bir önce ki bölüm de sınır olarak fazla abarttım sanırım çünkü geçmedi hatta sadece bir oy geldi ama emin olun bu güzel bir hikaye. kitaplığım da birsürü justin bieber fan fiction var ama hiçbirinde benim hikayem de ki kurgu gibi bir kurgu yok. bu yüzden beklediğim ilgiyi almadığını düşünüyorum. lütfen biraz daha ilgi gösterin. kusura bakmayın ama en boktan hikayeler bile ilgi görüyor. lütfen destek olun. belki okuyucuların bir çoğu bu yazıyı okumadan geçicek ama lütfen ciddiye alın. okuyorsunuz bari şu yıldıza da basında bende nasibimi alıyım çünkü siz böyle yapınca daha doğrusu yapmayınca benim de yazmak içimden gelmiyor. hazırda 10 bölümüm var. okuduğunuzda oy verirseniz hemen paylaşabilirim bekletmem bu sizlerin elinde. lütfen beni de anlayın... ve bu bölümü ne deniliyordu? hmm.. geçiş bölümümüydü? neyse siz geçiş bölümü olarak sayın.. iyi okumalar..
40 gün sonra-konserden 4 gün önce
Konsere son dört gün kalmıştı. Hiçbir aksilik çıkmaması için biletimi günde on defa kontrol ettiğime yemin edebilirim. Beş gün önce internetten mor supra sipariş vermiştim ve şu anda şehir merkezin de ki kargodan almaya gidiyorum.
Sonun da kargo binasını bulduğumda heyecanla oraya doğru ilerleyip büyük cam kapıyı yavaşça ittirdim. Bir anda sıcak havadan soğuk havaya geçiş yapınca vücudum titremişti ama uzun sürmeden geçti ürperti.
Görevlilerin oturduğu masanın önünde ki kuyruğu görünce derin bir nefes alıp gözlerimi devirdim. Daha fazla kişinin önüme geçmesini istemediğim için hızla ilerleyip sıraya girdim. Sıra uzun olduğu için telefonumu çıkartıp twitter' a bakındım.
Her zamanki gibi bildirim ve mesaj yağmuruna tutulmuşum. Sanırım bunun nedeni hem takipçi sayımın çok olması hem de çevremin geni- ''küçük bayan?'' yakından gelen sesle refleks olarak geldiği yöne baktım. oh Allah'ım sıra bana gelmişti ama nasıl olurda bu kadar kısa zamand- üzümünü ye bağını sorma diye boşuna dememişler. Adama en tatlı gülümsememi yolladım. Oda bana yapmacık bir gülümseme yollayıp ''adınız?'' diye sordu. Babamın adına geldiği için onun ismini söyledim. Bilgesayarında birkaç işlem yaptıktan sonra ''babanızın T.C kimlik numarası?'' dedi. Kimliği çantamdan çıkartıp adama uzattım. Bir çırpıda alıp T.C kimlik numarasını yazmaya başladı. İşini bitirdikten sonra ''kargonuz geldi ''dedi. Şakacı şey sen söylemesen ben bilmiyordum. Birkaç tane daha soru sorup-cevapladıktan sonra parayı ödedim ve kargom klasik sarı plastik ambalaja sarılı bir şekilde bana uzatıldı. Hemen elinden alıp teşekkür ettim.
Şimdi sıra t-shirt , Jean, takı, vb. şeyler almaya gelmişti. Gördüğüm ilk mağazaya girerek jeanlere göz gezdirmeye başladım.
Bir tane koyu siyah bulup kabinlere doğru ilerlemeye başlamıştım ki üzerine bir şey almadığımı fark ettim. Görevlilerden birisine '' ah pardon bakar mısınız?'' diye seslendim. Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirerek yanıma yaklaşmaya başladı – çok klasik- diye düşünmeden edemedim. ''bu mağazada justin bieber t-shirt ve capsi var mı?'' diye sordum bir umutla. ''t-shirt var ama maalesef caps yok'' diye yanıtladı. caps ide başka bir yerden alırım. bildiğim çok güzel şapka satan yer var. Bu sıcakta da yürümek zor olacak ama istediğim şeyleri alabilmek için katlanacağım.
İşte bu manzara !!! karşımda sayısız t-shirt var ve en önemlisi de hepsinin üstünde kidrauhl baskısı bulunması. Bunları görünce bile bu kadar heyecanlanıyorsam aramızda birkaç metre bulunan bir alanda onu görünce ne yaparım kim bilir?!?!?!
Kesin justin şarkı söylerken bayılırdım. sonra görevliler beni alıp onun odasına götürürlerdi. Uyanana kadar kidrauhl dahil başımda beklerlerdi. Uyanınca öpüşürdük, sonra birbirimize aşık olurduk. Hemen de evlenirdik .aynı filmlerde ki gibi. Biliyorum çok klişe ama ben baygınken başımda beklemesini istemezdim çünkü kardeşlerim de justinin sahneye çıkıp şarkı söylemesini bekliyor olacaklar ve onlar benden daha önemli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir belieber'ın hayali ( justin bieber fan fiction)
Fanfictionbütün belieberların bir hayali vardır. belki de hepimiz aynı şeyleri farklı kişiler tarafından düşlüyoruz.''milyonlarca insan tek bir umut'' demezmiyiz her seferinde? bir fotoğrafına bakınca dünyalar bizim olmaz mı? onun bir gülüşüyle küllerimizden...