Yurt odasının sakinliği, yeni bir günün başlangıcını müjdeliyor gibiydi. Güneşin yumuşak ışıkları pencereden içeri süzülürken odada aralarından ilk uyanan hiç şüphesiz Taeyang olmuştu. Yavaşça gözlerini ovuşturdu ve yatağından doğruldu. Odanın sessizliği, henüz uyanmamış olan kızların huzurlu uyku hallerini yansıtıyordu.
Taeyang, yatağının kenarında duran beyaz tüylü terliklerini ayaklarına geçirdi. Ayaklarının altında tüylerin yumuşaklığını hissediyordu. İnce bir gülümsemeyle sağa ve sola bakındı, o an sanki yüzüyormuşçasına uyuyan Charli, tüm geceyi Ivy'nin yatağında ona sarılarak geçirmiş olan Shulan, diğer yandan kocaman yorganı üstüne bir kutunun içerisindeymiş gibi örtmüş ve asla yüzü gözükmeyen Bora'nın huzurlu uyku halleri, Taeyang'ın içini sıcacık bir duyguyla doldurdu. Bebek mavisi pijamasıyla odanın ortasına adım attı ve etrafına bir göz gezdirdi. Saçlarını hafifçe düzeltti ve uykulu gözleriyle aynaya baktı. Kendine güvenle gülümsedi, bugünün özel bir gün olduğunu biliyordu. Birlikte çıkış yapacakları anın ilk aşaması, her biri için önemli bir dönüm noktası olacaktı.
İşte tam bu anda, bir fikir aklına geldi. Her sabah yaptığı jesti bugün biraz daha farklı bir şekilde yapmayı deneyebilirdi.
Heyecanla köşede duran küçük hoparlöre doğru yöneldi. Cebinden telefonunu çıkardı ve eşleştiğinden emin olana kadar bir takım ayarlamalar yaptı. En sevdiği şarkının ekranda belirdiğini görünce hiç şüphe etmeden ona bastı. 212. Genelde spor yapmaya giderken yolda bağıra bağıra söylediği, yurt temizleme esnasında deli gibi dans ettiği o şarkı.
Şarkı hiç durmaksızın çalarken küçük bağırışlar attı odaya, hoplaya zıplaya yatağının üstüne çıktı ve kızları uyandırmak için bağırırken deli gibi zıplamaya başladı.
"Günaydın! Yeter kalkın artık be!"
Charli, yatağında yavaşça uyanırken tüm odayı sallayan melodiyi duyduğunda gözlerini ovuşturdu. Shulan hemen doğruldu ve garip bir şekilde müziğe tempo tutmaya başladı. Ve Bora birden yorganın içinden sıçradı, yüzünü gösteren maskeyi takmış bir şekilde gereğinden fazla enerjik olan ortama gözlerini kıstı. Ivy, yatağının kenarına oturarak başını eğdi.
"Ah, bugün olmak zorunda mıydı? Ne güzel ben rüyalarımın içinde mutluydum." Bora kafasını Ivy'nin yatağına döndürdü.
"Bu kadar önemli ne görmüş olabilirsin, alt üstü bir rüya."
"Hahhhaha, gördüğüm güzellikleri asla anlamayacaksın Bora. Düşünsene; Makishima ile şöyle romantik bir akşam yemeğinden sonra Megumi ile sahil kenarında dans ediyorsun ve hala gördüklerimin anlamsız olduğunu savunabiliyorsun!" Bora gülerek uyku bandını başına doğru çekti.
"Görüyorum ki senin hayal gücün gerçekten sınırların ötesinde, ama biz gerçek dünyada yaşamak zorundayız Ivy."
"Ben rüyalarımda mutluyum, lütfen bir daha uyandırmayın beni."
Taeyang yavaşça yatağından yere doğru zıpladı ve odada elindeki hoparlörle dolaşmaya başladı.
"Hadi ama! Bugün tam anlamıyla harika olmalı. İlk kez tüm ülkeye tanıtım yapacağız, herkes bizi görecek, canlanın biraz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game time! - fourlowers
Fanfiction"o zaman artık oyun zamanı, yeni bir grup kurmamın vakti geldi, geçiyor bile. tüm algıyı değiştirebilecek, süper güçlü bir grup." önemli açıklamalar! bu kitap hediye olmakla beraber içinde geçen olaylar hiçbir gerçekliği yansıtmamaktadır. bu kitabın...