"Umm, açıkçası çok önemli bir şey değil, bir söylentiye göre öyle şeyler varmış işte, yalan da olabilir." Shulan rahat bir şekilde telefonundan saatine bakarken söyledi.
"Peki o zaman."
Chan bunu söylerken ona sanki gözü dalmış bir aşık gibi bakmaya devam etti. Bu sırada Shulan telefonunu kilitleyip masaya koyduğunda onun kendisine baktığını fark etti. Tatlı bir çocuğa benziyordu, şimdiden ona olan ilgisini fark ettiğinde tanıştığı hiçbir insanın bu kadar düşünceli birisi olmadığını düşündü aklından. Şu an bu uzun bakışma seansı ya bir rüyada olabilirdi, ya da gerçekten yaşadığı bir an. Ve evet, hala bu yaşananların bir rüya olduğunu düşünüyordu.
"A- şey, tekrar benimle konuşmak falan istersen numaramı verebilirim."
Shulan gülerek telefonunu uzatırken yanına Charli'nin geldiğini gördü.
"Shushu yarım saattir tuvalette seni arıyordum! Telefonuna da ulaşılmıyor!"
Shulan'a sıkıca sarıldıktan sonra Chan'a doğru baktı ve gözlerini biraz daha açıp gülümseyerek kafasını salladı.
"Arkadaşısınız sanırım, değil mi?" Chan kafasını kaşıdı.
"Evet evet, karşılaştığımız için bir iki sohbet etmek istedim ama, sanırım zamanınız yok, tekrar görüşürüz."
Charli ortamdan memnun kaldığını kafasını sallayarak gösterdikten sonra Shulan'ın elinden tuttuğu gibi ortamdan ayrıldı. Yan yana kızlara doğru giderken Charli ona öyle sırıtarak bakıyordu ki, resmen ifade etmek istediği her şeyi bir anda açıklıyor gibiydi.
"Hayır Chacha lütfen!"
"Hadi oradan! Bir anda tuvalet için gidiyorsun sonra bir bakıyorum, o çocukla bildiğin oturup muhabbet ediyorsunuz."
"Off pekala, şu şirkette olan olayları anladıktan sonra bunu konuşmamız gerekiyor sanırım." Charli göz kırptı.
"Ben şu andan itibaren zaten ne olduğunu kestirebiliyorum." Shulan gülerek Charli'nin omzuna vurdu. Kızların yanına geldiklerinde yurdun yolunu tuttular.
Odaya dalan grup, hemen üstünü giyip aşağı kata indiler. Yanlarında gelen birçok stajyer daha arkasından merdivenleri inerken, neredeyse tüm şirketin dikkati onların üzerindeydi. Toplantı salonuna herkes indiği zaman tüm stajyerler yan yana dizildi, çünkü herkes birazdan başkan Soo Man'ın geleceğinden haberdardılar. Birkaç dakika sonra, aniden, Soo Man'ın ayak sesi tüm salonu doldurmaya başladı. Ve tabi ardından cam kapı da açıldı.
Tüm stajyerler başkana selam verdikten sonra Soo Man, yanına aldığı iki menajeriyle koltuğuna oturdu. Shulan, Ivy'ye bakıyordu; Ivy, Soolrim'e; Soolrim, Bora'ya; Bora, Charli'ye; Charli'de, Soo Man'a dik dik bakan Taeyang'a.
Ortam sessizleşip ve bizim kızlar da stres yüzünden bu hallere düşünce başkan sesli bir şekilde boğazını temizledi.
"Evet, hepiniz hoş geldiniz. Geçen gün yayınlanan haberi hepiniz okumuş sayıyorum." Herkes kafasını sessizce sallayıp onay verirken Soo Man arkasına yaslandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game time! - fourlowers
Fanfiction"o zaman artık oyun zamanı, yeni bir grup kurmamın vakti geldi, geçiyor bile. tüm algıyı değiştirebilecek, süper güçlü bir grup." önemli açıklamalar! bu kitap hediye olmakla beraber içinde geçen olaylar hiçbir gerçekliği yansıtmamaktadır. bu kitabın...