3.bölüm/ içimde ki kötü his

278 22 2
                                    

Diğerleri çoktan sınıfa girmiş hocayla benim kavgamı çekiştirmeye başlamıştı bile. Daha fazlasını kaldıramam artık. Başımı masaya koyup hayal kurmaya başladım ama etrafımda ki uğultular buna engel oluyordu. Başımın ağrısı git gide  artarken çoktan 40 dakika geçmişti bile. Zil çaldığında bir sonra  ki ders için sınıftan çıktım.

Nihayet evdeydim ama bur da da annem ve abimin sorularına maruz kalmıştım. Tabi ki ağbimden hiçbir şey saklamayı beceremediğim için olanları anlatmıştım. Oda küfür etmekle yetinmişti. Ağbim bazen bana '' bakma sana çamur attığıma bende severim justin 'i şarkıları güzel. Hoşuma gidiyor.'' İtiraflarında bulunur ve benim justin' e  olan aşkımı en iyi o bilir çünkü yüzüne karşı hiç utanmadan söyleyebildiğim kişi o !

Şu anda ise odama kapanmış saatlerdir ağlıyorum. Anlayabiliyor musunuz? En mutlu olmam gerek günüm en berbat günüme dönüştü. Neyse ki bir ay sonra kurtuluyorum bu okuldan. Seneye liseye gideceğim için bir daha görmeyecektim o hocayı. Gerçi onun da beni görmek istediğini pek zannetmiyorum ama her neyse.

 Ben 14 justin ise 16 yaşında ve aramızda sadece iki yaş var ama umrumda değil. Amerika 'ya gidip göreceğim onu. Gördüğüm gibi koşarak sarılacağım ona kokusunu içime çekeceğim oksijenime karışık armini code ve erkeksi kokusunu saklamak isterdim ciğerlerim de ama hiç unutmayacağım.. aklımdan, en önemlisi de kalbimden silmeyeceğim. O hep derinlerde bir yerde olacak.

Ama durun bir dakika!!

Ben Amerika' ya gitmeden önce o Türkiye ' ye gelecek değil mi?

Bu günkü olanlardan sonra tam anlamıyla aklımdan uçup gitmiş. Ne acı ama ?

Hemen kendime gelip yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. İçeriye girdikten sonra musluğu açıp avuçlarımı altında birleştirdim. Birkaç kez suyu yüzüme vurup havluyla kuruladım ve aynada son kez kendime baktım. ''Şimdi daha iyi'' diye söylendim kendi kendime. Babamın gelmesine az kalmıştı ki eğer beni böyle görürse gerçekten üzülürdü.

Odama geri döndüğümde adımlarımı dolabıma doğru yönelttim. Kapağını açtığımda ise gözlerime ilk takılan şeyleri alıp giyinmeye başladım. Pekala sanırım bu t-shirt ün sırt dekoltesi fazla açık. Dolabıma tekrar göz gezdirirken üzerinde justin bieber yazan t-shirt ümü alıp giyindim. Altımda ki mor jean'le güzel bir uyum içindeydiler. Eğer justin'i benimle evlenmeye ikna edemezsem ''mor'' la evlenecektim. Kafama koydum bir kere ve kesin yaparım. Her ne kadar yasal olmasa da...

Bir anda  aklıma selena gomez'in küçükken sol elinin avucunun içine yazdığı şey geldi. ''aptal'' mıydı? Tam olarak ne olduğunu kestiremedim ama buna benzer bir şeydi diye hatırlıyorum. Bende mi yapsam acaba aynısını? Ama ben selena yı değil  justin'i örnek alıyorum. O gomez'in zıttına hep hayallerinin peşinden gitmiş hiçbir zaman pes etmemiş. Ben de öyle olacağım idolümün yolundan gideceğim. Acaba bende kendimi şarkı söylerken video'ya çekip youtube mı yüklesem? (selenator varsa özür dilerim)

Cidden saçmalıyorum..

Evet evet saçmalıyorum..

Sesim güzel olabilir ama tipimi gören insan ünlü yapmaktan vaz geçerdi eminim.

''her neyse''

Konser 'e odaklanmalıyım sonuçta bu gece oraya gideceğim kesinleşecek ve kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyorum. ''Tanrım lütfen şimdi ölmeyeyim. Konserden sonra al canımı'' diye düşünmeden de edemedim.

*** 1 saat sonra*

Şu meşhur olan ranzamın üstünde oturmuş yeni bir hastag var mı diye bakınıyordum  ama çekişme yaratacak bir şey yoktu ve rekabet olmayınca da hiç tadı olmuyor bu twitter' ın.

Belki fanlar arası bir ödül için yarış yok ama justin bieber Türkiye konseri için tag çoktan başlatılmış bile ve keşke elimde olsa da konsere gidemeyen diğer beliebers için bilet alabilsem ama üzgünüm meet and greet'e nasıl gireceğim diye içim içimi yerken başka kardeşlerime bilet alamam. (özür dilerim.)

Dış kapının açılıp kapanma sesleri duyduğum da kalp atışlarımda iki katına çıkmış bir şekilde küt küt atmaya başladı. Hemen ranzanın üstünden aşağıya atlayıp kapıyı da açtıktan sonra içeriye geçip babamı karşıladım. Kısa süreli '' hoş geldin '' ''hoş buldum'' karşılamadan sonra elinde ki para dolu çantasını alıp yatak odasına doğru sürüklemeye başladım. Gerçekten de sürüklüyordum. Bu adam neden yer gün yanında para dolu bir çanta taşıyordu ki evde bıraka da bilirdi. Yüzüme yerleştirdiğim fesat gülümsemeyle çoktan çantayı odaya bırakıp babamın yanına ilerlemeye başlamıştım bile.

Saat'e baktım.00.00'ye sadece 15 dakika vardı ve her geçen saniye kalp atışlarım daha da şiddetleniyordu ama içimde kötü bir his vardı

Ya biletler biterse?

Ya ben alamazsam?

Tanrım lütfen tekrar umutlarım kırılmasın.

*** 2 saat sonra***

İçim de ki kötü his boşa çıkmış konser biletimi en önden diamonds bölümünden almıştım.

İnanabiliyor musunuz?

 Konsere gideceğim.

Ben-

Konsere-

Gideceğim-

Ben

Gideceğim-

Konsere-

Kafayı yemek üzereyim.

ya delirirsem?

Ya konsere gidemeden deli hastanesine kapatılırsam?

''Pekala. kafayı yedim''

Şu iki saat içinde olanlar geldi aklıma da sanırım babam benim hayatım da satın alabileceği en güzel şeyi almıştı. Tabi ki ben mutlu olunca oda aynı duyguları hissetmişti. Her ne yapmış olursa olsun benim mutluluğumla mutlu olan benim hüznümle hüzünlenen bir babam var.

bir belieber'ın hayali ( justin bieber fan fiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin