KOR

1.5K 20 0
                                    

ilk önce her şey için teşekür ederim bu kadar geç bölüm atmama rağmen okumaya devam ettiğiniz için 

"Önemli değil iyiyim ben " sanki tüm aksilikler beni bulmuştu ayakta mal gibi dikiliyordum çagatay bey ilgileniyordu  "Kerem sen bekle burda ben sana yeni kıyafet getireyim böyle olmaz"  kerem başını sallayarak cevap verdi ve başbaşa kalmıştık gözlerim yerde dolanıyordu ona bakmak istemiyırdum ama benim hiç bi konuda suçum yoktu demi yani neden ben ondan kaçıyordum ki o yokmuş hata normal sıradan bir insan olmalıydı derin bir nefes aldım kafamı yerden kaldırdım ona doğru baktım işte o anda o gözler ile karşılaştım aynı donuk bakışlar               "Kerem bey kusura bakmayın tekrar benim işlerim var cagatay bey sizle ilgileniyor izninizle " kapıya doğru ilerlerken " Kaçıyorsun, olanlardan " ona doğru ilerledim gözlerimi ona doğru diktim  " Olanlar mı Kerem bey sizinle benim aramda bundan sonra sadece bir duvar olacak ve olanlara gelirsekte dediğiniz gibi oldu ve " hızla yanıma doğru adımlayıp aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi  "Hayır bitmedi bunu asla aklından çıkarma bizim hikayemiz burda bitmedi " hayır yanılıyorsun bizim hikayemiz bitti bitmeli ona cevap vermeden kapıya doğru ilerledim o sırada tekrar konuştu " Oyun daha yeni başlıyor " ukela pislik oyunmuş delirmek üzereydim  kendime kahve yapmak için aşağı kata ilerledim kahve makinasını çalıştırıp beklemeye başladım o sırada yanıma pelin geldi kesin dedikodu vardı "Naber asya bak sana ne anlatacam" kahve makinasında ses geldi kahveyi bardağıma koyarken bir yandan peline cevap verdim " Anlat bakalım dinliyorum" ikimizde masaya oturduk pelini dinlemeye başladım 

"Hani geçen günlerde şirkete bi kadın vardı biraz yaşlı ama çok güzel zarif " bu kahve verdiğim kadındı hatırladım dercesine kafamı sallayıp kahvemden yudum aldım  " Hah işte o kadın meğerse kerem beyin annesiymiş" bir anda öksürmeye başladım bu nasıl ay bugün benim bu şirketen kesin cenazem çıkacak hem kerem görüşmüyoruz demedi mi ya  " Ay kızım yavaş öleceksin hem sen neden bu kadar tepki verdin " bi sen eksiktin tam oldu kahveyi lavaboya döküp tekrar yukarı çıktım daha ne olabilir dedikçe yüzüme yüzüme vuruyor bildiğin hayat masamın başına geçip biriken işleri yapmaya başladım ne kadar masada oturdum bilmiyorum ama sırtımı esnetmek için kafamı kaldırdığımda saat gözüme ilişti öğle arası molasindaydik etrafıma hızla göz attım şaka gibi herkes gitmişti ama ben fark etmemiştim yorgunluktan ölüyordum hiç yemek almaya inecek havamda değildim bir şey yemesemde olurdu diye düşünüp kalan işlere döndüm bir kaç dakika geçtikten sonra bir parmak şıklatma sesi ile kafamı kaldırdım

" Birileri burda aç aç çalışıyor mu ? " Çağatay beydi masaya oturdu elinde poşet olduğu yeni fark etmiştim poşeti havaya kaldırıp salladı
" Hadi gel lahmacun aldım şunları gömelim " hafifçe güldüm kafamı salladım itiraz edecek havada değildim açtım onun odasına doğru ilerledik
" Senin bu patron çok uyuz adam ya çok çalıştırıyor seni "

" Ah o patron duymasın sonra arkasından konuştuğunu" ikimizde gülmeye başladık masaya lahmacunu koyup dürüm yapıp hemen yedim ikimizde o kadar açtık ki yedikten sonra konuşmak aklımıza geldi
" Çağatay bey teşekkür ederim gerçekten çok iyi geldi " yüzünü buruşturdu
" Asyacım bey yok Çağatay hem biricik asistanıma da lahmacun ısmarlayamacaksam niye varım demi" O sırada kapı çalındı bende kalan lahmacunu yiyordum
" Afiyet olsun biricik asistanınla sana"
Çağatay bey ayağa kalktı yediği son lokmayı yutup konuşmaya başladı ama ben hâlâ yemeye devam ediyordum onu gram umursamadan hata geldiğinden beri yüzüne bilerek bakmamıştım
" Baktım asitanım yorgunluktan yemek bile yiyememiş patron olarak görevimi yaptım " hmmladı sonra benim olduğum yere doğru yürüdü ve bir anda beklemediğim bir şey yapıp elini omzuma koydu
" Afiyet olsun asya hanım dikkat edin çok yorulmayın " ona bakmayacaktım asla asla asla
" Sağolun kerem bey " dedim ve yemeye devam ettim oda zaten odadan çıktı  "Yemek için teşekürler " diyip odadan günün kalanı evrak imzalatma toplantıları düzenleme ve boll telefon konuşmaları ile bitmişti  

 "Evet çağatay beyin öğleden sonrası boş sizinle bir toplantı düzenleye biliriz "

" Tamam o zaman haftaya görüşmek üzere "

"İyi günler " diyip telefonu kapatım yorgunluktan her yerim ağrıyordu etrafa göz gezdirdim çoktan herkes çıkmıştı saat  21.12 di şirketen çıkmak için eşyalarımı toplamaya başladım bu yorgunlukta hiç otobüs çekmek istemiyordum ama ben maaşımla anca bisiklet alabilirdim ki şu an o kalabalıktansa bisiklete okeydim şirketen ayrılıp durağa doğru ilerliyordum ki bir anda kolumda bir el hissetim  

"Konuşmamız gerek "keremdi tam ona istemediğimi söyleyecektim ki gözlerini gördüm ağlamıştı derin bir nefes aldım begümden sonra şimdi de kerem evrenin mesajı mı çıldıracam "Tamam ama çok kısa bir konuşma olacak "tamam dercesine kafasını salladı " arabam ilerde istersen senin evde konuşalım" dedi bir yandanda sol eli ile boynunu kaşıdı " Olur " dedim sadece ve ilerlemeye başladık arabanın yanına gelince ilk bana kapıyı açtı sonra kendisi geçti  yerine yol boyunca sessizlik hakkimdi düşüncelerimle boğulmak üzereydim dayanamayıp müzik açtım Kor- Emir can iğrek gelmişti şansıma kafamı cama yaslayıp dışarıyı izliyordum birden efsane bir ses kulağıma doldu kafamı çevirip baktığım da şarkıya eşlik ettiğini gördüm sesi çok güzeldi insanı tüm dertlerini unturabilecek kadardı şarkı bittiğinde sustu sessizlik artık boğmaya başlamıştı ki araba durdu gelmiştik arabadan inip direk merdivenlere yöneldim kapının önüne gelince çantadan anahtarı çıkarmaya çalıştım ama yoktu o sırada kerem geldi ben endişeli bir şekilde bir yandan mırıldanıyordum bir yandan da elimi çantaya atmış çantayı karıştırıyordum en son çanta bir anda elimden alındı "Sakinleş " dedi ve çantanın içini bir anda yere döktü bütün eşyalar yere saçılmıştı eğilip eşyaları biraz karıştırdı ve anahtar ordaydı  diğer eşyaları gelişi güzel çantaya atıp anahtarı bana doğru uzatı elinden anahtarı hızla alıp içeriye girdim oda arkamdan içeri girdi 

" Asya nerde kaldın sen " damla tam ayağa kalkmıştı ki keremi görünce bir anda kal gelmişti kıza "Şey...Şey ben portakal alayım en iyisi "hızlıca ayakabısını alıp evden ışık hızı ile çıkmıştı "Konuşalım mı " en son konuştuğumuz gün gelmişti aklıma ve içimden umarım sonu aynı olmaz dedim 

.

.

.

merak etmeyin hemen diğer bölümü yazmaya geçiyorum bol yorum ve vote bekliyorum 



Vâvelya +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin