Cebinden eldivenlerini çıkarıp tekrar eline geçirdi ve arkasını dönüp gitti. O an duyduklarımın tamamen blöf olduğunu düşünmüştüm. Gerçekten öleceğini sanmıyordum. Neden bilmiyorum ama içimi bir hüzün kaplamıştı. Sanki Taehyun'u ikinci kez kaybedecekmiş gibi hissediyordum. Fakat şu durumda duygularım öne geçemezdi. Sonuçta her ne olursa olsun pek çok kişinin ölmesine neden olmuştu. Fakat aynı anda hem onu engelleyip hem de nasıl hayatta tutabileceğimi bilmiyordum. Bu çok zor olacaktı.
***
Aradan günler geçmişti. Bir haftalık tatil bitmiş, okul tekrar açılmıştı. Olaylardan dolayı artık annem beni okula bırakacaktı. Okula giderken içimde garip bir huzursuzluk vardı. Okulda, ölenler dışında daha pek çok kötülük yapan kişiler olabilirdi. Ve bu riske rağmen okulun itibarı için okulu tekrar açmışlardı. Elbette güvenlikler kat kat arttırılmıştı. Okulun girişinde bulunan 20 adet güvenlik görevlisi, okul sınırlarına giren herkesi tek tek arıyordu. Tüm kapı girişlerine kamera takılmıştı. Bahçeye girdiğimde sanki bir hapishaneye girmiş gibi hissettim. Soobin'i arayıp bahçeye gelmesini söyledim. Ben etraftakileri izlerken o çoktan yanıma gelmişti.
"Kimse kimseyle konuşmuyor, baksana."
"Evet, bahçeye girdiğimde gördüm. Sence tekrar biri ölürse ne olur?"
"Sessiz ol. Burada konuşamayız, gel boş çardaklardan birine gidelim. İzlenmediğimiz tek yer orası."
Çardağa ilerlerken okulun pencerelerine bir göz attım. Dışarıyı izleyen birkaç kişi gördüm. Gerçekten herkes sus pus olmuştu. Her gün olaydan geçilmeyen Yeong-wonhan Lisesi karanlığa bürünmüştü.
"Soobin, birkaç gündür aklıma takılan bir şey var. Ama nasıl anlatacağım bilmiyorum."
"Eğer Kai ile ilgiliyse düşünme, anlat. O seni öldürmeye çalıştı Beomgyu. Şu dakikadan sonra onu sevmemi bekleme benden."
"Yine de ona değer veriyorsun. Kendine yalan söyleme."
"Zil çalacak, çabuk anlat."
Kafamı karıştıran şey Kai'a ilk saldırının yapıldığı geceydi. Bana Taehyun'u gördüğünü söylemişti. Ama onu yaralayan kişi ile karşılaştığında yaralanacağını biliyormuş gibi bir hali vardı. Ayrıca Taehyun işini yarım bırakmazdı. Eğer diğer cinayetler gibi bir durum olsaydı, maskeli adamın Kai'ı oracıkta öldürmüş olması gerekirdi. Bu durumda iki seçenek kalıyordu, ya Kai kendini bilerek bıçaklatmıştı ya da Taehyun ona göz dağı vermek istemişti. Ayrıca ona hiçbir şey yapmadan adaletli bir şekilde polise teslim etmesi hiç ondan beklediğim bir şey değildi.
"O gece Taehyun'un tavırları nasıldı? Genelde soğuk bakar ama bakışlarında bir değişiklik oldu mu?"
"Evet, çok sinirliydi. Sanki onu öldürmemek için zor duruyormuş gibiydi."
"Beomgyu, o geceyi bana tamamen anlatmamışsın gibi hissediyorum. Kai'ın seni öldürmeye geldiğini söyledin ve Taehyun'un bunu hissedip birden yanınıza geldiğini ve onu yakalayıp polise teslim ettiğini söyledin. Burada çok fazla eksiklik var. Taehyun neden sinirliydi?"
"Soobin, o kadar çok şey oldu ki aklımı toparlamakta zorlanıyorum. O gece neler olduğunu bile hayal meyal hatırlıyorum. Lütfen anlayış göster."
"Peki, ben sorayım sen cevapla o zaman. Sence Kai'ın bir ortağı olabilir mi?"
"Ne? Bunu nereden çıkardın?"
"Ben yolda ilerlerken birisi beni takip ediyordu."
"Yüzünü gördün mü?"
"Hayır, maskeliydi. Tam da senin anlattığın gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gloved Man
Mystery / ThrillerBir gece Yeong-wonhan Lisesinin arka bahçesinde Kang Taehyun'un cesedi bulunur. Kuzeni Beomgyu ertesi gün Taehyun'un ölüm haberini aldığında yıkıma uğrar. Aynı gün okula Taehyun'a tıpatıp benzeyen gizemli bir öğrenci gelir ve okulda bir takım cinaye...