük bir şeydi. Belki kim bilir bunu yaptığım için kendime teşekkür bile edebilirdim. Aklımdan tüm düşünceleri sildim ve evden sessizce çıkmayı başarmıştım. Otobüs biletimi cebime koyarak taksi aramaya çalıştım. Taksi bizim evin önünden geçmezdi yürümem gerekiyordu.
25 dakika yürümüştüm yorulduğumu hissettim ama durmadım bu yorgunluk taksiye binince geçecekti. Zorda olsa taksi bulmayı başardım taksiciye şehir merkezine yakın otogara gitmesini söyledim. Yorgunluğumu böyle atarak başımı cama yasladım. Daha yolun başındaydım yaşadıklarım pek mantıklı gelmiyordu. Yine kötü düşüncelere dalmak istemediğimden başka şeyler düşünmeye başladım bu beni azda olsa rahatlatmıştı.

Taksici geldiğimizi söyledi ve taksiciye saatin kaç olduğunu sormuştum 19.45 diye yanıt vermişti. Daha fazla oyalanmadan koşarak otogara varmaya çalıştım. Nefes nefese kalmıştım en sonunda varabilmiştim.
Yine oradakilere saati sordum 5 dakika sonra kalkıyordu. Keşke bir telefonum olsaydı diye düşündüm. Babam telefonu bana yasaklamıştı zararlı olduğunu ve benim görevimin sadece ev işleri ve temizlik olduğunu söylerdi.

Valizimi yerleştirdikten sonra kapıda görevli herkesin biletini topluyordu benim sıram geldiğinde vermiştim. Cam kenarına oturmuştum.

İstanbul'da küçük bir yerde yaşıyorduk tek temellim kimsenin beni görmemesiydi. Eğer görürseler hemen derlerdi sürekli dedikodu yaparlardı. Aklıma nedense bebeklik arkadaşım gelmişti eskileri düşünmek bana böyle şeyleri hatırlatıyordu tebessüm etmiştim.

Küçükken Efe isminde çok sevdiğim arkadaşım vardı. Biz bir gün oynarken bizi görmüşlerdi bunları görenler babama söylemişlerdi. O gün akşam babamdan dayak yemiştim o kadar sert vurmuştu ki her yerim morarmıştı. Kötü bir şey yaptığımı zannettim zaten o günden sonra bir daha görüşmemiştik daha doğrusu görüştürmüyorlardı.
Sadece 11 yaşındayken karşılaşmıştık ayak üstü sohbet etmiştik babam görür diye doğru düzgün sohbet bile edememiştik. Efe ve ailesi babasının işi yüzünden çok geçmeden taşınmışlardı. Babam yüzünden çoğu şey mahvoluyordu. İnsanda heves ve umudu silerdi benim babam.

İç çektim sonunda hareket ettiğimiz için mutlu olurken başımı cama yasladım.

İstanbul Ankara arası 5-6 saat sürebilirdi belki daha fazla ama sorduğumuzda tahmini olarak 5.30 saat denmişti.

Başımı cama yasladığımda bazı şeyleri unutmak için uyumaya karar vermiştim. Sadece 2 saat bile yeterli olur diye düşündüm. Bunları düşünürken gözlerim ağır ağır kapanıyordu.

Odamda sessizce kitabımı okurken rahattım çünkü en sevdiğim kitaptı yanıma kahve almayı ihmal etmemiştim en sevdiğim şeylerden birisi kitap okumaktı diğerleri yüzmek, yemek yapmak, film izlemek, ve yeni spor dalları öğrenmeyi seviyordum. Kendime güveniyordum maceraperest bir insandım annem tehlikeli şeyleri yapmamam gerektiğini söylerdi. Beni çok düşünürdü ilgilenmesini seviyordum. Kitabımı kapatarak kenara koymuştum. Odamın penceresine yanaştım gülümsemiştim çünkü yağmur yağıyordu yağmura bayılırdım. Evet çok soğuk oluyordu ama buna değerdi.
Daha fazla odamda kalmak istemedim aşağı inmiştim annemle hem sohbet ediyor hem şakalaşıyorduk. Babam bir hışımla kapıyı açmıştı.
Beni gördüğüne hiç sevinmiş gibi durmuyordu herhalde işiyle alakalıdır diye düşündüm. Şaşırdım neden bu kadar sert bakıyordu ki? Daha sonra koşar adımlarla yanıma gelip bana tokat atmıştı daha canımın acısını bile anlayamadan bir hamle daha yapmıştı. Annem ne yapıyorsun diye çıkıştı kolumdan tutup sürüklemişti canımı şuan çok yakıyordu. Babam beni peşinden sürüklerken annem arkamızdan bağırıyordu. Annem arkamızdan gelmesin diye kapıyı kilitledi babam daha sonra beni boğazımdan sıkarak boğmaya başlamıştı hiçbir şey yapmadığım halde kendimi suçlu hissettirmişti. En son duyduğum şey annemin bağırışları ve babamın "sen onun kızısın, sen osun." dediğini duymuştum bir şey diyemeden gözlerim kararmıştı.

Bir anda sıçrayarak uyanmıştım neden 13 yaşında olan bir şeyi rüyamda gördüğümü anlayamadım korkudan titriyordum. Kimseye çaktırmak istemedim ama çok korkuyordum. O gün resmen beni boğmaya çalışmıştı annem yedek anahtarı alarak açmıştı babamı durdurmuştu. Benide hastaneye götürmüşlerdi. Çok iyi hatırlıyorum sırf bu yüzden 1 hafta okula gitmemiştim. Psikolojim o sıralar iyi değildi. Babamın hareketleri tuhaftı ama bunun kadar ileri gitmemişti.

Daha sonra kendime gelmiştim hala yoldaydık az kaldığını düşündüm. Hemen kaç saat kaldığını öğrendim 2 saat civarı kalmıştı. Şuan babamın evde olduğunu anladım büyük ihtimalle gittiğimi anlamışlardı.

Evde acaba ne kıyametler kopuyordu?
Eğer yakalanırsam büyük bir bedel ödeyecektim beni en çok korkutan şeyler arasındaydı.

Kurtarıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin