Sadece gözyaşları içinde bakmakla yetindim. Bir cevap veremedim. Sadece özür dilemek istedim. Tam bir aptaldım. Soobin planı istemeyerek kabul etmişti. En başında dinlemeliydim onu. Gözleri kapandı ve Kai'ın kollarına düştü. Yeonjun gelip ona yardım etti ve onu dışarı çıkardılar. Karnımı tutup yavaşça ayağa kalktım ve peşlerinden gittim. Kai'ın ehliyeti olduğunu bilmiyordum. Onu arabanın arka koltuğuna yatırdı ve direksiyona geçti. Yeonjun arabaya binmeden önce yanıma geldi.
"Neredeyse plan yatıyordu ama iyi dayandın aferin. Ağlama artık, senin yapamayacağın belliydi. Ben intikamımı alacağım Beomgyu. O pisliğin ölümü benim elimden olacak."
Eliyle birkaç kez omzuma vurdu ve arabaya bindi. Araba uzaklaşırken aniden kendime geldim. Plakası, plakasını almamıştım. Hızlıca telefonumu açıp Soobin'i aradım ve az sonra yaklaşacak arabanın plakasını almasını söyledim.
"Soobin, sorgulama ve hemen önünden geçecek beyaz arabanın plakasını al. HEMEN!"
Telefonu kapatıp arabanın peşinden koşmaya çalıştım ama çoktan gitmişti. Tek umudum Soobin'in plakayı almış olmasıydı. Durağa ulaştığımda Soobin'i durakta otururken gördüm. Bacaklarını titrettiriyordu. Bunu stres olduğu zaman yapardı. Beni gözyaşları içinde görünce şaşırdı.
"Beomgyu, Beomgyu iyi misin? Plakayı aldım, sakin ol. Derin nefes al hemen anlatmak zorunda değilsin."
Yanına oturdum ve alnıma vurdum. Benim aptallığım yüzümdendi. Aceleci davranmıştım ve belki de ölümüne sebep olacaktım.
"Keşke seni dinleseydim Soobin. Keşke... Benim yüzümden oldu. Götürdüler onu. Öldürecekler. Benim yüzümden..."
"Hayır deme öyle, sinirliydin Beomgyu. İş işten geçti, şu an yapabileceğimiz tek şey onu kurtarmak."
"Nasıl ben daha açıklamadan anladın?"
Birden bana dönüp gülümseyince anladım. Zaten en başından beri bunu yapamayacağımı biliyordu.
"Seni tanıyorum Beomgyu, sen onlar gibi değilsin. Ayrıca sana bir zarar geleceği zaman yanında belirdiğini söylememiş miydin? Yani kurtarmamız pek de zor olmasa gerek."
"Ama onlar da bunu biliyor, ya bunu yaparak ona zarar vermiş olursam? Her şeyi yapabilirler, korkuyorum onlardan."
Soobin eve gidip akıllıca düşünmemizi önerdi ve haklıydı da. Bu akılla şu an hiçbir şey yapamazdım. Onu hemen öldürmeyeceklerini düşünüyordum. Özellikle Yeonjun onun Taehyun'u öldürdüğünü düşündüğü için önce sorular sorar, hemen öldürmezdi. Eve dönünce anneme görünmeden Taehyun'un odasına gittim. Soobin salona gidip önce annem ve halamla konuştu, birkaç dakika sonra yanıma geldi.
"Pekala, elimizde sadece plaka var. Nereye götüreceklerini biliyor musun?"
Nereye götüreceklerini tam olarak bilmiyordum ama ne yapacaklarını biliyordum. Hemen öldürmeyeceklerini söylemişlerdi. Bu iki psikopattan her şeyi bekleyebilirdik. Ona işkence bile yapabilirlerdi. Yeonjun her zamanki yer diye bir yerden bahsetmişti ve bu yer okuldan arabayla 5 dk uzaklıktaydı. Yani okulun çevresinde bir yer olmalıydı. Fakat neresi olduğunu bulsak bile onu nasıl kurtaracağımızı bilmiyordum.
"Beomgyu, benim bir fikrim var."
***
(Yazarın Anlatımıyla)
Eldivenli çocuk bilinci açıldığı an bir takım sesler duydu. En son hatırladığı şey bir depoydu, Beomgyu ile konuşmuştu ve ardından boynunda keskin bir acı hissetmişti. Sonrası karanlıktı. Ölmekten hiçbir zaman korkmamıştı ve hala da korkmuyordu, sadece olacakları merak ediyordu. Çünkü bu çocukların onu öylece öldürmeyeceklerini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gloved Man
Mystery / ThrillerBir gece Yeong-wonhan Lisesinin arka bahçesinde Kang Taehyun'un cesedi bulunur. Kuzeni Beomgyu ertesi gün Taehyun'un ölüm haberini aldığında yıkıma uğrar. Aynı gün okula Taehyun'a tıpatıp benzeyen gizemli bir öğrenci gelir ve okulda bir takım cinaye...