İnsanlar büyüdükçe öğrenir derler. Düşersin, kalkarsın hayat böyledir. Bazen düştüğünde seni ezerler ve kalkmaman için elinden geleni yaparlar, bazen de öldürürler. Fiziksel veya ruhsal anlamda. İnsanlar ölümün ne kadar travmatik olduğundan bahsediyor ama kimse ruhsal ölümden bahsetmiyor. İntihar eden insanların çoğu ruhsal olarak zaten ölmüşlerdir. Fakat bazılarını tek bir şey bile hayatta tutabilir. Hayaller, bir insan, bir duygu, bir istek... Beni hayatta tutan tek şey intikam arzusuydu.
Daha Taehyun'un yasını tutarken bunun üstüne bir de babam eklenmişti. Üstüne son konuşmamız kavgayla olmuştu. Annem son bir hafta boyunca adeta sessizliğe gömülmüştü. Eve girmeye korktuğu için bir süredir halamlarda kalıyorduk. İkisi de birbirine teselli veriyordu. Ben özellikle Taehyun'un odasında kalmak istemiştim. Belki bir ipucu bulurum diye... Bir plan kurmuştum ve bu akşam ilk kez Soobin'e anlatacaktım. Arayıp buraya çağırdım ve o gelmeden önce planımı gözden geçirdim. Çok riskliydi ama tek şansım buydu. Taehyun'un katiline ancak bu şekilde yaklaşabilirdim ve bunun için risk almam gerekiyordu. Soobin'e anlattığımda izin vermeyeceğine ve kızacağına adım kadar emindim ama bana güvenmesine ihtiyacım vardı. Eğer bana destek olmazsa bunu yapamazdım.
Zil çalar çalmaz koşup kapıyı açtım. Onu Taehyun'un odasına davet ettim. Odaya girerken yüzündeki hüznü fark etmiştim. Burada çok anımız olmuştu. Üçümüz birlikte video oyunları oynardık, sohbet ederdik, dans ederdik.
"Odası aynı duruyor. Hiçbir değişiklik yapılmamış."
Soobin eliyle masadaki abajura dokunurken ben de evet anlamında başımı salladım. Yatağın bitişiğindeki halıya oturdum ve onu yanıma çağırdım.
"Soobin, planımı duyduğunda kızabilirsin ama en çok senin desteğine ihtiyacım var. Zaten şu an yanımda olabilecek tek sen varsın. Eğer bana yardımcı olursan riski azaltabiliriz."
"Bekle bekle, önce planı anlat ona göre karar veririm kızıp kızmayacağıma. Hayati bir risk taşıyor mu?"
Maalesef diyerek başımı salladım. Riskliydi, hatta çok riskliydi ama tek şansım buydu. Aklıma başka bir çare gelmiyordu. Tüm planı en ince ayrıntısına kadar anlattım. Annemler duymasın diye sessiz konuşuyorduk. Soobin planımı öğrenince bağırmamak için zor tuttu ama hemen elimle ağzını kapattım. Çok kızdı ama başka bir yol olmadığını anlayınca omuzlarını düşürdü.
"Beomgyu, onun ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsun. Bu kadar kolay bir şekilde yenileceğini mi sanıyorsun?"
"Tüm zayıflıklarınu biliyorum Soobin, bana hiçbir şey yapamayacağını da biliyorum. He onlara gelince, o kısımda risk almaktan başka çarem yok. Ama artık amacımız aynı olduğuna göre bana zarar veremezler. Özellikle o söyleyeceğim şeyden sonra."
Soobin böyle gizemli konuşmamı hiç sevmiyordu, çok tedirgin bakıyordu. Bana güvenmek istiyordu ve endişesini anlıyordum, planım ters teperse daha kötü şeyler olabilirdi ama vazgeçmeyecektim. Geri adım attığım sürece hiçbir şey değişmeyecekti bu yüzden ileri adım atmak zorundaydım.
Soobin ile planı tekrar gözden geçirdik ve sonunda anlaştık. Telefonumu çıkarıp beni uzun zamandır aramayan o numarayı tuşladım. Şaşırtıcı bir şekilde kısa sürede yanıtladı.
"Merhaba Kai, beklemiyordun değil mi?"
Elbette şaşırmıştı. Ona yardım edeceğimi ben de hayal etmezdim hatta böyle bir şey için onları kullanmak hiç hoşuma gitmiyordu ama aklıma başka bir şey gelmemişti.
"Açıkçası evet, beklemiyordum. Kendi isteğinle aradığına göre önemli bir şey olmalı. Ne istiyorsun?"
Derin bir nefes alıp Soobin'e baktım. Başını evet anlamında sallayınca kararım kesinleşmişti. Bunu yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gloved Man
Mystery / ThrillerBir gece Yeong-wonhan Lisesinin arka bahçesinde Kang Taehyun'un cesedi bulunur. Kuzeni Beomgyu ertesi gün Taehyun'un ölüm haberini aldığında yıkıma uğrar. Aynı gün okula Taehyun'a tıpatıp benzeyen gizemli bir öğrenci gelir ve okulda bir takım cinaye...