Merhabaa.
Bu fic Seven Jeongguk'tan esinlenilmiş gibi😭 resmen böyle bir fic yazarken Seven çıktı ve tamamen aynı karakterdeler.
Jeongguk deli gibi Taehyung'un peşinde koşuyor.
Şu iki günde aldığımız momentlar beni yazmaya çok itti. Özellikle Taehyung'un yönelimi hakkında artık reddedemeyeceğimiz şeyler paylaşması çoookkk heyecan verici. Umarım bu bebiş hep mutlu olur ve hep böyle özgür özgür ortalıkta dolanır.
Son attığı fotoğraflardan sonra baskın bir Taehyung yazmak çok zor olacak çünkü Taehyung çok soft görünüyor gözüme.
Ben yine çok konuştum.
Yorum sınırı koymaya karar verdim çünkü bu böyle olmuyor.
Başlangıcımız 20 olsun🫶🏻
İyi okumalar ve bol bol yorumlar diliyorum♡♡
•••

Ve onu terk edeceksin,
sen bana sadıksın.•••
24 Eylül, cumartesi
Uyumak, bu hayatta belki de en sevmediğim harcamalardan birisiydi. Elimde olsa uyuyacağım vakti tamamen yararıma olacak şeyleri yapmakla geçirirdim. Sekiz saatimi uyuyarak geçirmek yerine spor salonunda veya yakın arkadaşlarımla gezerek geçirmeyi tercih ederdim. Uykuyu çok seven insanları asla anlamıyordum. Evet, uyumak bir yerde epey güzeldi. Özellikle dertlerden kaçmak için rahat bir yoldu fakat zararlıydı benim için.
Dertlerimden uzaklaşmak yerine onların üstüne gitmeyi tercih ederdim. Bir şeylerin üstünü yine bir şeylerle kapatacağıma o şeyleri ortadan kaldırmayı severdim.
Bu sebeple uykuyu hiçbir yönden sevmezdim. Sabah gün doğarken uyanır, gece on iki-bire vururken yatardım. Tabii bir partiye katılacağım günlerde geç uyanır, günümü buna göre planlardım.
Bugün de hiçbir planım yoktu gece için. Bu sebeple uyanır uyanmaz spor salonuna atmıştım kendimi. Oturduğum sitenin spor salonunu bu hafta kullanmaya başladığımdan tanıdığım kimse yoktu ve kendi halimde çalışıyordum. Bir koça falan da ihtiyacım yoktu şimdilik. Amacım formumu korumaktı.
Saat sekizden öğlen bire kadar spor salonunda ve havuzda oyalandıktan sonra kendimi okula atmıştım. Bugün dersimiz yoktu fakat salonu istediğimiz gibi kullanabiliyorduk. Günümün geri kalanını da bomboş geçirmek istemiyordum. Yetiştirmem gereken çevirileri akşama atmaya karar vermiştim, akşam daha fazla ilham geliyordu.
Voleybol dışında çevirmenlikle de uğraşıyordum. Özellikle yurt dışına çıktıktan sonra okuduğum okulda seviyemin yükselmesiyle çeşitli dil sınavlarına girmiş, kendimi çevirmenliğin içinde bulmuştum. Birçok şirketin sosyal ağ üzerinden yapılması gereken çevirileriyle ilgileniyordum. Yetişmek zor olmuyordu çünkü ben zaten boşa geçireceğim tek bir saati bile sevmiyordum.
İleride durumlar değişirse bırakırdım. Şu anki hayatımdan epey memnundum.
"Telefonun çalıyor." Dedi soyunma odasından çıkıp yanıma yürüyen Jimin. Topu yere bırakırken bana uzattığı telefonumu aldım. Dikkatimi bozmaması için telefonumu soyunma odasına bırakıyordum. Bildirimlerim kapalı olsa da bakasım geliyordu arada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Super Freaky Boy
Teen FictionSeni istediğimi ve sana ihtiyacımın olduğunu biliyorsun. Senin kötü romantizmini fena halde istiyorum.