' @fearlessangel1D bir önceki bölümde ki yorumundan dolayı teşekkür ederim. seni kırmayarak paylaşıyorum bölümü. senin için ^^
' @azraceren1553 kitabımın başından beri yanımda olduğun için minnettarım ^^
Nihayet kapıya ulaştığımızda kapıya poposunu veren bir adet simay ile karşılaştık. ''işte böyle''
diyerek kafamla görevlilerden boşlukta kalan taraftanpoposunu kapıya dayamış etrafı kolaçan eden simayı gösterdim. Üçümüz de aynıanda kahkaha atmaya başladığımızda simay el kol işaretleriyle yanınaçağırıyordu. Hala gülmeye devam ederken hareket edip onun yanına doğruilerlemeye başladık. Yolda duran siyah araba her ne kadar dikkatimi çekse deumursamadan simay'ın yanına ulaştım. Onu ilk defa gerçek hayatta görüyordum veheyecanlanmıştım. Şu anda birbirimizin üstüne çıkmış tepiniyor olmamızgerekirken o poposunu kapıya dayamakta kararlıydı. ''bu mu simay?''dedi ilkehoşnutsuz bir şekilde. Simay, ''evet beğenemedin mi sosyete gülü? Bur da ilkönce siz girin içeri diye göt dayıyorum kapıya'' dedi. Büşra ve ben kahkahaatmaya başladığımızda ilke delici bakışlarla bizi yerin dibine sokuyordu.Gülmeyi, hatta anırmayı kestiğimizde tekrar simaya dönüp onu incelemeyebaşladım. Yahu yakından daha mı tatlı bu kız ne? ''şimdi sen daya poponu dabiricik arkadaşıma sarılayım.'' Simayın benim arkadaşlarımdan hoşlanmadığınıbiliyorum fakat onunla bu konu hakkında konuşmuştuk. İyi davranacaktı kızlara.İlke ve simay yer değiştirdiğinde hiç beklemediğim bir anda simay üstümezıplayıp bacaklarını biçimsizce belime kollarını ise boynuma doladı. Refleksolarak ellerim poposuna gitmişti. Allah'ım nedir benim bu kızlarla derdim.Millet lez sanacak amk. ''çek lan elini kolunu'' simay dalga geçerekazarladığında ellerimi poposundan çektim fakat o kene gibi yapışmışbırakmıyordu. Kafamı Büşra'ya çevirdiğimde yüzünde hafif bir tebessüm vardı amaben tanırım onu. Kıskançlıktan çatlamak üzere. İlkeye bakma gereği duymadan-çünkü yüz şeklini tahmin etmek hiç de zor değil- simayı indirmeyi başarıp derin derin nefesler alıp verdim.
***9 saat sonra***
Saate baktığımda 17.26'ydı. ''kızlar vip'ler ne zaman alınıyor?'' diye sordum. Simay orta parmağını yukarı kaldırıp ''biip'' deyip bağırdıktan sonra ''ehehehe'' diye kendi yaptığı espriye gülmeye başladı. Ona gözlerimi devirerek kızlara döndüm. ''buçukta'' diye yanıtladı boşluktan kapıya dayanan ilke. ''saat kaçta?'' diye sordum. Omuzlarını silkerek ''bilmiyorum. Sadece buçuğuna baktım diğerine bakmaya üşendim'' herkes deliye hasret biz akıllıya sözünü söyleyen atacım geleceği görebiliyormuş demek ki. Ne ka ileri görüşlü bir ata! Tam Türklere yaraşır. Büşra ipodunu çıkartıp bir şeyler kurcalamaya başladı ve ''17.30 da alınacakmış'' dedi. Saate baktığımda 17.31 olduğunu gördüm. Çığlık atmaya başladığımda herkes kafasını çevirip bana boğa görmüş gibi bakıp tekrar önlerine döndüğünde bir tane görevli eline mikrofon alıp konuşmaya başladı. Bütün o uğultu yerini sessizliğe bırakmıştı. ''bütün belieberların dikkatine! Vip bileti olanlar sırayla biletleri kontrol edilerek içeri alınacaktır'' dedikten sonra gitti. Arkama baktığımda onlarca belieber kuyruk oluşturmuştu. Tabi en önde olunca ehehehe. Benim önümde Büşra simay ve ilke vardı. Büşra biletini görevliye gösterirken ilke çoktan dayanmayı bırakmış önümde duruyordu. Bu sırada simay yüzünü asarak her zaman ki gibi söylenmeye başladı. ''ne bok yiycem lan ben burda yalnız'' koca bir of çektikten sonra ''sadece bir saat'' dedim. Simay ''tamam işte ne bok yiycem'' dediğinde gözlerimi devirdim. ''kız gibi konuş biraz ve kulaklığını kulağına takıp one direction dinleyebilirsin'' diye öneride bulundum. Kesinlikle hayır diyemeyeceği bir şeydi. Simay ''peki kulaklığın ucunu nereye takacağım?'' dediğinde ''götüne'' diye çıkıştım. ''kız gibi konuş biraz'' deyip o muhteşem 'eheeheehe' gülüşünü sergiledi. Yakışmıyor değil ama neyse. Sırt çantamı elime alıp fermuarını açıp içini karıştırmaya başladım. Nihayet biletimi bulduğumda elime alıp sırt çantamı yüklenip beklemeye başladım. Aslında hiç beklemedim ama neyse. Görevliye biletimi verip dikilmeye devam ettim. ''buyurun'' sen demesen ben girmeyeceğim sanki içeri. Tam ileriye doğru bir adım atmıştım ki kenny'yi buraya doğru gelirken gördüm. Yanıma geldiğinde ''selam'' dedim neşeli sesimle. ''selam. Nasılsın?'' yerimde zıplayarak ''bu da sorumu kenny? Ölüyorum heyecandan. Seni sormama gerek var mı?'' dedim başımı sağa yatırarak. O da gülümseyip ''ben de iyiyim sorduğun için teşekkürler.'' Yahu bu zencilerin aksanı ne tuhaf böyle! ''ben gidiyorum sonra görüşürüz. Yani o nasıl olacaksa'' son cümlemi hafif tebessüm ederek söylemiştim. ''daha çok görüşeceğiz'' sözünü bitirdiği gibi arkasını dönerek yürümeye başladı. Ne demek istemişti o? ''oo kenny Kevser'e aşık olmuş'' gözlerimi şaşkınlıktan büyüterek simaya ''e yuh'' diye geğirdim. '' şaka. Neyse hadi siktir git'' dediğinde gözlerimi devirerek büyük kapıdan içeri geçtim. Oha! Yani ne ara bu kadar doldu lan burası? Sahnenin tam önünde ilke ve Büşra'yı bana el sallarken gördüğümde bende aynı şeyi yapıp hızlı adımlarla onlara doğru ilerlemeye başladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir belieber'ın hayali ( justin bieber fan fiction)
Fanfictionbütün belieberların bir hayali vardır. belki de hepimiz aynı şeyleri farklı kişiler tarafından düşlüyoruz.''milyonlarca insan tek bir umut'' demezmiyiz her seferinde? bir fotoğrafına bakınca dünyalar bizim olmaz mı? onun bir gülüşüyle küllerimizden...