Hayal Kırıklığı

26 3 9
                                    

(26 Ekim)

(Taehyun'un*¹ Anlatımıyla)

Okulun sarmal merdivenlerinden iniyordum. Beomgyu ve Soobin okul çıkışı kursa kalacaklardı. Ben ise bir süredir takıldığım yeni arkadaşım Yeonjun'a coğrafya çalıştırmak için evine gidecektim. Genelde arkadaşlarımın evine pek gitmezdim. Gidersem bile yanımda Beomgyu olurdu, beni hiç yalnız bırakmazdı. Belki de bu yüzden garip hissediyordum. Okul saatlerinde hep Beomgyu ile takıldığım için Yeonjun garip bir şekilde yanımıza hiç gelmiyordu. Ona defalarca bizimle takılabileceğini söylesem de hiç gelmedi. Belki de sadece sosyal birisi değildir diye düşündüm ve fazla ısrar etmedim. Okuldan çıktığımda gökyüzünün kızıllığına hayran kaldım. Sonbaharın ortasındaydık ve artık günler gittikçe kısalıyordu. Dışarıda esen soğuk meltem de yaklaşan kışın habercisiydi.

Bahçeden çıkıp okulun önündeki otobüs durağına doğru ilerledim. Durakta otururken gri postacı çantamı çıkarıp yanıma koydum ve Yeonjun'un gelmesini bekledim. Hava erken karardığı için 1-2 saat içinde konuları anlatıp eve geri dönmem gerekiyordu. Annem akşam dışarı çıkmama kızmasa da ben karanlıkta tek başıma gezmeyi hiç sevmezdim. Ben düşüncelere dalmışken aniden önümde beliren Yeonjun dikkatimi dağıttı. Gülümseyerek selam verdim ve ayağa kalkıp el sıkıştım.

"Yeonjun, bak seni darlamak istemiyorum ama gerçekten... Neden kurs harici benimle konuşmuyorsun? Biz arkadaşız unutma. Okul saatlerinde de birlikte vakit geçirebiliriz."

Önce cevap vermedi, yine her zamanki gibi gözlerini kaçırdı. Sonra derin bir nefes aldı, cesaretini topladı ve sonunda yanıtladı.

"Son senemiz olduğunu biliyorsun Taehyun. Sen hem zeki hem çalışkansın bu yüzden arkadaşlarınla vakit geçirebiliyorsun. Fakat benim ders notlarım oldukça düşük ve herkesten daha fazla çabalamam gerekiyor. Bugün uzun süre sonra ilk kez bir arkadaşımla vakit geçireceğim."

Garip bir şekilde gülümsedi ve durağa yaklaşan otobüsü işaret etti. Ben cevap vermeye fırsat bulamadan otobüse bindik ve boş koltuk olmadığı için farklı yerlerde durmak zorunda kaldık. Böylece bir şekilde konu kapandı. Aslında haklı bir nedeni vardı ama sürekli ders çalışarak kendine hayatı zindan etmemeliydi. En azından ayda bir kere dışarı çıkmalı, arkadaşlarıyla veya ailesiyle vakit geçirmeliydi. Ailesi demişken... Ailesinden de hiç bahsetmemişti.

*

Otobüsten indiğimizde Yeonjun'u takip ettim ve birlikte bahçelerinde sonbahar mevsiminden dolayı kurumuş meyve ağaçları olan evlerin önünden geçtik. Yaşadığı yer oldukça hoş gözüküyordu. Biz şehir merkezinde oturduğumuz için böyle sessiz ve huzurlu bir mahalle ortamına hiç şahit olmamıştım. Yeonjun yavaşladı ve kırmızı iki katlı bir evin önünde durdu. Cebinden anahtarını çıkarıp kapıyı açtı ve beni içeri davet etti.

"Ailen evde yok mu?" dedim sonunda konuyu açarak.

"Çalıştıkları için eve geç geliyorlar. Günlük işlerimi genelde kendim yapıyorum."

Bu bir bahane miydi yoksa gerçek miydi bilemedim ama Beomgyu'nun ailesi de uzun süre çalıştıkları için Beomgyu hep bizde vakit geçirirdi. Bu yüzden Yeonjun'un üstüne gitmedim ve oturma odasına girip çantamı kanepeye bıraktım.

"Mahalleniz ve eviniz çok havalı gözüküyor!" dedim buzları eritmek için.

"Teşekkür ederim, başlayalım mı?"

Gloved ManHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin